29 Nisan 2016 Cuma

FRANCESCO REDİ (1625- 1697)


Arkadaşlar hepinize Merhaba,

Aşağıda bugün derste anlatılan Francesco Redi ile ilgili kısa bir parça ve dört soru var. Okuma parçasından ziyade çok araştırma yapmanızı, biraz farklı kaynaklardan okumalar yapmanızı istiyorum. Sorulara Çarşamba akşam 23;59 a kadar cevaplarınızı yazmanız gerekiyor. Sorulara cevap verirken yararlandığınız kaynakları (kitap, dergi, internet adresi, vb.) en alta açık bir şekilde belirtmenizi istiyorum. En az üç arkadaşınıza yorum yazmayı unutmayın.

ÇOK ÖNEMLİ NOT; 6 Mayıs Cuma günü sınıfta tartışılacak bilim insanları;
NEWTON- SALİME
OLE RÖMER- SULTAN
KANT - BÜŞRA
VOLTA -  NAZMİYE
FARADAY - İLKE
BENJAMİN FRANKLİN- İBRAHİM


KIPIR KIPIR YARATIKLAR

Ayy! Yerdeki şekerlemenin üstünü karıncalar kaplamış! Çöp kutusundaki fıstık ezmesi artığı vızır vızır kurtlarla dolmuş! Yoldaki sincap ölüsünün üstünde bir sürü sinek uçuşuyor! Bütün bu küçük yaratıklar da nereden çıktı? İnsanlar binlerce yıl bu küçük yaratıkların bazı yerlerde nasıl birden bire ortaya çıkıverdiklerini merak edip durdu. Düşünürseniz bu oldukça garip bir şey.
Kitaplığınızın arkasındaki şu şekeri ele alalım. Odada başka hiçbir yerde karınca görmüyorsunuz. Veya evin başka hiçbir bölümünde. Ama şekerin üstü karıncayla kaynıyor. Bu kadar çok karınca nasıl tek bir yerde toplanı verdi?
Bu küçük yaratıkların böyle toplanmalarına bir açıklama olarak insanlar “kendiliğinden oluşum" fikrini ortaya attılar. Kendiliğinizden bir şey yapmaya karar verdiğinizde bu kararı birden bire ve kendi başınıza alırsınız. Bir hayvan birden bire; başka hiçbir canlı hayvan işe karışmadan ortaya çıkarsa “kendiliğinden oluşum" gerçekleşmiş olur. Bu açıklamaya göre şekerdeki karıncalar şekerden, çöp kutusundaki kurtlar çöplerden, ölü sincabın çevresindeki sinekler de ölü sincaptan bir anda yaşama geçmişlerdir. İnsanlar uzun yıllar çeşitli hayvanların aniden ortaya çıkmasına kendiliğinden oluşumun neden olduğunu varsaydı. Bazı kişiler kazların ağaçlardan hayata geldiğine ve kuzuların karpuzdan çıktığına inanıyorlardı. Bazılarıysa bir su birikintisinde ki kurbağaların yağmur bulutlarından kendiliğinden oluştuklarına ve yağmurla toprağa düştüklerine inanıyorlardı.
Sonunda 1600'lü yıllarda, Van Helmont adında Belçikalı bir bilim insanı kendiliğinden oluşum modelini sınamaya karar verdi. Kirli, terli bir gömlek yığınının üstünü buğdayla kapladı ve hayvanların burada oluşup oluşmayacaklarını gözlemeye koyuldu. Oluştular! 21 gün sonra Helmont gömleklerin arasında bir sürü fare buldu. Bundan çıkardığı sonuç şu oldu: Terli gömlekler ve buğday karışımı fare doğuruyordu!
Bazı bilim insanları Van Helmont'un bu buluşuyla tarihe bir sayfa eklediği kanısındaydı. Diğer bazıları da tarihe sayfa değil, safsata eklediğini ileri sürdüler. Onun bulduğu sonuçları kanıtlamaya çalışan bilimcilerle yanıldığını kanıtlamaya çalışan bilim insanları arasında iki yüz yıl süren bir gel git savaşı başladı.
Alman bilim insanı Athanasius Kircher, aynı sonuca varan başka bir yol denedi. Bir avuç sinek ölüsünün üstüne bal döktü ve çok geçmeden ölü sineklerin üstü, uçuşan sineklerle kaplandı. Kircher bundan, ölü sineklerle balın sinek doğurduğu sonucunu çıkardı.
Ancak, İtalyan bilim insanı Francesco Redi'nin bütün bu deneyler konusunda aklını karıştıran bir şey vardı. Ölü nesnelerin gerçekten canlı hayvanların doğumuna yol açıp açmadığını görmek için ölü yılanlar, ölü güvercinler, dana pirzolaları, at eti ve kuzu yüreklerini bir araya getirdi. Ancak Helmont ve Kircher den farklı olarak Redi, küçük hayvanların girmesini önlemek için bunları kapalı bir kutuya koydu.
Redi'nin deneye eklemiş olduğu, nesneleri kutuya kapatma aşaması nedeniyle onun deneyine kontrollü deneme diyebiliriz. Kontrollü bir denemede bilim insanı problemin yalnızca bir yönünün sınanmasını güvence altına alır.
Redi, Van Helmont'un deneyinin aynı anda bir değil, iki şey sınadığı kanısındaydı: acaba bu maddelerden hayvanlar doğabilir miydi ve acaba bu hayvanlar maddelerle ilişkilendirilebilir miydi?
Redi haklıydı. İlave ettiği kontrol, farklı sonuçlara yol açtı: Ortada ne fare, ne sinek, nede kurt vardı. Görünen tek şey, gerçekte kutunun dışında içeriye girmeye çalışan sineklerdi.

“Bilimsel Gaflar Doğruya Giden Eğri Yolda Serüvenler” (Tübitak yayınları, 1999); Mahmut POLAT, (Doktora tez çalışması, 2011)


SORU 1: Yukarıda verilen parçayı dikkatlice okuyunuz. Parça içerisinde hiç olgu, genelleme, hipotez, bilimsel yasa ya da teori var mıdır? Varsa bunlarla ilgili örnekleri metin içerisinden alıntılar yaparak gösteriniz.(Örneğin seçtiğiniz bir cümlenin neden bir teori olduğunu ya da bilimsel yasa olduğunu düşündüğünüzü açıklayınız.)

SORU 2: Parçaya göre Van Helmont ve Kircher canlıların oluşumuyla ilgili görüşlerini nasıl sınamışlardır? Bu denemeler arasında herhangi bir farktan söz edilebilir mi? Her iki bilim insanının yapmış oldukları denemelerde sizce bilimsel olarak temel hata neydi? Yapılan deneyler problemin sadece bir yönünün sınanmasını ortaya koyuyor muydu?

SORU 3: Francesco Redi’nin yapmış olduğu deney hangi yönüyle Van Helmont’unkinden farklı sayılabilir? Gerek Van Helmont'un gerekse Redi’nin deneyleri göz önüne alınırsa deneyler bilim adamları için ne ifade eder? Bilginin en temel elde ediliş yolu sadece deneyler midir?

SORU 4: Parçada ki hangi cümle yeni bir bilimsel bilginin kabulünün kolaylığı ya da zorluğu hakkında size bir fikir verebilir? Sizce yeni bir bilimsel bilginin kabulü toplum tarafından nasıl karşılanmaktadır? Neden böyle düşündüğünüzü kısaca açıklayınız.

69 yorum:

  1. Hocam merhaba,kolay gelsin..
    C1 -Bu küçük yaratıkların böyle toplanmalarına bir açıklama olarak insanlar “kendiliğinden oluşum" fikrini ortaya attılar.Burdaki kendiliğinden oluşum bilimsel yasa olarak düşünülmüştür çünkü o zamanlarda kabul edilmiştir.
    -Bir hayvan birden bire; başka hiçbir canlı hayvan işe karışmadan ortaya çıkarsa “kendiliğinden oluşum" gerçekleşmiş olur.Burda ise genellemeden bahsedilmiştir kendiliğinden oluşumu tanımlamış ve bir hayvan gibi sade bir tanım kullanarak genellemiştir.
    Bazı kişiler kazların ağaçlardan hayata geldiğine ve kuzuların karpuzdan çıktığına inanıyorlardı. Bazılarıysa bir su birikintisinde ki kurbağaların yağmur bulutlarından kendiliğinden oluştuklarına ve yağmurla toprağa düştüklerine inanıyorlardı.İnsanların farklı farklı oluşumları ile düşünceleri yer almaktadır.Hipotez olarak düşünüyorum.
    -Terli gömlekler ve buğday karışımı fare doğuruyordu! Genelleme yapmıştır
    - Ölü nesnelerin gerçekten canlı hayvanların doğumuna yol açıp açmadığını görmek için ölü yılanlar, ölü güvercinler, dana pirzolaları, at eti ve kuzu yüreklerini bir araya getirdi.Redi hipotezini doğrulamak için deneyler yapmıştır.
    C2 - Van helmont, kirli, terli bir gömlek yığınının üstünü buğdayla kapladı ve hayvanların burada oluşup oluşmayacaklarını gözlemeye koyuldu.Bu şekilde sınamıştır ve sonuçta oluştuğunu gözlemlemiştir.
    Kircher ise bir avuç sinek ölüsünün üstüne bal döktü ve çok geçmeden ölü sineklerin üstü, uçuşan sineklerle kaplandı.Bu şekilde sınama yapmıştır ve sonuçta ikiside oluştuğunu gözlemlemiştir.
    -Fark vardır kullanılar deney malzemeleri açısından fark vardır birinde bal,diğerinde buğday kullanılmıştır deney düzenekleri farklıdır ama ikiside ortamın hava almasını sağlamıştır.Fakat redi kapalı bir kutuya koymuştur.
    -Bence temel hata Redi nin yaptığı gibi kapalı bir kutuya koymamaları idi açık olunca diğer canlılar,küçük sinekler gelmiştir.Hatta Redi deney sonucunda kutunun etrafında küçük sinekler olduğunu gözlemlemiştir.
    -Evet sınıyordu çünkü Redi küçük sineklerin etkilediğini gözlemlemiştir fakat diğer bilim insanları ise onların kendiliğinden oluştuğunu savunmuşlardır.
    C3 - Kapalı bir kutuda hava almaması ve küçük sineklerin girmemesi bakımından farklıdır.
    -Deneyler bilim adamları için hipotezlerini kanıtlaması için gereklidir.Yani sadece ortağa düşünce atmak yetmez eğer ki ispatı yapılabiliyorsa yapılmalıdır, yoksa herkes ben bilim adamıyım diye düşünür farklı farklı teoriler ortaya atar fakat bilim adamları düşüncelerini bu deneyler kanıtlamaya ispatlamaya çalışırlar.
    -Bilgi ayrıca gözlemlerden de yararlabillir.Astronomide bunlardan yararlanırız.
    C4 Onun bulduğu sonuçları kanıtlamaya çalışan bilimcilerle yanıldığını kanıtlamaya çalışan bilim insanları arasında iki yüz yıl süren bir gel git savaşı başladı.Burda ki ikiyüzyıllık süre kabulünün olmasının zor olduğnu bize göstermektedir.
    -Toplum tarafından kabulü toplumun düşünce yapısına veya bilimsel bilgiye göre değişir eğer ortaçağda ise yeni bir bilgi için akla yatkınlık önemlidir.Yani bir insan gelipte yöneticilerin önünde ben sizin dünya merkezli evren modelini kabul etmiyorum ben gözlemledim dünya güneşin etrafında dönüyor sizin kitaplarınızda yer alan bilgiler yanlıştır diyemez çünkü o zamanki gözlem gücünün şuanki teknoloji bakımından bu kadar gelişmemesinden dolayı insanların var olan bilgisini değiştirmek istemiyorlar.Ee sonuçta yöneticelerde topluma yönveren oldukları için toplum adı altında bir iki temsilci seçer ve insanların yeni teorilerini kendileriyle uyuşmazsa idam yada zehirleyebilirler.
    -Eğer ki şuan ki zaman dilimi adına konuşmak gerekirse klonlama bazı topluluklar bakımından olumlu karşılanıyor bazıları bakımından da olumsuz karşılanmaktadır.Burda da yine toplumun kabul edip etmediğini etik olması gerektiğini görüyoruz bende öyle düşünüyom herkes tarafından etik olarak kabul edilmesi gerekmektedir.
    Kaynaklar
    http://www.toplumdusmani.net/modules/wordbook/entry.php?entryID=5022/bilimsel-yasa-nedir+bilimsel-yasa-ne-demek
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Francesco_Redi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. merhaba ibrahim 3.cevabını okudum ancak çok karışık olduğunu düşünüyorum demek istediğini daha net yazabilir misin? teşekkür ederim.

      Sil
    2. merhaba İbrahim, kendiliğinden oluşuma bilimsel yasa demişssin bu fikrine katılmıyorum bence teoridir çünkü teori Hipotezlerin deney ve gözlemlerle birlikte desteklenmesi halidir.

      Sil
    3. Merhaba İbrahim,
      1. cevabın eksik olmuş, soruya detaylı cevap bekliyorum...

      Sil
    4. Merhaba ibrahim 1, soruda kendiliğinden oluşuma yasa demişsin buna katılmıyorum kendiliğinden oluşum teoridir ve sonradan çürütülmüştür yani günümüzde geçerli değildir

      Sil
    5. mrb İbrahim, 1. sorunun cevabı için bilimsel yasa olarak düşündüklerini söylemişsin ama bilimsel bilgini yasa olma sürecindeki diğer basamaklar iade edilirken bilimsel bilginin ispatını gerektiren basamaklar gerçekleştirmeyinceye değin böyle bi ifade kullanılmamıştır.

      Sil
    6. merhaba hocam,sineklerin kendiliğinden oluşması gibi gözlemlerden çıkarılan sonuçlar ile birçok canlının bu şekilde oluşabileceklerinin düşünülmesi genellemedir. Van Helmont Kirli, terli bir gömlek yığınının üstünü buğdayla kapladı ve hayvanların burada oluşacağı fikri hipotezdir. ‘’Kendiliğinden oluşum’’ teori diyebiliriz çünkü o dönemde kabull görmüştür.

