Arkadaşlar hepinize Merhaba,
Aşağıda bugün derste anlatılan Francesco Redi ile ilgili kısa bir parça ve dört soru var. Okuma parçasından ziyade çok araştırma yapmanızı, biraz farklı kaynaklardan okumalar yapmanızı istiyorum. Sorulara Çarşamba akşam 23;59 a kadar cevaplarınızı yazmanız gerekiyor. Sorulara cevap verirken yararlandığınız kaynakları (kitap, dergi, internet adresi, vb.) en alta açık bir şekilde belirtmenizi istiyorum. En az üç arkadaşınıza yorum yazmayı unutmayın.
ÇOK ÖNEMLİ NOT; 6 Mayıs Cuma günü sınıfta tartışılacak bilim insanları;
NEWTON- SALİME
OLE RÖMER- SULTAN
ÇOK ÖNEMLİ NOT; 6 Mayıs Cuma günü sınıfta tartışılacak bilim insanları;
NEWTON- SALİME
OLE RÖMER- SULTAN
KANT - BÜŞRA
VOLTA - NAZMİYE
FARADAY - İLKE
BENJAMİN FRANKLİN- İBRAHİM
VOLTA - NAZMİYE
FARADAY - İLKE
BENJAMİN FRANKLİN- İBRAHİM
KIPIR KIPIR YARATIKLAR
Ayy!
Yerdeki şekerlemenin üstünü karıncalar kaplamış! Çöp kutusundaki fıstık ezmesi
artığı vızır vızır kurtlarla dolmuş! Yoldaki sincap ölüsünün üstünde bir sürü
sinek uçuşuyor! Bütün bu küçük yaratıklar da nereden çıktı? İnsanlar binlerce
yıl bu küçük yaratıkların bazı yerlerde nasıl birden bire ortaya çıkıverdiklerini
merak edip durdu. Düşünürseniz bu oldukça garip bir şey.
Kitaplığınızın
arkasındaki şu şekeri ele alalım. Odada başka hiçbir yerde karınca
görmüyorsunuz. Veya evin başka hiçbir bölümünde. Ama şekerin üstü karıncayla
kaynıyor. Bu kadar çok karınca nasıl tek bir yerde toplanı verdi?
Bu
küçük yaratıkların böyle toplanmalarına bir açıklama olarak insanlar
“kendiliğinden oluşum" fikrini ortaya attılar. Kendiliğinizden bir şey
yapmaya karar verdiğinizde bu kararı birden bire ve kendi başınıza alırsınız.
Bir hayvan birden bire; başka hiçbir canlı hayvan işe karışmadan ortaya çıkarsa
“kendiliğinden oluşum" gerçekleşmiş olur. Bu açıklamaya göre şekerdeki
karıncalar şekerden, çöp kutusundaki kurtlar çöplerden, ölü sincabın
çevresindeki sinekler de ölü sincaptan bir anda yaşama geçmişlerdir. İnsanlar
uzun yıllar çeşitli hayvanların aniden ortaya çıkmasına kendiliğinden oluşumun
neden olduğunu varsaydı. Bazı kişiler kazların ağaçlardan hayata geldiğine ve
kuzuların karpuzdan çıktığına inanıyorlardı. Bazılarıysa bir su birikintisinde
ki kurbağaların yağmur bulutlarından kendiliğinden oluştuklarına ve yağmurla
toprağa düştüklerine inanıyorlardı.
Sonunda
1600'lü yıllarda, Van Helmont adında Belçikalı bir bilim insanı kendiliğinden
oluşum modelini sınamaya karar verdi. Kirli, terli bir gömlek yığınının üstünü
buğdayla kapladı ve hayvanların burada oluşup oluşmayacaklarını gözlemeye
koyuldu. Oluştular! 21 gün sonra Helmont gömleklerin arasında bir sürü fare
buldu. Bundan çıkardığı sonuç şu oldu: Terli gömlekler ve buğday karışımı fare
doğuruyordu!
