13 Mayıs 2016 Cuma

LOUIS PASTEUR (1822-1895)

Arkadaşlar hepinize Merhaba,

Aşağıda bugün derste anlatılamayan Louis Pasteur   ile ilgili bir parça ve dört soru var. Parçayı okumadan önce lütfen Francesco Redi ile ilgili yazıyı okuyunuz, Çünkü bu parça onun devamı niteliğinde. Okuma parçasından ziyade çok araştırma yapmanızı, biraz farklı kaynaklardan okumalar yapmanızı istiyorum. Sorulara Çarşamba akşam 23;59 a kadar cevaplarınızı yazmanız gerekiyor. Sorulara cevap verirken yararlandığınız kaynakları (kitap, dergi, internet adresi, vb.) en alta açık bir şekilde belirtmenizi istiyorum. En az üç arkadaşınıza yorum yazmayı unutmayın.


LOUIS PASTEUR (1822-1895)
Ancak mikroskobun bulunmasıyla bilim insanlarının kendiliğinden oluşum modeline tekrar inanmalarına yol açan bazı şeyler ortaya çıktı. Bir su damlasına mikroskopla baktıklarında bilim insanları ortalıkta yüzen binlerce kıpır kıpır, oval hayvancık gördüler. Bunlar kurbağaların iç organlarında farelerin dışkılarında da bulunuyorlardı. Bu kadar gözden uzak minicik yerlerde görüldüklerine göre ancak kendiliğinden oluşumla ortaya çıkıyor olmaları gerekirdi.

İngiliz bilim insanı John Needham bu minicik, kıpır kıpır yaratıkların gerçekten kendiliğinden oluşum sonucu ortaya çıkıp çıkmadıklarını görmeye karar verdi. Sebze suyunu, içinde bulunabilecek hayvancıkları öldürmek için ısıtarak bir deney tüpüne boşalttı ve öylece bıraktı. Az sonra Needham sebze suyunda yüzen yeni hayvancıklar gördü. Deney bir kez daha kendiliğinden oluşumu doğruluyor gibiydi.

Ama her zaman olduğu gibi, bu sonucu da kabullenmeyen biri çıktı ortaya. İtalyan bilim insanı Lazzaro Spallanzani, Needham'ın hayvancıklarının tüpe dışardan girdiği kanısındaydı. Bu nedenle sebze suyunu ısıtıp bir deney tüpüne boşalttı; tüpü de sıkı sıkı kapattı. Kontrollü bir deney bir kez daha farklı bir sonuç vermişti: Hayvancıklar yoktu. Spallanzani kendiliğinden oluşum modelini çürüttüğünü açıkladı.

Ancak bu, Needham'ı etkilemedi. Ona göre tüpü sıkıca kapatmakla Spallanzani doğan hayvancıkların nefes almasını önlemişti. Needham'a göre Spallanzani'nin tüpünde önce kendiliğinden oluşum… Sonra da kendiliğinden boğulma oluşmuştu!

Daha sonra Fransız bilim insanı Louis Pasteur'ün aklına tüpte bulunabilecek hayvancıkların boğulmasına yol açmadan dışarıdaki hayvancıkların tüpe girmesini önleyecek çok parlak bir fikir geldi. Pasteur'ün deneyi Needham ve Spallazani'nin deneylerine benziyordu, ancak arada önemli bir fark vardı: Pasteur, sebze suyunu uzun, eğri boyunlu cam bir kaba koydu. Bu eğri boyun, havanın içeriye girmesini engellemez kimse de Pasteur'ü hayvancıkları boğmakla suçlayamazdı. Ancak kabın uzun, aşağıya doğru kıvrılan boynu, bu minicik yaratıklar için fazla dik olduğundan, onların girişini engelleyebilirdi.

Pasteur, ısıttığı bu sebze suyunu bu uzun boyunlu cam kapta bekletti. Hiçbir hayvancık ortaya çıkmadı. Sebze suyunu bekletmeyi sürdürdü. Aylarca bekletti. Yine de hiçbir hayvancık bulunamadı. Ancak eğri boyunun alt bölümünde hayvancıklar vardı! Bu deney hayvancıkların sebze suyunda kendiliğinden oluşmayıp dışardan geldiklerini kesin olarak kanıtlamış oldu.