      Sil
  2. İyi akşamlar hocam,
    Cevap1
    Parçada bahsedilen ‘kendiliğinden oluşum’ bilmsel bir yasa dır.
    Ve ‘Bir hayvan birden bire; başka hiçbir canlı hayvan işe karışmadan ortaya çıkarsa “kendiliğinden oluşum" gerçekleşmiş olur.’ Cümlesi bir genellemedir.
    ‘İnsanlar uzun yıllar çeşitli hayvanların aniden ortaya çıkmasına kendiliğinden oluşumun neden olduğunu varsaydı. Bazı kişiler kazların ağaçlardan hayata geldiğine ve kuzuların karpuzdan çıktığına inanıyorlardı. Bazılarıysa bir su birikintisinde ki kurbağaların yağmur bulutlarından kendiliğinden oluştuklarına ve yağmurla toprağa düştüklerine inanıyorlardı.’ Bu bir hipotez(varsayım)dır.
    Redi’nin yaptığı kontrollü deneyler önce ki bilim insanlarının teorilerinin geçerliliğini sınadı. Ve görünen tek şeyin, gerçekte kutunun dışında içeriye girmeye çalışan sinekler olduğuydu.
    Cevap2
    Van Helmont kendiliğinden oluşum modelini şöyle sınadı: Kirli, terli bir gömlek yığınının üstünü buğdayla kapladı ve hayvanların burada oluşup oluşmayacaklarını gözlemeye koyuldu. Oluştular! 21 gün sonra Helmont gömleklerin arasında bir sürü fare buldu. Bundan çıkardığı sonuç şu oldu: Terli gömlekler ve buğday karışımı fare doğuruyordu!
    Alman bilim insanı Athanasius Kircher ise aynı sonuca varan başka bir yol denedi. Bir avuç sinek ölüsünün üstüne bal döktü ve çok geçmeden ölü sineklerin üstü, uçuşan sineklerle kaplandı. Kircher bundan, ölü sineklerle balın sinek doğurduğu sonucunu çıkardı.
    Her iki bilim insanının yaptığı deneylerde birbirine benzer deneyler aslında ve sonuç vermiyor. Daha bilinçli deneyler yapmak gerekiyordu. Ve bunlar bilimsel geçerliliği olmayan kurgusal denemelerdir. En büyük hataları deneyin koşullarının geçersiz olması, birden fazla yönünün sınanması ve kontrollü deneyler yapılmaması.
    Cevap3
    Redi ölü nesnelerin gerçekten canlı hayvanların doğumuna yol açıp açmadığını görmek için ölü yılanlar, ölü güvercinler, dana pirzolaları, at eti ve kuzu yüreklerini bir araya getirdi ve Helmont ve Kircher den farklı olarak, küçük hayvanların girmesini önlemek için bunları kapalı bir kutuya koydu. İşte Redi'nin deneye eklemiş olduğu, nesneleri kutuya kapatma aşaması nedeniyle onun deneyine kontrollü deneme diyebiliriz. Kontrollü bir denemede bilim insanı problemin yalnızca bir yönünün sınanmasını güvence altına alır. Redi bu yönüyle kontrollü deney düzeneğini tasarlayan ilk bilim insanıdır. Bilginin elde ediliş yolunda deneyler önemlidir. Çünkü deneylerle hipotezi doğrulamak gerekiyor yani hipotez tutarlı ise bilimsel gerçek olur. Sonra Teori halini alır. Hipotez, elde edilen deney sonuçları ile tutarsızlık gösteriyorsa değiştirilir. Redi de bu çalışmasında onu yapmıştır.
    Cevap4
    Parçada geçen Helmont’un bulduğu sonuçları kanıtlamaya çalışan bilimcilerle yanıldığını kanıtlamaya çalışan bilim insanları arasında iki yüz yıl süren bir gel git savaşı başladı. Burdan da anlaşılacağı gibi yeni birşeyi kabullendirmek hiç de kolay değildir. Bunu kabul edenlerin olması gibi reddedenlerin olması da çok doğaldır. En başta akla yatkın (mantık çerçevesinde) olması gerekmektedir, deney ve gözleme dayalı olmalıdır. Yeni görüşler ortaya attığı için ölüme mahkum edilen bilim insanları olduğu gibi (Sokrates), öldükten sonra fikirleri kabul edilen bilim insanları da vardır. Hatta Redi de Bu görüşleri nedeniyle kilisenin zulmüne uğramış, odun yığınları üzerine konulmuş ve kanaatini değiştirmediği için de yakılmıştır.Dolayısıyla bilimsel bilginin kabulü zaman alır. Burda yaşanılan medeniyetin rolü çok büyüktür. Eğer yeniliğe açık bir medeniyet ise kabulü daha kolay olabilir.

    Kaynakça
    http://www.evrimagaci.org/makale/97
    http://metafizikl.blogspot.com.tr/2013/04/bir-zamanlar-darwinizm_22.html
    http://www.fizik.net.tr/site/bilimsel-bilginin-gelisimi/
    https://wiki.zirve.edu.tr
    http://www.felsefesinifi.com/?Syf=15&cat_id=10&baslik_name=QmlsZ2kgRmVsc2VmZXNp
    http://kisi.deu.edu.tr/ozkan.tutuncu/BiliminDogasi.pdf
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Francesco_Redi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. merhaba özge,1.soruda kendiliğinden oluşun bilimsel bir yasa olduğunu yazmışsın bu fikrine katılmıyorum abiyogenez(kendiliğinden oluş) bir teoridir,deneylerle test edilmiştir ancak bilimsel bir yasa olması için "kontrollü" deneyler sonrası uzun süre boyunca aynı sonuçlara ulaşılmış olan net bir bilgi olması gerekmektedir. elbette ki yasalar da sınanabilir fakat abiyogenez yasa olma koşulunu sağlamamaktadır.

      Sil
    2. Merhaba Özge,
      1. cevabı biraz daha genişletmen gerekiyor...

      Sil
    3. Merhaba ilke, dönemin şartlarına göre kendiliğinden oluşu yasa olarak tanımladım çünkü onlar da kendilerince deneyler yapmışlardı ve bunu kabul ediyorlardı.Teşekkür ederim fikirlerin için.

      Sil
    4. Bu yorum yazar tarafından silindi.

      Sil
    5. Merhaba Polemik yaratmak istemem ama yasalar dönemin şartlarına göre değişemez. Ayrıca cevabında kendince deneyler yapmıştı ifadesini kullanmısşın o dönemde Van Helmont ve Athanasius Kircher tarafından yapılan deneyler kontrolsüz deney olduğundan bilimsel bir nitelik taşımamaktadır.Bilimsel bilgiye bilimsel yöntemlerle ulaşılır.Bu bilim insanlarının görüşleri Francesco Redi’nin yapmış olduğu deneyler sonucunda yanlış olduğu kanıtlanarak çürütülmüştür.

      Sil
    6. Ben de emre ile aynı fikirdeyim. Bir örnek üzerinden gidecek olursak yerçekimi bir yasadır ve biz bir maddeyi elimizden bırakınca yere düşeceğine eminiz istersek kolaylıkla bir nesne bırakarak test edebiliriz ancak gerek bile görmeyiz çünkü çok uzun bir süreç içerisinde kontrollü deneyler sonrasında kabul edilmiş bir yasadır.

      Sil
  3. Merhaba hocam kolay gelsin:)
    Cevap1: -Bir hayvan birden bire; başka hiçbir canlı hayvan işe karışmadan ortaya çıkarsa “kendiliğinden oluşum" gerçekleşmiş olur. Bu cümlede bir hayvan diyerek yani özel olarak bir hayvan ismi vermeden bir genelleme yapılmıştır. Parçada bahsedilen’’ kendiliğinden oluşum’’ modeli o zamanlar da kabul görüldüğü için bilimsel yasadır. ‘İnsanlar uzun yıllar çeşitli hayvanların aniden ortaya çıkmasına kendiliğinden oluşumun neden olduğunu varsaydı. Bazı kişiler kazların ağaçlardan hayata geldiğine ve kuzuların karpuzdan çıktığına inanıyorlardı. Bazılarıysa bir su birikintisinde ki kurbağaların yağmur bulutlarından kendiliğinden oluştuklarına ve yağmurla toprağa düştüklerine inanıyorlardı.’bu bir hipotezdir. Çünkü o zamanlar da gerçekleşen olaylar arasında ilişkiler kurmak ve olayları geçerli sayılabilmeleri için bir nedene bağlamaları gerekiyordu.
    Cevap2: Van Helmont ( Kirli, terli bir gömlek yığınının üstünü buğdayla kapladı ve hayvanların burada oluşup oluşmayacaklarını gözlemeye koyuldu. Oluştular! ) canlıların oluşumunu bu şekilde sınamıştır. Kircher ise (Bir avuç sinek ölüsünün üstüne bal döktü ve çok geçmeden ölü sineklerin üstü, uçuşan sineklerle kaplandığını gözlemledi) .Van Helmot ve Kircher’in deney şekilleri farklı olmasıyla beraber deney için kullandıkları malzemeler ve deneylerinin sonucunda oluşan canlılarda farklıdır.Her iki deneyde de bilimsel hata olarak kullandıkları deney düzeneklerini söyleyebiliriz yani kontrollü deney yapmamaları onları yanlış sonuçlara ulaştırmıştır. Redi'nin deneye eklemiş olduğu, nesneleri kutuya kapatma aşaması nedeniyle kontrollü deneyle problemin bir yönünü sınamış diyebiliriz, fakat Van Helmont ve Kircher deneyleri için bunu diyemeyiz.
    Cevap3: Her iki bilim insanı da kendiliğinden oluşum modelini sınamışlardır. Van Helmont deney düzeneğini kurup gözlem yapmış ve deneyinin sonucunda farelerin oluştuğunu söylemiştir. Redi ise Van Helmont’an farklı olarak deney düzeneğini kapalı bir kutu içerinde kurmuştur.Yani kontrollü deney yapmış ve gelişmeleri gözlemlemiştir. Gerek Van Helmont'un gerekse Redi’nin deneyleri göz önüne alınacak olursa ; Van Helmont’un deneyinin sonucunda yanlış bir sonuca varması ve Redi’nin kontrollü deney yaparak doğru sonuca ulaşıp bilime katkı sağlaması, doğada gerçekleşen olayları anlamlandırmaları vb. yani şu ki deney bilim insanlarının kanıtlanabilir bilgiye ulaşmasında en önemli adımlardandır.Bilgiye ulaşmada deneyler önemlidir fakat deney dışında gözlemlerde bilgiye ulaşmada önemli adımlardandır.
    Cevap4:Van Helmont’un bulduğu sonuçları kanıtlamaya çalışan bilimcilerle yanıldığını kanıtlamaya çalışan bilim insanları arasında iki yüz yıl süren bir gel git savaşı başladı. Cümleden de anlaşılacağı üzere yeni bir bilimsel bilginin kabul edilmesinin ne kadar zor ve uzun bir süreç gerektirdiği görülüyor. Bir toplumun kabul gördüğü ve onlar için yasalaşmış diyebileceğimiz bir bilgiyi reddedip yeni bir bilimsel bilgiyi benimsetmek oldukça zor olacaktır. Zorluğunu açıklayacak birçok örnek var hatta. Mesela bir toplum için kalıplaşmış ya da yasalaşmış diyebileceğimiz bir bilgiyi çürütüp ya da yok sayıp yeni bir bilimsel bilgi ortaya koyan birçok bilim insanı ölümle cezalandırılmıştır. Aslında bir toplumun yeni bir bilgiyi kabul etmeleri yada etmemeleri bir nebzede olsa yaşadığı medeniyetle de alakalıdır. Eğer yaşadıkları dönem yeni bilgilere açık, akla ve mantığa uyan, yeni bilimsel bilgileri önemseyip araştıran vb gelişmiş bir toplumdan oluşuyorsa kabul etmeleri daha kolay olacaktır diye düşünüyorum.
    Kaynaklar;
    http://www.evrimagaci.org/makale/97
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Francesco_Redi
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Varsay%C4%B1m
    http://www.fizik.net.tr/site/bilimsel-bilginin-gelisimi/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar Emine 1.soru da kendiliğinden oluşum a bilimsel yasa demişsin.Yasa dediğimiz şey değişmez. Ancak kendiliğinden oluşum daha sonra ki bilim insanları tarafından yeni bilgiler ışığında değiştirilmiş. Bunu biraz daha açıklayabilir misin ?

      Sil
    2. Merhaba Emine, 3. cevabında deney dışında gözlemler de bilgiye ulaşmada önemli adımlardandır demişsin yorumuna katılıyorum eklemelerde bulunmak istiyorum. Bilim insanının zekası, merakı, araştırmaları çok yönlü düşünmesi,gözlemi,problem çözme yeteneği ve sonra kurdukları hipotezleri test etmesi de önemli bir yere sahiptir.

      Sil
    3. Merhaba Emine, 3. cevabında deney dışında gözlemler de bilgiye ulaşmada önemli adımlardandır demişsin yorumuna katılıyorum eklemelerde bulunmak istiyorum. Bilim insanının zekası, merakı, araştırmaları çok yönlü düşünmesi,gözlemi,problem çözme yeteneği ve sonra kurdukları hipotezleri test etmesi de önemli bir yere sahiptir.

      Sil
    4. Merhaba Emine,
      1. cevap eksik olmuş, biraz daha genişletelim..