Bazı
bilim insanları Van Helmont'un bu buluşuyla tarihe bir sayfa eklediği
kanısındaydı. Diğer bazıları da tarihe sayfa değil, safsata eklediğini ileri
sürdüler. Onun bulduğu sonuçları kanıtlamaya çalışan bilimcilerle yanıldığını
kanıtlamaya çalışan bilim insanları arasında iki yüz yıl süren bir gel git
savaşı başladı.
Alman
bilim insanı Athanasius Kircher, aynı sonuca varan başka bir yol denedi. Bir
avuç sinek ölüsünün üstüne bal döktü ve çok geçmeden ölü sineklerin üstü, uçuşan
sineklerle kaplandı. Kircher bundan, ölü sineklerle balın sinek doğurduğu
sonucunu çıkardı.
Ancak,
İtalyan bilim insanı Francesco Redi'nin bütün bu deneyler konusunda aklını karıştıran
bir şey vardı. Ölü nesnelerin gerçekten canlı hayvanların doğumuna yol açıp
açmadığını görmek için ölü yılanlar, ölü güvercinler, dana pirzolaları, at eti
ve kuzu yüreklerini bir araya getirdi. Ancak Helmont ve Kircher den farklı
olarak Redi, küçük hayvanların girmesini önlemek için bunları kapalı bir kutuya
koydu.
Redi'nin
deneye eklemiş olduğu, nesneleri kutuya kapatma aşaması nedeniyle onun deneyine
kontrollü deneme diyebiliriz. Kontrollü bir denemede bilim insanı problemin
yalnızca bir yönünün sınanmasını güvence altına alır.
Redi,
Van Helmont'un deneyinin aynı anda bir değil, iki şey sınadığı kanısındaydı:
acaba bu maddelerden hayvanlar doğabilir miydi ve acaba bu hayvanlar maddelerle
ilişkilendirilebilir miydi?
Redi
haklıydı. İlave ettiği kontrol, farklı sonuçlara yol açtı: Ortada ne fare, ne
sinek, nede kurt vardı. Görünen tek şey, gerçekte kutunun dışında içeriye girmeye
çalışan sineklerdi.
“Bilimsel Gaflar Doğruya Giden Eğri Yolda Serüvenler” (Tübitak yayınları, 1999); Mahmut POLAT, (Doktora tez çalışması, 2011)
“Bilimsel Gaflar Doğruya Giden Eğri Yolda Serüvenler” (Tübitak yayınları, 1999); Mahmut POLAT, (Doktora tez çalışması, 2011)
SORU 1: Yukarıda verilen parçayı dikkatlice
okuyunuz. Parça içerisinde hiç olgu, genelleme, hipotez, bilimsel yasa ya da
teori var mıdır? Varsa bunlarla ilgili örnekleri metin içerisinden alıntılar
yaparak gösteriniz.(Örneğin seçtiğiniz bir cümlenin neden bir teori olduğunu ya
da bilimsel yasa olduğunu düşündüğünüzü açıklayınız.)
SORU 2: Parçaya göre Van Helmont ve Kircher
canlıların oluşumuyla ilgili görüşlerini nasıl sınamışlardır? Bu denemeler
arasında herhangi bir farktan söz edilebilir mi? Her iki bilim insanının yapmış
oldukları denemelerde sizce bilimsel olarak temel hata neydi? Yapılan deneyler
problemin sadece bir yönünün sınanmasını ortaya koyuyor muydu?
SORU 3: Francesco Redi’nin yapmış olduğu deney hangi
yönüyle Van Helmont’unkinden farklı sayılabilir? Gerek Van Helmont'un gerekse
Redi’nin deneyleri göz önüne alınırsa deneyler bilim adamları için ne ifade eder?
Bilginin en temel elde ediliş yolu sadece deneyler midir?
SORU 4: Parçada ki hangi cümle yeni bir bilimsel
bilginin kabulünün kolaylığı ya da zorluğu hakkında size bir fikir verebilir?
Sizce yeni bir bilimsel bilginin kabulü toplum tarafından nasıl
karşılanmaktadır? Neden böyle düşündüğünüzü kısaca açıklayınız.