Pasteur'ün cam kabının boyunundaki o küçük eğri bölüm, kendiliğinden oluşum için binlerce yıldır süregelen yaygın inanca ve yüzlerce yıldır süregelen tartışmaya bir son vermişti. Artık bilimciler canlı şeylerin ölü şeylerden değil, kendi türlerinden olan diğer canlı şeylerden geldikleri konusunda uzlaşmaktadırlar. Bazı hayvanlar tek başlarına yavru üretebilirler. Bir solucan ortadan bölünerek başka bir solucan üretebilir. Diğer hayvanların yavrulaması için iki birey gereklidir. Erkek bir fare, dişi bir farenin yumurtasını dölleyen spermi verir. Solucanlar ve fareler dışkıya, buğdaya veya sebze suyuna ilgi duyarlar. Ancak bu maddeler onların ana-babası değildir. Ana-babaları başka solucanlar veya farelerdir.

Öyle ise çöp kutusunda neden bu kadar kurt oluyor? Sinekler sizin attığınız yiyecek artıklarıyla kendilerine ziyafet çekerken yumurtalarını da salıverirler. Bu yumurtalardan sürünerek, çıkan kurtlar-solucanlara benzeyen sinek yavruları-ana-babaları gibi çöple beslenmeye koyulurlar. Çöplük sinekler için çok güzel bir yuvadır. Ama kuş yuvalarının kuş doğurmadığı gibi, çöplerde sinek yavrusu doğuramaz.

Buğdayla kaplı kirli gömleklerde farelerin görülmesi, çöplerde sineklerin görülmesiyle aynı nedenledir: Fareler bunları kemirmeye gelirler! Ancak kola ve pizzaların gençleri doğurmadığı gibi, kirli gömlekler ve buğday da fareleri doğurmaz.

Bir şekerlemeye üşüşmüş karıncaları veya balla kaplanmış ölü sinekler üstünde uçuşan canlı sinekleri açıklayabilir misiniz? Kuzuların kavundan çıktığı yolundaki inanışın nasıl ortaya çıktığını? Veya kazların ağaçlardan? Veya su birikintisindeki kurbağaların yağmur bulutlarından gelmesini? Yanıtlarınızı sınamak için ne tür kontrollü denemeler yapabilirsiniz?

Sebze suyunda bulunan hayvancıklara artık bakteri diyoruz. Pasteur'ün kuşkulandığı gibi bunlar Needham'ın cam kabına havadan toz parçacıklarının üstünde girdiler. Bakterilerin üremesi fazla zaman gerektirmez; bir bakteri ikiye ayrılıverir. Böylece bol besin bulunan bir yerde bir araya gelen birkaç bakteriden kısa sürede büyük bir bakteri topluluğu oluşur. Sebze suyuyla dolu bir şişe, harika bir bakteri kafeteryasıdır. Ancak sebze suyu bakteri üretmez; bakteri üreten, yalnızca bakteridir.
SORULAR
SORU 1: Yukarıdaki okuma parçasında Needham, Spallanzani ve Pasteur’un savunduğu görüşleri nelerdi? Sizce bu görüşler hangi tür bilimsel bilgiye (olgu, hipotez, bilimsel yasa, teori) örnek olabilir? Her bir bilim insanı görüşlerini desteklemek için hangi işlemleri yapmışlardır?

SORU 2: Pasteur’un deneyi neden kontrollü bir deney olarak kabul edilebilir? Sizce Pasteur görüşünü desteklemek için bu deneyi yapmak zorunda mıydı? Bilimsel çalışmalarda deney ve gözlemin işlevi ne olabilir?

SORU 3: Parçaya göre, canlıların oluşumuna ilişkin binlerce yıldır tartışma konusu olmuş iki zıt görüş nedir? Bu görüşler bilimsel bilgi türlerinden (yasa, teori, hipotez) hangisine örnek olarak gösterilebilir? Bu tartışmayı bitiren ve bilim insanları arasında uzlaşmayı sağlayan ne olmuştur?