      Sil
  4. iyi akşamlar hocam....
    1-olgu:kendiliğinden oluşum
    olay:karıncaların şeker üzerinde toplanması
    genelleme: Alman bilim insanı Athanasius Kircher bir avuç sinek ölüsünün üstüne bal döktü ve çok geçmeden ölü sineklerin üstü, uçuşan sineklerle kaplandı. Kircher bundan, ölü sineklerle balın sinek doğurduğu sonucunu çıkardı. Bir olaydın sonucundan başka bir olayla ilgili bir yargıya varılmış.
    kendiliğinden oluşum teorisi.Çünkü yıllarca bilim insanları bu konu hakkında araştımalar,deneyler yapmışlar ve bunun üzerine tartışmalar yapılmış.
    hipotez: Bir hayvan birden bire; başka hiçbir canlı hayvan işe karışmadan ortaya çıkarsa “kendiliğinden oluşum" gerçekleşmiş olur.neden sonuç ilişkisi olduğu için hipotez olduğunu düşünüyorum.
    2-Van Helmont Kirli, terli bir gömlek yığınının üstünü buğdayla kapladı ve hayvanların burada oluşup oluşmayacaklarını gözlemeye koyuldu. Oluştular! 21 gün sonra Helmont gömleklerin arasında bir sürü fare buldu. Bundan çıkardığı sonuç şu oldu: Terli gömlekler ve buğday karışımı fare doğuruyordu!
    Athanasius Kircher, aynı sonuca varan başka bir yol denedi. Bir avuç sinek ölüsünün üstüne bal döktü ve çok geçmeden ölü sineklerin üstü, uçuşan sineklerle kaplandı. Kircher bundan, ölü sineklerle balın sinek doğurduğu sonucunu çıkardı.
    Bence iki bilim insanıda hemen hemen aynı deneyi yapmışlar ben burda bi farklılık olmadığını düşünüyorum.Yaptıkları hata ise Redi nin yaptığını yapmamalarıdır yani problemin bir yönünün sınanmasıydı,aynı olayları kapalı ortamda denemeleri gerekiyordu.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. merhaba kadir,olay ve olgulara güzel örnekler vermişsin ben onu görmemiştim beni bilgilendiridğin için teşekkür ederim

      Sil
    2. Merhaba ibrahim teşekkür ederim ...

      Sil
  5. 3- Francisco Redi ölü nesnelerin gerçekten canlı doğurup doğurmadığını anlamak için ölü yılanlar, ölü güvercinler, dana pirzolaları ve kuzu yüreklerini bir araya getirdi ama diğerlerinden farklı olarak bunları kapalı bir kutuya koydu böylece problemin sadece bir yönünü değerlendirebileceği kontrollü bir deney ortamı yarattı çünkü diğer deneylerin doğurganlık yanında hayvanları cezp etme gibi bir özelliğide barındırdıklarını düşünüyordu. nitekim hakliydi çünkü ne fare ne de kurbağa doğmuştu. sadece kutuya girmeye çalışan sinekler vardı.Redi'nin farkı kontrollü deney yapmasıydı.
    Bilimsel açıklamaların geçerliği deneysel delillerle test edilebilir, bu nedenle bilimsel bilgi olgusal temellidir. Ancak gözlem ve verilerin tek başlarına bir anlamı yoktur, gözlem ve çıkarım farklı şeylerdir. Bilim adamları gözlem ve verilerin öne sürülen iddia için nasıl delil oluşturduğunu, bu iddiayı nasıl desteklediğini gerekçeleriyle ortaya koyar yani bir argüman oluştururlar. Bu süreç gözlem ve verilerin yorumlanmasını içerdiğinden bilimsel bilgi sübjektiftir.Bir konu ile ilgili aynı veriler farklı şekillerde yorumlanabileceğinden bu konuda birden fazla yarışan teori söz konusu olabilir. Bilim adamları bu yarışan teorilerden hangisinin mevcut delillerle uyum içinde olduğunu ve en tatmin edici açıklamayı sağladığını belirlemeye çalışırlar. Yeni deliller elde edildikçe mevcut bilimsel açıklamalar sürekli gözden geçirilir, sorgulanır,geliştirilir veya değiştirilir. Bu nedenle bilimsel bilgi değişime açıktır. Bilimsel açıklamalar bilim adamlarının hayal gücünü ve yaratıcılığını içerir.Ancak, bilim adamları toplumdan tamamen izole bir şekilde çalışmadığından kaçınılmaz sosyal etkileşimler nedeniyle bilimsel bilgi bilimin yapıldığı sosyal ve kültürel bağlamdan etkilenir.
    4-Bazı bilim insanları Van Helmont'un bu buluşuyla tarihe bir sayfa eklediği kanısındaydı. Diğer bazıları da tarihe sayfa değil, safsata eklediğini ileri sürdüler. Onun bulduğu sonuçları kanıtlamaya çalışan bilimcilerle yanıldığını kanıtlamaya çalışan bilim insanları arasında iki yüz yıl süren bir gel git savaşı başladı.
    Buna göre yeni bir bilginin kabulu çok zordur çünkü 200 yıl gibi çok uzun bi süre tartışmalara sebep olmuştur.Toplum inandıkları şeylerden kolay vazgeçmedikleri ve yeni görüşleri kolay benimsemediklerinden dolayı yeni bilgilerinin kabulunun zor olduğunu düşünüyorum..
    http://gefad.gazi.edu.tr/article/view/5000078593/5000072814 (GÜ, Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi, Cilt 28, Sayı 2 (2008) 221-237)
    https://eksisozluk.com/kendiliginden-olusum--246913?nr=true&rf=kendiliginden%20olusum
    http://mehmetardicc.blogcu.com/bilimsel-arastirma-ve-yontemleri-ders-notlari/13303478
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Bilimsel_bilgi
    http://bilimselbilgi.nedir.com/

    YanıtlaSil
  6. Merhaba hocam.
    CEVAPLAR
    1-Aristo bir özden yeni canlılar meydana geldiğini ve bunun da kendiliğinden olduğunu söyledi. Van helmont bu görüşü test etmek istedi bunun için bir deney yapacaktı. Elbette ilk olarak hipotez kurdu o da kurtçukların, sineklerin yiyecekler üzerinde oluştuğunu görmüştü ve bazı canlıların kendiliğinden oluştuğunu düşünüyordu. Aristo’nun hipotezindeki canlılığı oluşturan öz onun deneyinde insan teriydi.”eğer ortamda ter ve buğday varsa bu ortamda kendiliğinden bazı canlılar oluşur” onun hipoteziydi.21 gün sonra fare oluşumunu gözlemlediği zaman kendince hipotezini kanıtlamıştı ve kendiliğinden oluş anlamına gelen abiyogenez teorisini oluşturdu. O dönem için kanıtlanmış bir hipotez olduğu için abiyogenez bir teoriydi.
    “Terli gömlekler ve buğday karışımı fare doğuruyordu!” bu olay gözlemlendikten sonra insanlar farenin oluşmasıyla ilgili bir genellemeye ulaşmışlardı. Yani tüm farelerin oluşması için böyle bir ortam gerekir düşüncesi bir genellemeydi.
    2- van helmont ve kircher canlılık oluşumuna ilişkin görüşlerini deney yaparak sınadılar. İki deneyde mantık olarak pek fark yoktu çıkış noktaları canlılık belirtisi olmayan bir ortamda yeni canlılar oluşur mu sorusuydu. Aynı sonuca ulaştılar yalnızca kullandıkları materyaller farklıydı. Aynı olan bir şey daha vardı tabii ki; her iki bilim insanının da yaptığı hata. Van helmont terli gömlek ve buğday üzerinde fareler oluştuğunu gözlemlemiştir ancak, deneyinin kontrolü yoktur. Kirli gömlek ve buğday başaklarını sıkıca kapalı bir kutuya koymuş olsaydı, 21 gün sonra elde edeceği sonuç çok daha farklı olurdu. Kontrol deneyi, farelerin dışarıdan geldiğini ve kendiliğinden oluşmadıklarını gösterecekti. Benzer şekilde kircher da deneyini kontrol etmemişti. Bilim insanları bir deney yaparken onu kontrol edebilecekleri yalnızca bir yönüyle ele almalıdırlar ve etki edebilecek tüm faktörleri tanıyıp tek tek kontrol etmelidirler. Helmont ve kircher’ın tarihi hatası da problemin yalnızca bir yönüyle ele alınmamış olması ve sınama yapılırken kontrol deneyinin yapılmamış olmasıydı.
    3-Redi’nin yaptığı deney hem helmont hem de kircher’ınkinden farklıydı. Çünkü redi problemi tek bir yönüyle ele almıştı; gerçekten bu canlılar bu maddelerden mi oluşuyordu. Kavanozların ağzını kapatması bu deneyin kontrolüydü helmont’un deneyinde ise bu yönün yanında oluşan hayvanların bu maddelerle gerçekten ilişkili olup olmadığı yönü de sınanıyordu ve hataya sebep oluyordu. Deneyler tüm bilim insanları için en önemli kontrol yöntemidir. Bu sebeple çok önemlidir, bilim insanları merak ettikleri konu üzerine kurdukları hipotezi yalnızca deneyle test edebilirler ve test ettikten sonra bilimsel bilgiler ve teoriler oluştururlar yani deney bilim insanları için en önemli basamaktır. Ancak bilginin elde edilmesi sürecinde deneyin yanında bilim insanının gözlemleri, zekası, merakı, araştırmaları gibi çok önemli etkenler de vardır.
    4-“Onun bulduğu sonuçları kanıtlamaya çalışan bilimcilerle yanıldığını kanıtlamaya çalışan bilim insanları arasında iki yüz yıl süren bir gel git savaşı başladı.”net bir şey var ki bilimsel bilgi her zaman sınanır. Dolayısıyla bir fikri savunanlar ve savunmayanlar diye karşıt görüşlü iki grubun oluşması doğaldır. Problem şu ki hangi fikir doğru kararını vermek kolay değildir. Bunu bu tartışma sürecinin iki yüz yıl sürmesinden anlayabiliyoruz. Akla yatkın ve deneylerle kanıtlanmış bir bilgi bile olsa yeni bilimsel bilgiler çoğunlukla toplum tarafından benimsenmemiştir. Bunun aslında pek çok sebebi vardır; yeni bilginin dini inançlara ters düşmesi, dönemin yöneticileri tarafından kabul görmemesi, uzun süre kabul gören eski görüşe körü körüne bağlanılmış olması ve eleştirel gözle bakılmamasıdır. dolayısıyla eski kolaylıkla reddedilemediği için yeni bilgiler toplum tarafından zor kabul görmüş ve yadırganmışlardır.
    KAYNAKLAR
    Bilimsel araştırma yöntemlerine genel bir bakış/Prof. Dr. Teoman Kesercioğlu
    www.wikipedia.org/abiyogenez
    m.harunyahya.org
    www.evrimagaci.org

    YanıtlaSil
  7. Merhabalar hocam,iyi akşamlar...
    Uzun olduğu için 2 parça halinde paylaşacağım.

    CEVAP(1):İnsanlar binlerce yıl küçük yaratıkların bazı yerlerde nasıl birden bire ortaya çıkıverdiklerini merak etmiş ve gözlemlemişlerdir. Helmont yaptığı deneyler sonucunda terli gömleğin buğday karışımı ile canlı oluşabiliyordu sonucu onun hipotezidir. Hipotezi kurduktan sonra deneyini tekrar inceleyip kendinden oluşum anlamına gelen abiyogenezi ortaya sürmüştür. Bu teoridir. Teoriler yasalaşmaz. Bilim teoriler olarak ilerler. Yasa diye tanımladığımız kavram değişmezdir,her yerde aynıdır. Ancak bilimsel bilgiyi insan üretmektedir. Ve insan ürünü olan hiç bir şeyin değişmeme lüksü yoktur. Hepimizin yasa olarak tanımladığı aslında bilimsel gerçeklerdir. Terli gömlekler ve buğday karışımı fare doğuruyordu. Burda da insanlar canlının oluştuğuna dair bir genellemeye ulaşırlar.

    CEVAP(2):Bir zamanlar cansız maddenin içinden kendi kendine canlıların türeyebileceği düşünülüyordu. Ve o zamanlar bilim adamları canlılık ile ilgili detayları özellikle de gözle görülemeyen moleküler yapısını inceleme imkanı olmadığı için bazı insanlar için ikna edici olmuştur. Van Helmont ve Kircher de bazı yüzeysel gözlem ve deneylerle görüşlerini sınayıp ortaya fikir atmışlardır. Van Helmont kirli bir gömleğin üzerine buğday döktü ve belli bir süre bekledikten sonra gömleğin çevresinde fareler bulunca buğday ve gömlek karışımından farelerin ürediğine inandı. Kircher de aslında benzer bir deney yaptı. Ölü sineklerin üzerine bal döken ve bir süre sonra bu balın çevresin de uçuşan sineklerin bulunduğunu gören Kircher sinek ölüleriyle birleşen balın canlı sinek ürettiğini sandı. Aslında her ikisi de farklı denemelerle aynı sonuçtan bahsediyordu. Van Helmont ve Kircher de sınadıkları 'kendiliğinden oluşum' kuramını ispatladıklarını zannediyorlardı ancak bu doğru değildi. Çünkü daha sonra ki bilim insanları bunun böyle olmadığını kanıtladılar. Bilim insanları bilimsel bilgiye ulaşırken iyi bir gözlem ve 'kontrollü deneyler' yapmak zorundadır. Ve ortaya attıkları fikirleri çok defa deneylerle tekrar edip doğruluğa ulaşabilmeli ve test edebilmelidir. Ancak Helmont ve Kircher de deneylerini kontrollü bir şekilde ortaya koymamışlardır.

    YanıtlaSil
  8. CEVAP(3): Aslında sadece Francesco Redi değil onunla birlikte Louis Posteur adlı bilim adamı da Helmont'un aksine daha kontrollü deneyler ve gözlemler yaparak abiyogenez görüşünü çürütüp biyogenez görüşünü (bir canlının yalnız kendine benzer başka bir canlıdan oluşabileceği görüşüdür) ortaya atmışlardır. Bilim insanlarına baktığımız da hepsinin bilimsel gerçeğe ulaşırken fikirlerini bir gözleme ve deneylere tabii tuttuğunu bilmekteyiz. Ve asıl önemli olan ise kontrollü deneylerdir. Bilim insanları deneyler aracılığı ile bilgilerinde ki eksiklikleri ya da hataları görebilirler. Ayrıca yeni modellerini deneyler aracılığı ile test edebilirler. Bilim de anlayacağımız üzere deneyin önemi çok büyüktür. Bilime katkısı açısından çok önemlidir. Bilim adamları,bir bilginin gerçek bilimsel değerini ancak deneylerin sonucuna dayanarak bulurlar. Ve bazı deneyler sonucunda bulunan gerçekleri bugün hepimiz bilmekteyiz.(örn:Arşimet,Newton...) Bilgiyi elde etme sürecinde belli bilimsel basamaklar vardır. Bilginin temel elde ediliş yolu sadece deneyler demek doğru değildir. Çünkü bilgiyi elde ederken bilim insanlarının çok yönlü düşünmesi,gözlemi,problem çözme yeteneği ve sonra kurdukları hipotezleri test etmesi de önemli bir yere sahiptir.