SORU 4: Bilimsel bir bilginin(hipotez, bilimsel yasa, teori) ilgili bilim camiası arasında geçerlilik kazanması için ne gereklidir? Zamanla Pasteur’un çalışması ve sonuçları neden diğer görüşler arasından tercih edilen olmuştur? Bir bilimsel bilginin deneysel verilerle uyum düzeyi ile bilimsel bilginin ilgili bilim camiası arasında geçerlilik kazanması arasında nasıl bir ilişkiden söz edilebilir? Açıklayınız.

45 yorum:

  1. Merhaba hocam,kolay gelsin
    C1 Needham kendiliğinden oluşumu savunuyordu.Spallanzani kendiliğinden oluşumu çürütmüştür.Pastour de kendiliğinden oluşumu deneyleri ile çürütmüştür.Bunlar kendilerinin öne sürdükleri hipotezleridir.
    Görüşlerini desteklemek için deneylerde kanıtlamaya çalışmışlardır.Kontrollü deneyler yaparak bunların etkisine gözlemlemişler ve bir sonuca varmışlardır.
    C2 Pastorun deneyi kontrollü bir deneydi çünkü tüp deneyi ile havanın girişini ve hayvancıkların girmemesini engellemiştir.çünkü diğer deney yapanlar tamamen kapatarak hava almasını engellemiştir.
    Zorundadır çünkü diğer deney yapanlara düşüncelerini öne sürmesi için bunları deneyleri ile ispatlaması gerekir.Herkesin aynı sonuca varması gerekir ki bilimsel bilgi olarak kabul edilsin
    Bir bilimsel bilginin ispatlanması için gereklidir.Bu deneyler her zaman yapılamayabilir.Eğer ki pastorun deneyi için düşünürsek deneyin ispatlanması gerekir çünkü farklı görüşlerde yer almaktadır.Diğer bilim insanlarının görüşlerini deney ve deney sonucundaki gözlemlerle desteklememiz gerekmektedir.
    C3 Kendiliğinden oluşum ve kendiliğinde oluşumun olmadığı iki farklı görüş yer almaktadır.Bunlar bilim adamlarının hipotezlerdir,deney ve gözlemleri ile test edilmiştir.Pastorun kontrollü deneyi ile tartışmalar bitmiştir.
    C4 Bilimsel bilginin ispatlanması gereklidir.Deneylerle hipotezleri desteklenmelidir herkes tarafından kabul edilmesi için.pastorun deney tüpü kullanması hava yı kapatmaması hayvancıkların giremeyecek kadar dik olması diğer çevre etkilerini azaltmış ve deneyi kontrollu bir şekilde diğer etkilerden etkilenmeyecek şekilde deney düzeneği oluşturmuştur.Deneysel veriler bilimsel hipotezleri ile uyumlu olursa kabul edilmesi daha çok olur.Çünkü bilimsel hipotezlerini desteklemiş olurlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İyi akşamlar ibrahim, kontrollü deneyde kontrol grubu ve deney grubu vardır.Pasteur deney grubunu oluşturmuştur.Kontrol grubu hakkında ayrıca bilgi vermen gerekirdi.Böylelikle kontrollü deney yapmıştır düşünceni desteklemiş olurdun.

      Sil
    2. Merhaba İbrahim,
      1. cevabın eksik olmuş, soruda başka şeylerde soruluyor, onlara yeniden bak..