    CEVAP(4):Bulduğu sonuçları kanıtlamaya çalışan bilimcilerle yanıldığını kanıtlamaya çalışan bilim insanları arasında iki yüz yıl süren bir gel git savaşı başladı. Ve de Aristoteles ten bu yana devam etmiş çok uzun bir zamandır. Bu parçadan da anladığımız üzere yeni bir bilimsel bilginin kabulü çok zorludur. Bu yeni bir fikir ortaya koyma çabasında ki bilim insanı için de öyledir. Eğer gerçekten ortaya attığı fikri kanıtlayamazsa ya da yeterince savunamazsa hayatından bile olabilir. Çünkü insanların yani toplum üzerinde alışılmış bir gerçeği değiştirmek çok zordur. Toplum bu duruma çok fazla tepki gösterebilir.

    KAYNAKÇA
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Francesco_Redi
    http://www.evrimagaci.org/makale/97
    https://kozmopolitaydinlar.wordpress.com/2011/01/26/hayatin-baslangici-ile-ilgili-gorusler/
    https://zevrimteorisi.wordpress.com/2010/08/21/abiyogenez-teorisi-nedir/

    YanıtlaSil
  9. Merhaba hocam
    1)Bu küçük yaratıkların böyle toplanmalarına bir açıklama olarak insanlar "kendiliginden oluşum" fikrini ortaya attılar.parçadan da verilen bu örnek bilimsel yasadır.Bor hayvan birden bire;başka hiçbir canlı karışmadan ortaya çıkarsa "kendiliğinden oluşum"gerçekleşmiş olur.Parçadaki bu açıklamaya göre ise genelleme olur.
    Bazı kişiler kazların ağaçlardan hayata geldiğine bazılarıysa bir su birikintisinde ki kurbagaların yağmur bulutlarından kendiliğinden oluştuklarıma ve yağmurla toprağa düştüklerine inanıyorlardı.parçada da geçen bu cümleler birer hipotezdir.kesin olmayan değişebilen varsayımlardır. Ölü nesnelerin gerçekten canlı hayvanların doğumuna yol açıp açmadığını görmek için ölü yılanlar,ölü güvercinler,dana pizolaları,at eti ve kuzu yüreklerini bir araya getirdiler.Burada düşuncesinj sınamak için deneyler yapmıştır.
    2)Vam Helmot kendiliğinden oluşum modelini doğrulamak için kirli,terli bir gömlek yığınının üstünü buğdayla ve hayvamların burada oluşup oluşmayacaklarını gözlemeye koyuldu.Helmot'un sonucu terli gömlekler ve buğday karışımı fare doğuruyordu ve bu şekilde düşümcesini doğruladı.Kircher,aynı sonuca varan başka bir yol denedi.Bir avuç sinek ölüsünün üstüne bal döktü ve çok geçmeden ölü sineklerin üstü uçuşan sineklerle kaplandı.Kircher burdan ,ölü sineklerle balın sinek doğurdugu sonucuna vardı.
    Iki bilim insanıda yaptığı deneylerden aynı sonuçları almışlar ve kendiliğinden oluşumu gözlemlemişlerdir.Deneylerin kontrolsüz yapılması onları doğru sonuca ulaştıtmamıştır
    Redi'yi ise doğru sonuca ulaştıran deneylerin kontrollü bi şekilde yapılması.
    3)Frencesco Redi,ölü nesnelerin gerçekten canlı hayvanların doğumuna yol açıp açmadığını görmek için deneyinde kapalı bir kutu kullanmıştır.Diger bilim insanları ise bunu yapmamıştır,fark budur.Redi deneylerini kontröllü bir şekilde yapmış ama Van Helmot bu şekilde yapmamıştır ve yanlış sonuca ulaşmıştır.Bir düşüncenin doğruluğunu kanıtlamada deneyler önemli bir basamaktır.Deneylerle doğrü sonuçlara ulaşmak için elbetteki doğru gözlemler yapmak gerekir.
    4)Parçada da geçen Helmot'un bulduğu sonuçları kanıtlamaya çalışan bilimcilerle yanıldığını kanıtlamya çalışan bilim insanları arasında iki yüz yıl süren bir gel git savaşı başladı.Burada ortaya atılan yeni bilimsel bilginin diğer insanalar tarafından kabul edilmesinin zorluklarından bahsedilmiştir.Bu yeni bilginin toplum tarafından kabul edilmesi ellebette ki zaman alabilir.Öncelikle bilimsel bilgi olarak kabul edilmesi için akla mantıga uygun olması ,deneylerle açıklanmış olması gerekir.

    Kaynakça
    http://www.biraz.gen.tr/biyografi/francesco-redi
    http://www.turkcebilgi.com/francesco_redi
    https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Francesco_Redi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Büşra, 2. Soru için kontrollü-kontrolsüz deneylerden bahsetmişsin onları biraz açar mısın?

      Sil
    2. Merhaba büşra
      kendiliğinden oluşum için bilimsel yasa demişsin buna katılmıyorum bence teoridir. Çünkü hipotezler kanıtlandıginda teoriye dönüşür ler ve kendiliğinden oluşum fikri de o donemlerde kanıtlanmıştır ve herkes tarafından kabul edilmiştir.

      Sil
    3. Merhaba Büşra Emine'ye bende katılıyorum 'kendiliğinden oluş'a önce bilimsel yasa diyip sonra teori demişsin bi çelişki var gibi cevabında.

      Sil
    4. Bu yorum yazar tarafından silindi.

      Sil
  10. Merhaba Hocam,
    Cevap1: Bu küçük yaratıkların böyle toplanmalarına bir açıklama olarak insanlar “kendiliğinden oluşum" fikrini ortaya attılar. Burada bir hipotez kurulmuş daha sonra Bir hayvan birden bire; başka hiçbir canlı hayvan işe karışmadan ortaya çıkarsa “kendiliğinden oluşum" gerçekleşmiş olur. Derken de hipotez teoriye dönüşmüştür yani kendiliğinden oluşum bir teoridir. Çünkü teori farklı bilimsel gerçekleri birbirine bağlayarak bir olaya getirilen bilimsel açıklama demektir. Çok sayıda gözlem ve deneyle desteklenebilen bir hipotez teori olur. Alman bilim insanı Athanasius Kircher bir avuç sinek ölüsünün üstüne bal döktü ve çok geçmeden ölü sineklerin üstü, uçuşan sineklerle kaplandı. Kircher bundan, ölü sineklerle balın sinek doğurduğu sonucunu çıkardı. Bir olaydın sonucundan başka bir olayla ilgili bir yargıya varılmış. Bu genellemedir.
    Cevap2: ‘Kirli, terli bir gömlek yığınının üstünü buğdayla kapladı ve hayvanların burada oluşup oluşmayacaklarını gözlemeye koyuldu’. Van Helmont bu şekilde sınamıştır ve sonuçta oluştuğunu gözlemlemiştir. Kircher ise bir avuç sinek ölüsünün üstüne bal döktü ve çok geçmeden ölü sineklerin üstü, uçuşan sineklerle kaplandı. Kircher ve Van Helmont neredeyse aynı deneyi yapmış sonuçta da canlıların oluştuğu gözlenmiş. Fakat bilimsel olarak yapılan temel hata kontrollü denemeyi düşünmüş olmamalarıdır. Redi'nin deneye eklemiş olduğu, nesneleri kutuya kapatma aşaması nedeniyle onun deneyine kontrollü deneme diyebiliriz. Kontrollü bir denemede bilim insanı problemin yalnızca bir yönünün sınanmasını güvence altına alır.
    Cevap3: Redi'nin deneye eklemiş olduğu, nesneleri kutuya kapatma aşaması nedeniyle onun deneyine kontrollü deneme diyebiliriz. Yani ilave ettiği kontrol farklı sonuçlara yol açmış, kapalı kutunun içine dışardan canlılar girememiş ve kendiliğinden oluşum düşüncesini çürütmüş. Deneyler bilim adamların hipotezlerini teoriye dönüştürmek açısından önemlidir test edilebilir olması nitekim daha güvenilir olması da deneylerin bilgiye ulaşmasında en önemli adımlarındandır. Bilginin temel elde ediliş yolu sadece deneyler demek doğru değildir. Çünkü gözlemlemek araştırılması gereken sorunu ortaya koyup tanımlamak, konu ile ilgili bilgileri toplamak, hipotezi formüle etmek, veri toplamak ve verilerin analizini yapmak, hipotezle ilgili sonuçlara ulaşmak da önemli yere sahiptir.
    Cevap4: Onun bulduğu sonuçları kanıtlamaya çalışan bilimcilerle yanıldığını kanıtlamaya çalışan bilim insanları arasında iki yüz yıl süren bir gel git savaşı başladı. Yeni bir bilginin kabul görmesi iki yüz yıl sürmüş düşünelim işte ne kadar zor olduğunu uzun süreçler gerektirdiğini. Çünkü deneylerle kanıtlamışlar herkesin mantığına uymuş değiştirilmesi zor olur elbette.

    http://notoku.com/bilimsel-yontemde-takip-edilmesi-gereken-asamalar/
    http://www.felsefesinifi.com/?Syf=15&cat_id=10&baslik_name=QmlsZ2kgRmVsc2VmZXNp
    http://mehmetardicc.blogcu.com/bilimsel-arastirma-ve-yontemleri-ders-notlari/13303478
    http://www.biraz.gen.tr/biyografi/francesco-redi
    https://kozmopolitaydinlar.wordpress.com/2011/01/26/hayatin-baslangici-ile-ilgili-gorusler/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Sevcan 4. Soruya verdiğin cevaplar yetersiz buluyorum. Bilimsel bilginin toplum tarafından kabulü nasıl olur ve bunun için neler gereklidir? Biraz genişletir misin lütfen.

      Sil
    2. Merhaba sevcan 4.sorunun cevabı eksik olmuş biraz daha açıklayabilir misin

      Sil
    3. Yeni bir bilimsel bilginin kabulü toplum tarafından hemen hoş karşilanmamaktadır.çünkü onlara mantıklı doğru gelen ve kabul edilen birşeyin tersinin söylenmesi onları öfkelendirip kızdırmaktadır.daha önceki yıllara baktığımızda birçok bilim insanı bu yüzden öldürülmüş veya cezalandırılmıstır. Bu yüzden topluma yeni bir fikri kabullendirmek oldukça zor bir süreç iceriyor.

      Sil
  11. İyi akşamlar hocam,
    1) bu küçük yaratıkların böyle toplanmalarına bir açıklama olarak insanlar "kendiliğinden oluşum" fikrini ortaya attılar. Buradaki kendiliğinden oluşum teoridir.çünkü yıllarca bilim insanları tarafından araştırılmış deneylere tabi tutulmuş ve birçok kişi tarafından o yıllarda onaylanmıştır.
    Bir avuç sinek ölüsünün üstüne bal döktü ve çok geçmeden ölü Sineklerin üstü ,uçuşan Sineklerle kaplandı.Burada ölü Sineklerin üstünün Sineklerle kapanması olaydır. Kendiliğinden oluşum fikri olgudur.o zamanlar kabul edilmiş bir fikir dir.
    Bir hayvan birden bire ,başka hiçbir canlı hayvan işe karışmadan ortaya çıkarsa kendiliğinden oluşum gerçekleşir. Burada hayvan diyerek canlı ismi vermediği için genelleme yapılmış olur.
    2)van helmont kirli,terli bir gömlek yıgınının üstünü buğdayla kapladı ve hayvanların burada oluşup oluşmayacaklarını gözleme ye koyuldu.oluştular.21 gün sonra helmont gömleklerin arasında bir sürü fare buldu.helmont a göre terli gömlekler ve buğday karışımı fare doğuruyordu.Athanasius kircher,ise bir avuç sinek ölüsünün üstüne bal döktü ve çok geçmeden ölü Sineklerin üstü uçuşan Sineklerle kaplandı.kircher bundan ölü Sineklerle balın sinek doğurduğu sonucunu çıkardı. Bence bu iki deneme arasında sadece kullanılan deney malzemeleri farklı çıkarılan sonuç aynıdır. Her iki bilim insanının yapmış oldukları temel hata deneylerinin sadece açık ortamda denemeleri idi.redi kapalı ortamdada denemişti.helmont ve kircher kontrollü deney yapmadıkları için sadece bir yönünün sınanmasını ortaya koymaz.
    3)redi, helmont tan farklı olarak küçük hayvanların girmesini anlamak için bunları kapalı bir kutuya koyarak deneyini yapmıştır.ayrıca redinin deneyi kontrollü denemedir.deneyler bilim adamları için ortaya attıkları düşünceleri fikirleri ispatlama ve gerekçesini gösterme şeklidir diyebiliriz.sadece deneyler değil bunların dışında zekaları,problem çözme yetenekleri olaylara farklı bakış acılarıda rol oynar.
    4)Bazı bilim insanları van helmont ın bu buluşuyla tarihe bir sayfa eklediği kanısındaydı.diger bazılarıda tariHe sayfa değil, safSata eklediğini ileri sürdüler.onun bulduğu sonuçları kanıtlamaya çalışan bilimcilerle yanıldıgını kanıtlamaya çalışan bilim insanları arasında iki yüz yıl süren bir gel git savaşı başladı. Yeni bir bilimsel bilginin kabulü toplum tarafından hemen hoş karşilanmamaktadır.çünkü onlara mantıklı doğru gelen ve kabul edilen birşeyin tersinin söylenmesi onları öfkelendirip kızdırmaktadır.daha önceki yıllara baktığımızda birçok bilim insanı bu yüzden öldürülmüş veya cezalandırılmıstır. Bu yüzden topluma yeni bir fikri kabullendirmek oldukça zor bir süreç iceriyor.
    Kaynakca;
    www.acedemia.edu/8847630/bilginin_peşinde
    www.sorularlaevrim.com>icerik>bilimsel_yasa-vebilimsel-teori-ne-demektir
    https:// eksisozluk.com/bilimsel-yasa--1518845
    www.fizikbilimi.gen.tr/teori-ve-kanunlar
    www.turkcebilgi.com/olay-olgu-kavram-genelleme-nedir

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar Emine 2.soruda temel hataları sadece deneylerini açık ortamda denemeleri miydi ?

      Sil
  12. mrb hocam
    C1. Bir hayvan birden bire; başka hiçbir canlı hayvan işe karışmadan ortaya çıkarsa “kendiliğinden oluşum" gerçekleşmiş olur. Bu örnekte genellemeden bahsedilmiş.
    kendiliğinden oluşumu genelleme yapmış.aynı zamanda keniliğinden oluşum bir teoridir deneylerle test edilmiştir.
    kendiliğinden oluşum=olgu
    karıncaların şeker üzerinde=olay
    terli gömleğin buğday karışımı ile canlı oluşabiliyor sonucu bir hipotezdir.
    C2.Van helmont gözleme şöyle başladı ; terli bir gömlek yığının üstünü buğdayla kapladı ve haylanların oluşup oluşmadığını gözlemledi.ve bunun sonuncunda oluştuğunu gördü.Kircher ise bir avuç sinek ölüsünün üstüne bal döktü ve çok geçmeden ölü sineklerin üstü, uçuşan sineklerle kaplandı.bu gözlemler sonuca ulaştı.bence yaptıkları deneyler çokta farklı değildi sadece yapmaları gereken Red nin gibi deneyi kaapalı kutu içerisinde gerçekleştirmek.
    C3.Red in yaptığı deney iki bikim insanınkindende farklıydı.Red i kontrollü deneyler yaptı onlardan farklı olarak.Red deneyini kapalı bir kutu üzerinden yaptı bu özelliğide diğerlerinden farklıydı.Bilim insanlrı sonuca giderken deneylewrden çokça faydalanırlar onları sonuca götüren tek yol deneyler diyebiliriz.deneylerele bilimsel bilgileri test edilir hipotezler kurulur ve böylece bilim insanları gerçek sonuca ulaşırlar.
    C4."Bazı bilim insanları Van Helmont'un bu buluşuyla tarihe bir sayfa eklediği kanısındaydı. Diğer bazıları da tarihe sayfa değil, safsata eklediğini ileri sürdüler. Onun bulduğu sonuçları kanıtlamaya çalışan bilimcilerle yanıldığını kanıtlamaya çalışan bilim insanları arasında iki yüz yıl süren bir gel git savaşı başladı." bu sözle kabulün ne kadar zor olduğunu anlayabiliriz.Toplumun yıllarca kabul ettiği benimsediği bir bilimsel bilgiyinin tam tersi yeni bir bilgiyi kabullenmesi çok zordur ve uzun süreçler gerektirir.aynı zamanda o toplumun yaşadıüı dönemde çok önemlidir.bilgiye açık yeniliklere açık bir toplumsa bilgileri daha kolay kabul ederler.
    kaynakça
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Francesco_Redi
    http://www.nkfu.com/
    www.biyodoc.com/Hayatin-baslangici-ve-evrim-teorisi-hayatin-baslangici-ile-ilgili-gorusler.html

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba derya 1. Soruda hipotez kavramını biraz acar mısın?

      Sil
    2. merhaba Derya
      3.soruda deneylerle bilimsel bilgiler test edilir hipotezler kurulur demişsin ben sana katılmıyorum önce hipotezin kurulduğunu daha sonra deneylerle ve bilimsel yöntemlerle test edildiğini düşünüyorum. teşekkürler.

      Sil
  13. Cevap 1:
    Karıncaların şekerin üstünde toplanması olgudur.
    Kendinden oluşum teoridir.
    Bir hayvan birden bire başka hiçbir canlı hayvan işe kaeışamadan ortaya çıkarsa kendiliğinden oluşum gerçekleşmiş olur hipotez.
    Çöplerden kurt, ölü sincaptan sinek oluşumu, kazların ağaçlardan meydana gelmesi genelleme
     
    Cevap 2:
    Kontrolsüz deneyler yaparak sınamışlardır. Her ikisi de aynı yöntemle kontrolsüz deney yaptığı için arada fark yoktur. Aynı anda birden fazla özelliğin sınanması deneyin sonucunda hata çıkarıyor. Bu iki bilim insanı bunu ortaya koymuyor.

    Cevap 3:
    Dış ortamla bağlantıyı kesmek için kapalı kutu kullanması, deneyini kontrol altına aldığını gösterir ve Van Halmont'tan farkını bu şekilde ortaya koyar. Kurdukları hipoteze kanıt sağlamak isterler. Yalnızca deney diyemeyiz. Gözlem, yaratıcı hayal gücü, daha önceki bilim insanlarının elde etmiş oldukları veriler, hipotez kurma ve deneylerle birlikte bilgiyi elde etmiş oluruz.

    Cevap 4:
    Bazı bilim insanları Van Helmont'un bu buluşuyla tarihe yeni bir sayfa eklediği kanısındaydı, diğer bazıları da safsata eklediğini ileri sürdüler. Bu toplumdan topluma değişir fakat genel olarak tepkiyle karşılanır. Çünkü daha önce kimsenin aklına gelmemiş bir şeyin birden ortaya çıkması genel olarak kafa karışıklığına neden olur ve ayrıca insanlar alıştıklarının dışına kolay kolay çıkamazlar.

    Kaynakça:
    https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Francesco_Redi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Nazmiye kendinden oluşum teori demişsin 1 soruda bunu biraz acar Mısın?

      Sil
    2. Merhaba Nazmiye 4.soruda toplumun da bilimsel bilginin kabulüne veya red edilmesine tepkilerinden bahsetmen gerektiğini düşünüyorum.

      Sil
    3. Bu yorum yazar tarafından silindi.

      Sil
    4. Merhaba nazmiye,şükriyeye katılıyorum 4.soruda ki toplumun tepkilerini daha fazla örnekler verebilirsin bunu genişletebilirsin

      Sil
  14. Cevap 1:
    Karıncaların şekerin üstünde toplanması olgudur.
    Kendinden oluşum teoridir.
    Bir hayvan birden bire başka hiçbir canlı hayvan işe kaeışamadan ortaya çıkarsa kendiliğinden oluşum gerçekleşmiş olur hipotez.
    Çöplerden kurt, ölü sincaptan sinek oluşumu, kazların ağaçlardan meydana gelmesi genelleme
     
    Cevap 2:
    Kontrolsüz deneyler yaparak sınamışlardır. Her ikisi de aynı yöntemle kontrolsüz deney yaptığı için arada fark yoktur. Aynı anda birden fazla özelliğin sınanması deneyin sonucunda hata çıkarıyor. Bu iki bilim insanı bunu ortaya koymuyor.

    Cevap 3:
    Dış ortamla bağlantıyı kesmek için kapalı kutu kullanması, deneyini kontrol altına aldığını gösterir ve Van Halmont'tan farkını bu şekilde ortaya koyar. Kurdukları hipoteze kanıt sağlamak isterler. Yalnızca deney diyemeyiz. Gözlem, yaratıcı hayal gücü, daha önceki bilim insanlarının elde etmiş oldukları veriler, hipotez kurma ve deneylerle birlikte bilgiyi elde etmiş oluruz.

    Cevap 4:
    Bazı bilim insanları Van Helmont'un bu buluşuyla tarihe yeni bir sayfa eklediği kanısındaydı, diğer bazıları da safsata eklediğini ileri sürdüler. Bu toplumdan topluma değişir fakat genel olarak tepkiyle karşılanır. Çünkü daha önce kimsenin aklına gelmemiş bir şeyin birden ortaya çıkması genel olarak kafa karışıklığına neden olur ve ayrıca insanlar alıştıklarının dışına kolay kolay çıkamazlar.

    Kaynakça:
    https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Francesco_Redi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 4. sorunda bilim insanlarına toplumların tepkilerinden bahset men gerekli

      Sil
    2. merhaba Nazmiye
      2.soruda aynı anda birden fazla özelliğin sınanması demişsin bu özellikleri de eklersen daha açıklayıcı olacağını düşünüyorum.teşekkürler.

      Sil
  15. Merhaba hocam
    1) Teori: ‘Kendiliğinden oluşum ‘bir teoridir. Çünkü o dönemde bu tüm kesimlerce kabul edilmiştir. Kanıtlamaya yönelik deneyler yapılmıştır.
    Genelleme: (Bir hayvan birdenbire başka hiçbir canlı hayvan karışmadan ortaya çıkarsa kendiliğinden oluşum gerçekleşmiş olur.) Cümlesi genellemeye örnektir. Çünkü belirli bir hayvanları değil tüm hayvanları kastettiği için genelleme yapılmış diyebiliriz.
    Hipotez: parçada verilen (kazların ağaçlardan meydana geldiği, kuzuların karpuzdan çıktığını, su birikintisindeki kurbağaların yağmur bulutlarından kendiliğinden oluşması ) örnekler birer hipotez örneğidir. Çünkü doğru ya da yanlışta olsa bir çıkarım ortaya atmıştır.
    2) Van Helmont ve Athanasius Kircher canlıların oluşumuyla ilgili görüşlerini sunarken örneğin Kircher sinek ölüsüne bal dökmesi ve daha sonra balın üzerinde canlı sineklerin oluştuğunu gözlemlemiştir. Van Helmont ise kirli gömlek üzerine buğday ekleyerek burada hayvan oluşup oluşmayacağını gözlemlemiştir. İki bilim insanının denemeleri arasında şu şekilde fark vardır; Kircher bal kullanmıştır Van Helmont buğday kullanmıştır. Bu iki bilim insanın yaptıkları hata ise yapmış oldukları deneyleri açık ortamda yapmaları deneyin sonucuyla ilgili sağlıklı bir bilgi elde edilememiştir. Daha çok bir yanılgı oluşmuştur. Çünkü Francesco redi aynı deneyi kapalı ortamda yaptığında cansız hayvanlardan canlı oluşmadığını görmüştür.
    3) Francesco redi küçük hayvanların girmesini önlemek için ölü hayvanlarını kapalı bir kutuya koymuştur. Bu yönüyle Van Helmontan farklı sayılabilir. Doğru bilginin elde edilmesi için mutlaka deneylere ihtiyaç vardır. Örneğin; redi’nin kapalı ortamda yaptığı deney bir kontrollü deney örneğidir. Yani doğru bilgiye ulaşmak açısından daha güvenilirdir. Bilginin en temel ediliş yolunda deneyler önemlidir. Ancak deneylerin yanında kurduğumuz hipotezinde deneyin sonucuna tutarlı olması gerekir.
    4) (Onun bulduğu sonuçları kanıtlamaya çalışan bilimcilerle yanıldığını kanıtlamaya çalışan bilim insanları arasında iki yüz yıl süren bir gel git savaşı başladı.) cümlesinden de anlaşılacağı gibi yeni bir bilimsel bilginin kabulü zordur. Çünkü uzun süre birçok tartışmaya sebep olmuş insanlar kendi inandığı değerlerden vazgeçmek istemediği için yeni bir bilgiye kabullenememiştir. Toplumdan örnek verecek olursak üzün süre bir toplum tarafından kabullenmiş bazı bilimsel bilgiler bir bilim insanı tarafından yok sayılıp yeni bir bilgiyi oluşturma çabası çoğu zaman o bilim insanının ölümüyle sonuçlanmıştır. Yani yeni bir bilimsel bilgiye yeni bir topluma kabul ettirmek oldukça güçtür.

    Kaynakça:
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Francesco_Redi
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Bilimsel_bilgi
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Abiyogenez
    http://www.turkcebilgi.com/athanasius_kircher

    YanıtlaSil
  16. İyi aksamlar hocam;
    1. Bu küçük yaratıkların böyle toplanmalarına bir açıklama olarak insanlar “kendiliğinden oluşum" fikrini ortaya attılar. Bu cümlede; Kendiliğinden oluşum teoridir. Çünkü teoriler hipotezlerin deney ve gözlemlerle birlikte desteklenmesi halidir. Bu bilgi de deneyy gözlem sonucu oluşmuştur.
    Bir hayvan birden bire; başka hiçbir canlı hayvan işe karışmadan ortaya çıkarsa “kendiliğinden oluşum" gerçekleşmiş olur. Bu cümlede özel olarak bi hayvan ismi verilmemiştir, bu söylenen tüm hayvanlar için geçerlidir o yüzden burda bir genelleme var diyebiliriz.
    Kirli, terli bir gömlek yığınının üstünü buğdayla kapladı ve hayvanların burada oluşup oluşmayacaklarını gözlemeye koyuldu. Oluştular! Bundan çıkardığı sonuç şu oldu: Terli gömlekler ve buğday karışımı fare doğuruyordu! Böyle bir ortam hazırlandığında her zaman fare olacak anlamı çıkmaktadır. Bu da bir genellemedir.
    2. Parçaya göre Van Helmont ve Kircher canlıların oluşumuyla ilgili görüşlerini bazı yüzeysel gözlem ve deneylerle sınadılar. Van Helmont kirli bir gömleğin üzerine buğday döktü ve bir süre bekledikten sonra gömleğin çevresinde fareler bulunca buğday ve gömlek karışımından farelerin ürediğine inandı. Kircher de ölü sineklerin üzerine bal döken ve bir süre sonra bu balın çevresinde uçuşan sineklerin bulunduğunu gördü .Sinek ölüleriyle birleşen balın canlı sinek ürettiğini sandı. Kircher de Helmont da aslında birbirlerine benzer bir deney yaptı ve sınadıkları 'kendiliğinden oluşum' kuramını ispatladıklarını zannediyorlardı fakat bu doğru bir teori değildi. Hataları ise kontrollü deney yapmamaları ve iyi bir gözlem yapmamalarıdır.
    3. Francesco Redi’nin deneyi kapalı bir kap kullanmasıyla Van Helmont’unkinden farklı sayılabilir. Bunun sebebi de ölü varlıklardan canlı hayvanların oluşumunun olup olmadığını gözlemlemekti. Bilginin en temel elde ediliş yolu kontrollü deney ve gözlemlerdir.
    4. Bazı bilim insanları Van Helmont'un bu buluşuyla tarihe bir sayfa eklediği kanısındaydı. Diğer bazıları da tarihe sayfa değil, safsata eklediğini ileri sürdüler. Onun bulduğu sonuçları kanıtlamaya çalışan bilimcilerle yanıldığını kanıtlamaya çalışan bilim insanları arasında iki yüz yıl süren bir gel git savaşı başladı. Paragrafından da anlaşılacağı üzere 200 yıllık bi doğru çürütülmüştür. Bu cok kolay bi olay değildir adeta devrim niteliğindedir. İnsanların düşüncelerini değiştirmek çok zordur. Deneylerle gözlemlerle desteklenmiş kanıtlanmış bile olsa buna karşı çıkan benimseyemeyenler de olmuştur.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. kaynakça
      https://tr.wikipedia.org/wiki/Francesco_Redi
      www.biyolojisitesi.net/.../evrim/biyogenez_francesco_redi_deneyi.html
      www.eokulegitim.com/francesco-redi-kimdir