      Sil
  2. iyi akşamlar hocam cevaplarımı iki parca halinde göndermek durumundayım;
    1. Needham: Sebze suyunu, içinde bulunabilecek hayvancıkları öldürmek için ısıtarak bir deney tüpüne boşaltmış ve öylece bırakmıştır. Daha sonra mikroskopla incelediğinde içinde şimdi bakteri adını verdiğimiz küçük hayvancıkları görmüştür. Bakterilerin kendiliğinden oluştuguna inanmıştır.
    Spallanzani: daha kontrollu bir deney yaparak sebze suyunu ısıtıp bir deney tüpüne boşaltmış tüpü de sıkı sıkı kapatmıştır. Bakterilerin bu sekilde olusmadıgını, tüpün içine dısarıdan girdiklerini öne sürmüştür. Kendiliğinden olusum metodunu çürütmüştür.
    Pasteur: sebze suyunu uzun, eğri boyunlu cam bir kaba koydu. Kabın uzun, aşağıya doğru kıvrılan boynu, bakteriler için fazla dik olduğundan, onların girişini engellemiştir. Bi süre beklettikten sonra içeriye hiç bi bakteri girişi olmadıgını görmüştür ve kendiliğinden oluşumun olamadığını, bakterilerin dışardan geldiklerini kesin olarak kanıtlamıştır. Pasteur de Yaptığı deneylerle kendiliğinden olusumu çürütmüştür.
    Üç bilim adamı da ortaya birer hipotez atmışlardır. Bu görüşleri de teoriye dönüştürmek için deney- kontrollu deneyler yapmıslardır ama sadece Pasteur doğru bilgiye ulasmıstır.
    2. Pasteur’un deneyi kontrollü bir deneydir. Spallanzani’nın yaptıgı deney Needham’ı tatmin etmemiştir ve Ona göre tüpü sıkıca kapatmakla Spallanzani bakterilerin nefes almasını engellemiştir. Needham'a göre Spallanzani'nin tüpünde önce kendiliğinden oluşum sonra da (tüpü sıkıca kapattıgı için) kendiliğinden boğulma oluşmuştur. Pasteur ise yaptıgı deneyde herkesi tatmin etmişti.
    Bilimsel çalısmalarda deney-gözlem çok önemlidir. Bi ispat niteliği kazanmayan düşünceler hiçbir zaman benimsenmez. Akla yatması için deney gözlemlerle desteklenir. Bilimsel bir gerçeği göstermek, bir yasayı doğrulamak, bir varsayımı kanıtlamak amacıyla deney yapılmak zorundadır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Zeynep,
      2. cevapta kullandığın bazı kavramlar var bunlara açıklık getirmen lazım
      Mesela, ispat nedir, bilimde yeri nedir
      Yasayı doğrulamak nedir, bilimsel yasa nedir,
      Varsayım nedir, varsayımı kanıtlamak nedir?
      Bunları derste senden isteyeceğim biraz okuma yapmalısın...

      Sil
  3. 3. İki görüş öne sürülmüştür. Kendiliğinden olusum ve kendiliğinden olusumun olmadıgı(bakterinin dısardan ortama girmesi) bu öne sürülen görüşler hipotezdir. Bilimsel bir ifadenin hipotez kabul edilebilmesi için sınanabilmesi gerekir. Yapılan kontrollü deney ile bu tartısmaya Pasteur son vermiştir.
    4. Bilimsel bir bilginin bilim camiasında geçerlilik kazanması için öncelikle deney gözlemlerle ispatlanması gerekir. Pasteur’un görüşü kabul görmüştür çünkü kontrollu deneylerle ispatlanmıştır. Spallanzani’nin yaptıgı deney Needham’ı tatmin etmemiştir. Bakteriler nefes alamadığı için öldü, kendiliğinden boğulma oldu demiştir. Fakat bunu yaptıgı deneylerle uyguladıgı yöntemle Pateur ispatlamıstır. Ve bu yüzden de kabul görmüştür.
    Bir bilimsel bilginin deneysel verilerle uyumlu olması hipotezlerin kabul edilmesi benimsenmesi bakımından daha uygun olur. Deneyler yaparak ispat yaparak bazı noktalara varıyoruz. Bilimde deney gözlem ispat önemlidir.
    KAYNAKÇA
    http://bigalioglu.blogcu.com/tez-hipotez-teori-yasa-bilimsel-yontem-bilimsel-dusunce-bi/2870583
    http://www.nenedirvikipedi.com/edebiyat/deney-nedir-gozlem-nedir-deney-ile-gozlem-arasindaki-farklar-4186.html
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Louis_Pasteur
    https://www.youtube.com/watch?v=lsIHhKhOnK4