      Sil
  17. MERHABA HOCAM
    CEVAP 1 ‘’Bir hayvan birden bire; başka hiçbir canlı hayvan işe karışmadan ortaya çıkarsa “kendiliğinden oluşum" gerçekleşmiş olur. ‘’ Cümlesindeki kendiliğinden oluş bir teoridir ancak sonradan kontrollü deneylerle sınanmış ve çürütülmüştür. Bir hayvan birden bire; başka hiçbir canlı hayvan işe karışmadan ortaya çıkarsa “kendiliğinden oluşum" gerçekleşmiş olur.Cümlesi genellemeye örnektir. Bu kanaat (Bu açıklamaya göre şekerdeki karıncalar şekerden, çöp kutusundaki kurtlar çöplerden, ölü sincabın çevresindeki sinekler de ölü sincaptan bir anda yaşama geçmişlerdir. ) örneklerinden genellenerek oluşmuştur. İnsanlar uzun yıllar çeşitli hayvanların aniden ortaya çıkmasına kendiliğinden oluşumun neden olduğunu varsaydı.Cümlesi ise varsayıma örnektir.
    CEVAP 2 ‘’Sonunda 1600'lü yıllarda, Van Helmont adında Belçikalı bir bilim insanı kendiliğinden oluşum modelini sınamaya karar verdi. Kirli, terli bir gömlek yığınının üstünü buğdayla kapladı ve hayvanların burada oluşup oluşmayacaklarını gözlemeye koyuldu. Oluştular! 21 gün sonra Helmont gömleklerin arasında bir sürü fare buldu. Bundan çıkardığı sonuç şu oldu: Terli gömlekler ve buğday karışımı fare doğuruyordu!’’ Van Helmot görüşlerini kontrolsüz deneyler yaparak sınadığı için yanlış sonuçlara ulaşmıştır. Alman bilim insanı Athanasius Kircher, aynı sonuca varan başka bir yol denedi. Bir avuç sinek ölüsünün üstüne bal döktü ve çok geçmeden ölü sineklerin üstü, uçuşan sineklerle kaplandı. Kircher bundan, ölü sineklerle balın sinek doğurduğu sonucunu çıkardı.Van Helmont la aynı yöntemi (kontrolsüz deney) kullanmıştır. Athanasius Kircher de yanlış sonuca ulaşmıştır. Bu denemeler arasında herhangi bir farktan söz edilemez. Her iki bilim insanının yapmış oldukları denemelerde sizce bilimsel olarak temel hata kontrolsüz deney yapmalarıdır. Bilim insanları bir deney yaparken onu kontrol edebilecekleri yalnızca bir yönüyle ele almalıdırlar ve etki edebilecek tüm faktörleri tanıyıp tek tek kontrol etmelidirler. Helmont ve kircher’ın tarihi hatası da problemin yalnızca bir yönüyle ele alınmamış olması ve sınama yapılırken kontrol deneyinin yapılmamış olmasıydı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Emre 1. Sorudaki kavramları biraz açıklarsan daha iyi olur

      Sil
    2. Bu yorum yazar tarafından silindi.

      Sil
    3. Merhaba zeynep cevaplarımı yazarken herkesin anlayabileceği alışılmış kavramları kullanmaya çalışıyorum, anlamını bilmediğin kavramları yazsaydın sana yardımcı olabilirdim.Ayrıca bilmediğin yada anlamadığın kavramlara Google'dan veya sözlükten de bakabilirsin.

      Sil
  18. Cevap 3 Francesco Redi’nin yapmış olduğu deney kontrollü olması yönüyle Van Helmont’unkinden farklı sayılabilir. Gerek Van Helmont'un gerekse Redi’nin deneyleri göz önüne alınırsa deneyler bilim adamları için çok önemlidir. Ancak bu deneyler bilimsel yöntemlerle yapılmalıdır. Bilginin en temel elde ediliş yolu sadece deneyler değildir Birçok kaynaktan bilgi edinilebilir ancak her bilgi bilimsel bilgi değildir.(Geçenlerde derste Bilgi kaynakları ve Bilimsel bilgiden bahsetmişitk umarım hatırlıyorsunuzdur bildiğiniz için açıklama gereği duymadım.) Ancak bilim insanlarının kullanacağı bilgiler bilimsel bilgi olmalıdır.
    Cevap 4 “Onun bulduğu sonuçları kanıtlamaya çalışan bilimcilerle yanıldığını kanıtlamaya çalışan bilim insanları arasında iki yüz yıl süren bir gel git savaşı başladı.” Cümlesi bu konu hakkında bize fikir verebilir. Bilimsel bilgi doğası gereği sınanabilir olmalıdır. Yeni bir bilimsel bilginin kabulü her toplum tarafından farklı karşılanabilir. Eski toplumlarda yeni bir bilgi toplum tarafından kolay kolay kabul edilmiyordu. Ancak günümüzde bilimsel bilginin kanıtları kesin olduğundan günümüz toplumlarında daha kolay kabul görmektedir.
    KAYNAKÇA:
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Francesco_Redi
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Bilimsel_bilgi
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Abiyogenez
    http://www.turkcebilgi.com/athanasius_kircher
    www.biyolojisitesi.net/.../evrim/biyogenez_francesco_redi_deneyi.html
    www.eokulegitim.com/francesco-redi-kimdir

    YanıtlaSil
  19. Merhaba hocam
    1)Bilim insanları çalışmalarına başlamadan önce hipotez kurarlar. Helmont ‘’da kendiliğinde oluşum fikrini kanıtlamak için bir çeşit deney yapmıştır ve insanların uzun yıllar çeşitli hayvanların aniden ortaya çıkmasına kendiliğinden oluşumun neden olduğu varsayımını (hipotezini)kanıtlamaya çalıştı .Yaptığı deneyde terli gömlekler ve buğday karışımı fare doğuruyor çıkarımıyla bunu genellemiş oldu.Helmont un yaptığı bu çalışmanın o dönem için bilimsel teori olduğunu düşünüyorum.Çünkü ondan sonra gelen bilim adamları bunu uzun süre kabul etmişler.Kircher de farklı deneyler yapmış ancak aynı sonucu bulmuştur.Olgular doğrulukları ıspatlanmış önermeler veya beklenen eylemlerdir..Kircher’in Helmonttan farkı deneyler yaparak aynı sonucu yani kendiliğinden oluşumu ıspatlamasının o dönem için bir olgu olduğunu üşünüyorum
    2) Van Helmont görüşünü savunmak için Kirli, terli bir gömlek yığınının üstünü buğdayla kapladı ve hayvanların oluşup oluşmayacaklarını gözlemeye koyuldu.
    Kircher bir avuç sinek ölüsünün üstüne bal dökmüş ve çok geçmeden ölü sineklerin üstü, uçuşan sineklerle kaplandığını görmüş, ölü sineklerle balın sinek doğurduğu çıkarımını yaparak görüşünü savunmuştur.
    İki deney arasındaki en büyük fark yapılan zamanların farklı olmasıdır.Faklı maddeler kullanılmıştır.Ayrıca ilk deneyde Helmont cansız şeylerle yani kirli,terli bir gömlek ve buğdaydan canlıların oluştuğunu bulurken Kircher ;ölü sinekler ve balla canlıların oluştuğunu bulmuştur.Aslında çıkarım aynı ancak materyallerin farklı olduğunu düşünüyorum.İki deneydeki temel hatanın da açık bir ortamda yani deney düzeneklerinin hava alacak ve dışarıdan bir etkiden kolayca etkilenebileceği bir şekilde düzenlendiğini düşünüyorum.Helmont yaptığı deneylerle sadece olayın bir yönünü ele almıştır.Ondan yıllar sonra kontrolü deney yapan ve kendiliğinden oluş fikrini çürüten Redi de bunu şu şekilde ifade etmiştir. Van Helmont'un deneyinin aynı anda bir değil, iki şey sınadığı kanısındaydı: acaba bu maddelerden hayvanlar doğabilir miydi ve acaba bu hayvanlar maddelerle ilişkilendirilebilir miydi?
    3)Redi önceki bilim adamlarından farklı olarak kontrollü deneyler yapmıştır. Helmont ve Kircher den farklı olarak Redi, küçük hayvanların girmesini önlemek için bunları kapalı bir kutuya koydu. Redi'nin deneye eklemiş olduğu, nesneleri kutuya kapatma aşaması nedeniyle onun deneyine kontrollü deneme diyebiliriz.Ayrıca Redi’nin önceki bilim insanlarından farklı olarak mantığını da kullanmıştır.Çünkü bilim mantık üzerine kuruludur.Redi kafasını karıştıran konuları farklı ve mantıklı yöntemlerle tekrar sınamıştır.Deneyler bilim insanları için olmazsa olmazlardan biridir.Bilimde gerçeği göstermek için yapılan denemelere deney denir.Bilim adamlarıda gerçeği bulma çabasında oldukları için deney onlar için çok önemlidir.Deneyin her türlü bilimsel alanda yapılması gerekiyor.Sosyal bilimlerde bile deneyler çok çok önemlidir.Bir şeyin bilimsel bilgi olması için farklı yerlerde farklı kişiler tarafından sınanması gerekir.buda yapılan deneyleri tekrar yapmak veya farklı şekilde yaparak aynı sonuca ulaşılımasıyla sağlanır.Bilginin en temel elde ediliş yöntemi deneylerdir.
    4) Küçük yaratıkların böyle toplanmalarına bir açıklama olarak insanlar “kendiliğinden oluşum" fikrini ortaya attılar. İnsanlar o dönemde gördülleri olaylar karşısında böyle bir fikir ortaya atmışlar.Bilim adamlarıda bunu kanıtlamak için deneyler yapmışlar.Böyle bir olayı gören insanların bu bilgiyi kabullenmesi zor olmamıştır.Toplum ihtiyacını gideren ve insanlarda merak uyandıran olaylarda yapılan çalışmalar sonuçları insanlar tarafından kabul edilir.

    mehmetardicc.blogcu.com/bilimsel-arastirma-ve-yontemleri..
    ./ www.nkfu.com › BİLGİ DÜNYASI
    https://tr.wikipedia.org

    YanıtlaSil
  20. Merhaba hocam ,
    Cevap-1) Karıncaların şekerlere toplanması olgu olarak gösterilir . Şekerin dökülmesi (neden) ve karıncaların şekere toplanması (nedenlerin yol açtığı sonuç ) olgudur . Parçada geçen bütün bu küçük yaratıkların çıkması yerinde genelleme yapılmıştır . Hipotez olduğunu düşünmüyorum . Yasa olduğunuda düşünmüyorum . Bu açıklamaya göre şekerdeki karıncalar şekerden, çöp kutusundaki kurtlar çöplerden, ölü sincabın çevresindeki sinekler de ölü sincaptan bir anda yaşama geçmişlerdir. İnsanlar uzun yıllar çeşitli hayvanların aniden ortaya çıkmasına kendiliğinden oluşumun neden olduğunu varsaydı ve teori olduğunu düşünüyorum .
    Cevap-2) Van Helmont kirli , terli bir gömlek yığınının üstünü buğdayla kapladı ve hayvanların burada oluşup oluşmayacaklarını gözlemeye koyuldu . Athanasius Kircher bir avuç sinek ölüsünün üstüne bal döktü ve çok geçmeden ölü sineklerin üstü, uçuşan sineklerle kaplandı. Kircher bundan, ölü sineklerle balın sinek doğurduğu sonucunu çıkardı . Pek fark olduğunu düşünmüyorum ikiside yenlış denemeler yapmıştır . Temel hataları birikim olmaması diye düşünüyorum geçmişten belirli bir birikimleri yoktu .
    Cevap-3) Francesco Redi ölü canlılardan gelmesi arasında ki fark sayılabilir . Deney bilim adamları için doğruluk olduğunu ve aynı zamanda topluma somut birşeyler göstermeyi ifade edildiğini düşünüyorum . Deney önemli bir etkendir fakat sadece deneyi koyamayız birikim , merak , deney , tümevarım , tümdengelim gibi etkenlerde vardır .
    Cevap-4) Kontrollü bir denemede bilim insanı problemin yalnızca bir yönünün sınanmasını güvence altına alır denilen yerde böyle bir çıkarım yapabilirim çünkü yalnızca bir yönünü güvenceye alması bunun kolaylığını diğer yönden ise zorluğunu gösterir . Toplum yeni bir bilgiyi kabul etmesi süre alabilir ama deneylerle ve kanıtlanarak belirli bir süre sonra kabul görülebilir . Çünkü bilim sürekli gelişen ve birikim sonucu ortaya çıkan yeni yeni bilgiler insanlar tarafından ilkin kabul görmez çünkü kalıplaşmış birşeyi ilk’in kırılması zor olabilir fakat zamanla gerek deneyler gereksede gelişen teknoloji ile insanlar bu bilgileri kabul görürler.


    http://www.nedirnedemek.com/
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Francesco_Redi
    http://www.fizik.net.tr/site/bilimsel-bilginin-gelisimi/
    http://mehmetardicc.blogcu.com/bilimsel-arastirma-ve-yontemleri-ders-notlari/13303478

    YanıtlaSil
  21. MERHABA HOCAM
    1.Parçada geçen bu küçük yaratıkların böyle toplanmalarına bir açıklama olarak insanlar kendiliğinden oluşum fikrini ortaya atmışlardır cümlesi bir teoridir çünkü o dönemde deneylerle test edilmiştir.
    Terli gömlekler ve buğday karışımı fare doğuruyordu cümlesinde genelleme yapılmıştır.Bir canlı oluştuğuna dair genelleme yapılmıştır.
    Bir hayvan birdenbire başka hiçbir canlı hayvan işe karışmadan ortaya çıkarsa kendiliğinden oluşum gerçekleşmiş olur. cümlesi hipotezdir çünkü daha sonra deneylerle doğrulanmaya çalışılmıştır.
    2.Van Helmont ve Kircher canlılar ile ilgili görüşlerini şöyle sınamıştır;
    Kircher:sinek ölülerinin üstüne bal döktüğü anda ölü sineklerin üzerinde canlı sinekler toplanmıştır.
    Van Helmont:kirli bir gömlek yığının üzerine buğday ekledi ve canlı oluşup oluşmayacağanı gözlemledi.
    şu şekilde bir fark vardır;
    kircher deneyinde bal kullanmış,Van Helmont ise buğday kullanmıştır.
    yaptıkları en büyük hata küçük canlıların ölü canlılara ulaşmasını engellememeleridir.çünkü Redi deneyinde kapalı bir ortam kullanırken,Van Helmont açık ortam kullanmıştır.
    3.Redi'nin yaptığı deney Helmontun yaptığı deneyden farkı kavanozların agzını kapatıp oraya kucuk canlıların ulasmasını engelleyerek kontrollu bir deney yapmasıdır.
    Deney bilim insanı için çok önemlidir.çünkü ortya atılan hipotezin dogrulugunu kanıtlamak için mutlakadeneye ihtiyaç vardır.
    Bilginin elde edilmesinde deney çok önemlidir ancak deneyin yanı sıra bilim insanının merakı, şüphesi,gözlemi,zekası da önemlidir.
    4.parçada geçen Onun bulduğu sonuçları kanıtlamaya çalışan bilimcilerle yanıldığını kanıtlamaya çalışan bilim insanları arasında iki yüz yıl süren bir gel git savaşı başladı. cümlesi yeni bir bilginin kabullenilmesinin ne kadar zor olduğunu gösteriyor.
    yeni bir bilginin oluşumu toplumlar tarafından kabullenilmesi oldukça güçtür çünkü insanlar inandıkları değerlerin dışına çıktıklarını düşünerek yeni bir bilgiye sıcak bakmazlar.

    YanıtlaSil
  22. C1)Eğer ortamda ter ve buğday varsa bu ortamda kendiliğinden bazı canlılar oluşur” Aristo’nun hipoteziydi ve 21 gün sonra fare oluşumunu gözlemlediği zaman hipotezini kendince kanıtlamış oldu ve kendiliğinden oluşan abiyogenez teorisini oluşturdu.”Terli gömlekler ve buğday karışımı çare doğuruyordu” bu olayı gözlemleriyle sonra farelerin oluşması için böyle bir ortam gerekir düşüncesi bir genellemeydi.
    C2 ) Helmont ve Kircher bilim insanları da bilimsel metotlarla hipotezlerini kanıtlamak için deney yapmışlardır ancak ikisi de kontrollü deney yapamamışlardır.Bu yüzden bilimsel deneyde büyük bir hata yapmışlardır.yapılan deneyler temel hataya sahip olduğundan hiç bir yönü sınamamıştır maalesef.
    C3) francesco redi, helmontun aksine kontrollü deney yaparak hipotezin bir değil bir kaç yönünü sınamıştır.
    Deneyler bilim insanlarının sorulara verdikleri cevapların test edilebilir, ispatlanabilir bir bilimsel bilgi olmasının temel basamağıdır.
    Evet en temel yolu deneylerdir.Çünkü bilgiler doğruluklarının tesciline muhtaçtırlar.
    C4)Redi diğer bilim insanları olan Helmont ve kircher’in aksine kapalı ortamda denetimi gerçekleştirmiştir.Bu da materyallerin önemini ifade eder.fakat deneyini gerçekleştirinceye kadar kabul girmemiş ve önceki kabul hipotezlerin dışına çıkılmamıştır. Bu da bilimsel bilginin kabul edilmesinin zorluğunu çok iyi ifade eder.Bu bilim insanlarımız ortaçağ devrinde yaşadıkları için, o devrin inançları bilim dünyasında çok fazla etkin olduğu için bilimsel çalışmalarla ispatlanan çoğu bilimsel bilgi ret edilip, kabul görmesi uzun yıllar almıştır.Bu o Dönemin inançlarının zihniyetlerde ne kadar yer edilmesiyle ilgilidir diyebiliriz.
    kaynakça:https://tr.wikipedia.org
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Francesco_Redi

    YanıtlaSil
  23. Cevap1- “Kirli, terli bir gömlek yığınının üstünü buğdayla kapladı ve hayvanların burada oluşup oluşmayacaklarını gözlemeye koyuldu. Oluştular! 21 gün sonra Helmont gömleklerin arasında bir sürü fare buldu.”bu cümlede hipotez kurmuş ve deney yapmıştır.” Terli gömlekler ve buğday karışımı fare doğuruyordu! Cümlesinde ise ”genelleme yapılmıştır.
    Cevap2-İkiside denemeler yaparken kontrolsüz davranmışlardır.Mantıksal olarakta bir ölüden canlı oluştuğunu düşünmüşlerdir.Fakat birşeyin ölmesi için önce doğmuş olması lazım.İki deney arasındakitek farkta birisinde canlının ölüsüyle besin yani bal karışımı, diğerinde ise terli gömlek ve buğday olması.
    Cevap3-Farkı kontrollü olmasıdır.Yani amaca uygunluk söz konusu burada.Bu sonuçlara ulaşmalarıda sadece yapılan deneylerle alakalı değildir.Çünkü Redi onlardan farklı olarak aklını kurcalayan başka şeyler yüzünden deneyini daha amacına uygun ve kontrollü yapmıştır.
    Cevap4-Aslında bilimsel bilgiye ulaşmak için derin düşünmek gerekir herkes düşünür ama bilim adamları farklı düşünür dolayısıyla bir şeyleri irdeleme gereksinimi duyup yeni buluşlar ortaya koyarlar bu yeni bilimsel bilgileri kabullenmek ise kolaydır.Bulunmuş, o an için mantığa yatan bir düşünceyi herkes kabul edip inanır.Tabi tam tersi bir durum da sö konusu olabilir.Yani yeni bilmsel bilgi o dönemin kültürüne inancına ters ise halk kabul etmeyip hatta ters karşılayıp dışlayabilir.
    KAYNAKÇA
    http://www.evrimagaci.org/makale/97
    www.wikipedia.org/abiyogenez
    https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Francesco_Redi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Gonca 1.soruda verdiğin cevaplarının eksik olduğunu düşünüyorum.

      Sil
  24. Merhaba hocam, biraz uzun olduğu için iki parça olarak gönderiyorum.
    Cevap-1) Hipotez bilimsel yöntemde olaylar arasında ilişkiler kurmak ve olayları bir nedene bağlamak için tasarlanan ve geçerli sayılan bir önermedir. Bilimsel ifadenin hipotez sayılabilmesi için o hipotezin kanıtlanabilir olması gerekir. Hipotezler kesin olmamakla birlikte değişebilen varsayımlardır. ‘’Ortamda gömleğin ve buğdayın olması o ortamda canlıların oluşması’’ fikri hipotezdir. Van Helmont’ın terli gömlek ve buğdayla yaptığı deneyle hipotezini kanıtlama yoluna gitmiştir.
    ‘’Bu küçük yaratıkların böyle toplanmalarına bir açıklama olarak insanlar “kendiliğinden oluşum" fikrini ortaya attılar.’’ Buradaki kendiliğinden oluşum teoridir. Teoriler hipotezlerin deney ve gözlemlerle desteklenmesi halidir. Burada öncelikle hipotez ortaya atılmış ve bunu teoriye çevirmek adına deney ve gözlemler yapılmıştır.
    ‘’Terli gömlekler ve buğday karışımı fare doğuruyordu!’’ ifadesi genellemedir. Herhangi bir olaydan yola çıkılarak başka bir olay hakkında önermede bulunulmuştur.
    Cevap-2) Van Helmont, terli gömlek yığının üzerini buğdayla kaplayarak; Kircher ise bir avuç sinek ölüsünün üzerine bal dökerek canlı oluşup oluşmadığını incelemek istemişlerdir. Aslına bakınca iki deneyde de farklı materyaller kullanılmasına rağmen aynı sorunun cevabına yönelik uygulamalar yapılmıştır. İkisinin de deneylerinde deney kontrol grubu bulunmamakla beraber ikisi canlıların oluştuğu sonucuna varmışlardır. Deney yaparken bazı grupları sabit tutarken diğer bir özelliğin değiştirilmemesinden kaynaklı hatalar ortaya çıkmıştır. Ve deneylerini kontrolsüz biçimde yapmaları ikisini aynı hatada buluşturmuştur. Yani deneylerde tek bir yönün sınanması onları hataya yöneltmiştir diyebiliriz.

    YanıtlaSil
  25. Cevap-3) Van Helmont ve Redi kendiliğinden oluşum modelini sınamakla birlikte Redi ondan farklı olarak hayvanların maddelerle ilişkilendirilip ilişkilendirilmeyeceğini de sınamak istemiştir. Ve bu sınamayı gerçekleştirirken farklı bir yöntem kullanarak deneyini yapmıştır. Helmont, deneyini terli gömlek yığını üzerini buğday kaplayarak; Redi ise ölü yılanlar, ölü güvercinler, dana pirzolaları, at eti ve kuzu yüreklerini bir araya getirdi ve küçük hayvanların girmesini önlemek için bunları kapalı bir kutuya koyarak gerçekleştirmiştir. Yani Redi, Helmont’tan farklı olarak kontrollü bir deneme yapmıştır, kapalı bir kutuya koyarak ise, tabir-i caizse hayvanların üşüşmelerinin önüne geçmeye çalışmıştır. Bu durumda iki bilim insanının üzerine çalıştıkları bilimsel araştırmaların konuları aynı olsa da deneyin yapılış yöntemi de bu araştırmaların sonucunu değiştirebilmektedir. Bu anlamda deneyin çok önemli bir yere sahip olduğunu söyleyebiliriz. Bilim insanları hipotezlerini kanıtlama yolunda en çok deney ve gözleme önem vermektedirler. Deneyler bilim adamları için kanıtlama yoluna götürebilecek en etkili yöntemdir. Tabii ki deney yapılış amacına bağlı olmalı ve kanıtlanacak bilgiye uygun olmalıdır. Dolasıyla bilginin en temel elde ediliş yöntemi sadece deneyler değildir, deneyin yanında gözlem, merak, ihtiyaç unsurlarının da olması gerekmektedir. Helmont ve Redi aynı konu üzerine deneyler yapmışlar fakat deneylerin farklı olması nedeniyle Helmont deneyinde hataya düşmüştür. Sadece deneyin yeterli olmadığını Helmont ve Redi’nin deneylerinden anlamış bulunmaktayız.
    Cevap-4) Bazı bilim insanları Van Helmont'un bu buluşuyla tarihe bir sayfa eklediği kanısındaydı. Diğer bazıları da tarihe sayfa değil, safsata eklediğini ileri sürdüler. Onun bulduğu sonuçları kanıtlamaya çalışan bilimcilerle yanıldığını kanıtlamaya çalışan bilim insanları arasında iki yüz yıl süren bir gel git savaşı başladı. Bu cümleden de anlaşılacağı üzere, herhangi bir bilgi kabul edilmişken, başka bir bilginin kabul edilmesi karmaşıklığa yol açarak kabulünü zorlaştırmıştır. İlk ortaya atılan bilgi daima kabul görme açısından daha avantajlıdır. Çünkü insanlar bilgiye aç, aydınlanma isteğinde olduğu için ortaya atılan ilk fikre karşı tepkilerinde oldukça olumludurlar. Dünya merkezli evrenin ilk ortaya atılışı çok fazla zaman almazken, Kopernik’in Güneş Merkezli sistemi açıklayamaması bu duruma örnek olarak verilebilir. Bir fikre sahip olan bir insanın fikrini etkilemek ve ikinci bir fikrin öne atılması, çürütülmeye çalışılması zor bir süreçtir. Bu yüzden ikinci bir fikri ortaya atmak için epey bir süre geçmiş olur.
    Kaynaklar: www.evrimagaci.org
    www.wikipedia.org
    http://www.turkcebilgi.com
    http://www.biraz.gen.tr
    https://kozmopolitaydinlar.wordpress.com
    www.biyolojisitesi.net/

    YanıtlaSil
  26. Merhaba hocam
    1—insanlar uzun yıllar boyunca canlıların oluşumu üzerine araştırmalar yapmış fikirler ortaya atmışlardır. Helmont , kircher ve redi de bu konu üzerine görüşler ortaya atmıştır . helmont ve kircher bazı canlıların kendiliğinden oluştugunu ortaya sunmuştur. Helmont ise bunun böyle olmadığını sonradan göstermiştir. sineklerin kendiliğinden oluşması gibi gözlemlerden çıkarılan sonuçlar ile birçok canlının bu şekilde oluşabileceklerinin düşünülmesi genellemedir. Çünkü bir veya birkaç canlı için yapılan gözlemi canlıların çoğu için genele gidilmiştir. Van Helmont Kirli, terli bir gömlek yığınının üstünü buğdayla kapladı ve hayvanların burada oluşacağı fikri hipotezdir. ‘’Kendiliğinden oluşum’’ teori diyebiliriz çünkü o dönemde kabullenişmiş.
    2—her ikisi de deneme ve gözlem yoluyla fikirlerini sınamıştır. Kısmen farklılıklar vardı diyebilirim kircherde ölüde olsa ortamda canlı vardı ama helmont da ilk başta sadece gömlek ve buğdaydı. Her iki bilim insanının da yaptığı hatanın kaynağı dış ortamla bağlantının devam etmesi yani dıştan deneyin yapıldığa canlıların giremeyeceği bir ortam oluşturmamalarıdır. Hayır bence bir yönünün sınanmasını ortaya koymuyordu çünkü deney için gerekli ve geçerli ortam sağlanmamıştır.
    3—Redi’in yaptığı deney helmontun yaptıgı deneye göre farklılığı Redinin ortam izolasyonu yapmış olmasıdır . Bir bilimsel bilgi oluşana kadar bir çok aşamadan geçer bunlardan en önemlilerinden bir kesinlikle deneylerdir. Çünkü kurulan hipotezlerin çoğu zaman denenmesi gerekir geger denenmezse fikirler havada askıda kalır kanıtlanamaz kanıtlanamazsa da dolayısıyla da kabul görmez. Deneyler bilim için her şeyden önce bir dayanak ve destektir. Hayır bilginin elde ediliş yolu sadece deneyler degildir belli gözlemler biigi birikimi gibi birçok şeyle birlikte deney ve hepsi birbirini tamamlar ve bilgi bilgi yol kat etmiş olur.
    4-- ‘’Van Helmont'un bulduğu sonuçları kanıtlamaya çalışan bilimcilerle yanıldığını kanıtlamaya çalışan bilim insanları arasında iki yüz yıl süren bir gel git savaşı başladı.’’ Bu kısımda da söylendiği gibi yüzyıllarda geçse bilimde hala keşkeler olacak ve sürekli bir şeyler sorgulanacak bu sayede gelişecek ve ilerleme kat edicekdir ki bilim sorgulanmazsa zaten ilerlemede gerçekleşmesi çok zor olacaktır. Yeni bilimsel bilgiler toplum tarafından olumluda karşılanılabilir olumsuzda eğer topumun işine yarayan hoşuna giden ve sağlam kanıtlanmış bir bilgiyse ve bir şeyleri kolaylaştırıyorsa mesela bazı otomatik makinelerin geliştirilmesi gibi ise olumlu karşılanır. Ama tam terside olabilironu da söyle örnekleyim uzun yıllar boyunca tüm gezegenlerin evrenin merkezinde dünya oldugu görüşü insanların hoşuna gidiyordu ve kabul görüyordu taki ne zaman gerçekler yani merkezde dünyanın olmadığı gerçeği ortaya çıkınca ama birçok kesim bunu kabullenmekte çok fazla direnmiştir. böyle düşünüyorum çünkü insanlarda bir ben merkezcilik vardır ve her şeyin onlara nasıl güzel geliyorsa öyle olmasını isteyen kısım çoktur.
    https://tr.wikipedia.org
    https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Francesco_Redi
    https://kozmopolitaydinlar.wordpress.com/2011/01/26/hayatin-baslangici-ile-ilgili-gorusler/

    YanıtlaSil
  27. C-1 merhaba hocam
    bu küçük yaratıkların böyle toplanmalarına bir açıklama olarak insanlar "kendiliğinden oluşum" fikrini ortaya attılar. Cümlesi hipotez cümlesidir . Bir hayvan birden bire; başka hiçbir canlı hayvan işe karışmadan ortaya çıkarsa “kendiliğinden oluşum" gerçekleşmiş olur. Bu cümle ise teoridir . cunku hıpotezı doğrulatmak için deneyler yapılmış. “Terli gömlekler ve buğday karışımı fare doğuruyordu!” bu olayın ardından insanlar farelerin bu sekilde oluştuğunu düşünerek genelleme yapmışlardır.

    C-2
    Van Helmont Kirli, terli bir gömlek yığınının üstünü buğdayla kapladı ve hayvanların burada oluşup oluşmayacaklarını gözlemeye koyuldu. alman bilim insanı Athanasius Kircher ise Bir avuç sinek ölüsünün üstüne bal döktü ve çok geçmeden ölü sineklerin üstü, uçuşan sineklerle kaplandı. Kircher bundan, ölü sineklerle balın sinek doğurduğu sonucunu çıkardı.ikside farklı yollar deneyerek aynı sonuca varmışlardır. Van Helmont'un deneyinin aynı anda bir değil, iki şey sınaması hataydı ve kontrollü bir deney yapılmaması temel hatalardan biridir. Normalde yapılan deneyler problemin bir yönünün sınanmasını ortaya koymalıdır. fakat helmont ve kircher in aynı anda iki şey sınaması hata yapmalarına sebep oldu

    C-3
    Redi nin problemin tek bir yönünü sınaması ve kontrollü deney yapması onu helmont tan farklı kılıyordu. Bilim adamları, bir şeyin gerçek bilimsel değerini ancak deneylerin sonucuna dayanarak bulurlar. Deneylerin bildirdiği gerçekler de, artık bilim alanında bir kanun olarak kalır. Bir konu üzerinde deney yapılırken ilk elde edilen sonuçlara hemen güvenilmez. Aynı şartlar altında birçok deneyler yapılır. Eğer bütün deneyler aynı sonucu verirse o zaman yeni bir şey öğrenilmiş olur. Bu sebeple deney bilim insanları için önemlidir. bilgi deneyin yanında ; gözlemlerle , kişinin merakı , zekası araştırmaları ile elde edilir

    C-4
    Helmont’un bulduğu sonuçları kanıtlamaya çalışan bilimcilerle yanıldığını kanıtlamaya çalışan bilim insanları arasında iki yüz yıl süren bir gel git savaşı başladı. Bu cümleye bakacak olursak yeni bilimsel bilginin kabul edilmesinin ne kadar zor olduğu anlaşılıyor. Yeni bir bilimsel bilgiyi toplum; dini inançlarına ters düşmesi yada toplumun ileri gelenlerinin o fikri benimsememesi ile zor kabul ediyor olabilirler.

    kaynakca
    http://www.evrimagaci.org/makale/97
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Francesco_Redi
    http://www.turkcebilgi.com/athanasius_kircher
    http://www.nkfu.com/bilimde-deney-neden-onemlidir/


    YanıtlaSil
  28. İyi akşamlar:
    Cevap1-)İnsanların uzun yıllar çeşitli hayvanların aniden ortaya çıkmasına kendiliğinden oluşumunun neden olduğunu varsayması ve kazların ağaçlardan hayata geldiğine ve kuzuların karpuzdan çıktığına inanmaları bir genellemedir.
    Van Helmont'un kirli ve terli gömlek yığınını buğdayla kaplaması deney ve gözlem sonucu oluşmuştur hipotezdir.
    Kircher'da sinek ölüsünün üzerine bal dökmüştür ve üzerinde bir sürü hayvan oluştuğunu gözlemlemiltir bu da hipotezdir.
    Redi ise yaptığı deneyde farklı olarak,küçük hayvanların girmesini önlemek için bunları kapalı kutuya koydu ve gerçekte kutunun dışında içeriye girmeye çalışan sinekleri farketti ve 'kendiliğinden oluşum'olayını çürüttü buda bilimsel yasadır.
    Cevap2-)Van Helmont kirli ve terli bir gömlek yığınının üstünü buğdayla kapladı ve bi sürü fare gözlemledi.
    Kircher bir avuç ölü sineğe bal döktü ve uçuşan sinekleri gözlemledi.
    İkisinde de farklı deney araç gereçleri mevcut ama iki deneyde hava alıyor,deney koşulları,sınanabilirlik iksinde de geçerli değil zaten bilimsel bir bilgi değil hipotezdir ikisi de sadece.
    Cevap3-)Redi ölü nesnelerin canlı oluşturup oluşturmadığını anlamak için ölü yılanlar,ölü güvercinler,dana pirzolaları ve kuzu yüreklerini bir araya getirdi ama diğer bilimcilerden farklı olarak bunları açık değil kapalı kutuya koydu ve gözlemlemeye başladı.Deneyin kontrollü olması gerekirdi.Ve gözlemlerinin sonucunda kapalı kutu olduğu için dışardan içeriye geçmeye çalışan sinekleri gördü ve 'kendiliğinden oluş'teorisini çürütmüş oldu.
    Cevap4-)Van Helmont bulduğu sonuçları kanıtlamaya çalışan bilimcilerle yanıldığını kanıtlamaya çalışan bilimciler iki yüzyıl boyunca gel git savaşı yaşamıştır deniyor demek ki bilimsel bilginin kabulü kolay olmuyor geçmiş dönemlerde de çoğu kez örneğini gördük mesela Batlamyus'un modeli gibi.Ama gelişen ve değişen bir dünyanın bilimsel bilginin kabulü veya red edilmesi eskisi kadar zor değildir diye düşünüyorum eskiden insanlarda kiliseden korkma olayı vardı ve insanları düşündüklerini rahatça ifade edemiyorlardı şimdi ise en başta Avrupa bilimde ileri seviyede ve değişen bilgileri anında paylaşabiliyorlar.

    Kaynakça:
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Francesco _Redi

    YanıtlaSil
  29. Merhaba Hocam,
    Cevap 1 ; Genellemeye örnek olarak "Bir hayvan birden bire; başka hiçbir canlı hayvan işe karışmadan ortaya çıkarsa “kendiliğinden oluşum" gerçekleşmiş olur." cümlesini gösterebiliriz.
    Hipotez olarak da , Terli gömlekler ve buğday karışımının canlı ortaya çıkardığı hipotezini deneylerle açıklamıştır.
    Bilimsel yasa olarak da " Bu küçük yaratıkların böyle toplanmalarına bir açıklama olarak insanlar “kendiliğinden oluşum" fikrini ortaya attılar. Kendiliğinizden bir şey yapmaya karar verdiğinizde bu kararı birden bire ve kendi başınıza alırsınız." örnek gösterebiliriz.
    Cevap 2 ; Van Helmont Kirli ,terli bir gömlek yığınının üstünü buğdayla kapladı ve hayvanların burada oluşup oluşmayacağını gözlemleyerek canlıların oluşumuyla ilgili görüşlerini sınamış oldu .
    Kircher ise ; Bir avuç sinek ölüsünün üstüne bal dökerek çok geçmeden ölü sineklerin üstünde uçuşan sineklerle kaplı olduğunu gördü. İki bilim insanının yaptığı denemeler arasında çok fark yoktur. Aynı sonuca varmışlardır.Sadece deneyde kullandıkları malzemeler farklıdır. Ama aynı hatayı yapmışlardir.Hataları ise problemin bir yönünün sınanmasıydı. Francesco Redi aynı hatayı yapmamıştır. Deneyi kapalı kutu da yapmıştır.
    Cevap 3 ; Francesco Redi 'nin yapmış olduğu deney de Redi nesneleri kutuya kapatması ve kontrollü deneme yaparak ,problemin yalnızca bir yönünün sınanmasını güvence altına almasi yönüyle Van Helmont'unkinden farklıdır.
    Deneyler bilim insanları için elindeki verileri kullanarak deneme yoluyla yeni bilgilere ulaşmasını sağlar. Bilgilerin doğruluğunu yada yanlışlığını kanıtlamak için kullanılır.
    Bilginin elde edilişinin en temel yolu sadece deney değildir. Gözlemlerdende yararlanılır.
    Cevap 4 ; " Onun bulduğu sonuçları kanıtlamaya çalışan bilimcilerle yanıldığını kanıtlamaya çalışan bilim insanları arasında iki yüz yıl süren bir gel git savaşı başladı." cümlesinden de anlaşılacağı gibi bilimsel bilginin hemen kabul edilmediği, kabulünün uzun yıllar aldığını görüyoruz.
    Bilimsel bilgi toplum tarafından hemen benimsenmeyebilir.Yeni bilgi toplumun daha önce kabul ettiği bilgiye ters düşebileceği için kabul görmesi uzun sürebilir.
    Kaynakça
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Francesco_Redi
    www.evrimagaci.org

    YanıtlaSil
  30. Merhaba hocam
    cevap 1) Bir hayvan birden bire;başka hiçbir canlı hayvan işe karışmadan ortaya çıkarsa kendiliğinden oluşum gerçekleşmiş olur. Burada geçen kendiliğinden oluşum teoridir. Teoriler bir olgunun sürekli doğrulanmış gözlem ve deneyler göz önünde bulundurularak yapılır. Van Helmont'un yaptığı terli gömlekler ve buğdayın fare doğurması ise genellemedir.

    cevap 2) Van Helmont, kirli, terli bir gömlek yığınının üstünü buğdayla kapladı ve hayvanları burada oluşup oluşmadığını gözlemledi. Kircher ise bir avuç sinek ölüsünün üstüne bal döktü ve çok geçmeden ölü sineklerin üstü, uçuşan sineklerle kaplandı. İki deney arasında fark var tabi ki. Bunlar; deney ortamları ve deneyde kullanılan malzemelerdir. Her iki bilim insanının temel hatası ise deney düzeneklerinin hava almasıdır. Bu nedenle kontrollü deney sağlanmamıştır.

    cevap 3) Redi'nin yapmış olduğu deney düzeneğinin kapalı bir kutuda hava almayacak şekilde olması ve çok küçük canlıların girmesini engellemesi bakımından farklıdır. Deney bilim insanı için önemli bir başlangıç noktasıdır. Deneylerle bilim insani kurdukları hipotezlerin doğru olup olmadığını bu şekilde test ederler. Tabi ki bilgiyi etmenin tek yolu sadece deney değildir. Bunun yanı sıra bilgi gözlemlenir, test edilir, sınanır,ve teori haline gelir.

    cevap 4) Van Helmont'un bulduğu sonuçları kanıtlamaya çalışan bilimcilerle yanıldığını kanıtlamaya çalışan bilim insanları arasında iki yüz yıl süren bir gel git savaşının başlamasıdır.İki yüz yıl hiçte az bir süre değil. Buradan anlaşılır ki aslında yeni bir bilginin toplum tarafından kabullunun kolay olmadığı gözler önündedir. bu hem bilim insanı hem de toplum için zordur. Çünkü toplum üzerinde yerleşmiş bilgiyi değiştirip yeni bir şeyler kazandırmak devrim yaratmak gibidir.

    KAYNAKÇA
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Abiyogenez
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Olgu
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Francesco_Redi
    http://www.biyodoc.com/Hayatin-baslangici-ve-evrim-teorisi-hayatin-baslangici-ile-ilgili-gorusler.html

    YanıtlaSil