    YanıtlaSil
  4. İyi akşamlar:
    Cevap1-) Needham gözlem yaptı ve deney düzeneği kurdu ve sebze suyunda yüzen yeni hayvancıklar gördü ve kendiliğinden oluşumu doğruladığını düşündü.Needham hipotez kurdu ve deney yaptı fakat deneyi kontrollü olmadığı için çürütüldü.Spallanzani ise Needham'ın hayvancıklarının tüpe dışardan girdiği kanısındaydı ve oda gözlem yapıp deney düzeneği hazırladı.Spallanzani yaptığı deneyde hayvancıklar yoktu ve deneyinden sonra Spallanzani kendiliğinden oluşum modelini çürüttüğünü açıkladı.Spallanzani de deney ve gözlemler yaptı ama tamamiyle verimli olamadı.Pasteur ise ısıttığı bu sebze suyunu bu uzun boyunlu cam kapta bekletti ve hiç tam hayvancık ortaya çıkmadı. Sonrasında pasteur sebze suyunu aylarca bekletti ve yine hiç hayvancık bulunamadı. Ancak eğri boyunun alt bölümünde hayvancıklar vardı! Bu deney sonucu Pasteur hayvancıkların sebze suyunda kendiliğinden oluşmayıp dışardan geldiklerini kesin olarak kanıtlamış oldu.Pasteur ise kontrollü deney yaptı ve bilimsel yasa oluşturdu.
    Cevap2-)Pasteur diğer bilim insanlarıyla hemen hemen aynı deneyi yaptı fakat sebze suyunu uzun, eğri boyunlu cam bir kaba koydu.Ve deneyinin kontrolü bunun sayesinde oldu.Pasteur görüşünü desteklemek için deney yapmak zorunda nendeni ise insanlara kanıtlama gerekliliği eğer bu deneyi yapmasaydı insanlar beklide hala kendiliğinden oluşum olayını gerçek sanacaktı.Deney ve gözlem bilimsel bilginin oluşmasında en önemli basamaktır.
    Cevap3-)Kendiliğinden oluş ve kendiliğinden olmayıştır.Kendiliğinden oluş teori olarak kalmıştır deney ve gözlemden oluştuğu için.Kendiliğinden olmayış bilimsel yasadır çünkü biz hayvancıkların kendiliğinden ya da ölen bişeylerin ardından oluşmadığını biliyoruz ve bunuda kanıtlayan Pasteur tartışmalara son veriyor.
    Cevap4-)Bilimsel bir bilginin geçerlilik kazanmasında paradan da okuduğumuz gibi kontrollü deney,gözlem,ispat yapmamız gerekiyor.Pasteur’de kontrollü deneyi sonucunda diğer bilim insanlarından ayrılmış kendiliğinden oluşumu çürütmüştür.Bilimsel bilgi deneysel verilerle uyumlu olmalıdır aksi takdirde çürütülmeye mahkumdur.Bilimsel bilginin en önemli basamaklarında biri olan deney eğer bilimsel bilgiyle örtüşmese o bilimsel bilgi bilimsel bilgi değildir zaten.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu yorum yazar tarafından silindi.

      Sil
    2. Merhaba Şükriye, 1. cevabında Pasteur bilimsel yasa oluşturdu demişsin sana katılmıyorum. Bilimde yasa yoktur. Pasteur'un yaptığı kontrollü deney sonucu kendiliğinden oluşum fikrini çürütmüş ve böylelikle biyogenezi savunarak hipotezini teoriye çevirmiştir.

      Sil
    3. iyi akşamlar Şükriye, 2. sorunun cevabı kontrollü deneyin gerçekleşmesi için gerekli şartları açıklamanda fayda vardı.Böylelikle tam anlamda kontrollü deneyin gerçekleştiğini anlamamızı mümkün kılardı.

      Sil
    4. Merhaba Şükriye,
      3. sorunun cevabı için teori ve yasa kavramlarını kullanmışsın,
      bunları derste biraz daha netleştirmeni isteyeceğim...

      Sil
  5. Kaynakça:
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Louis_Pasteur
    http://www.bilgiustam.com/mikroskobun-icadi/
    http://www.nkfu.com/abiyogenez-ve-biyogenez-nedir/

    YanıtlaSil
  6. İyi akşamlar,
    Cevap1
    Needham: Kendiliğinden oluşuma inanmış ve bunu savunmuştur.
    Spallanzani: Needham a göre daha farklı ve kontrollü deneyler yaparak deney tüpünün içine bakterilerin dışardan girdiğini ve kendiliğinden oluşmadığını öne sürmüştür.
    Pasteur ise uzun eğri boyunlu cam kaba koyduğu sebze suyunda içerde bakteri oluşumu ve dışardcan bakteri girişi olmadığını gözlemlemiş ve kendiliğinden oluşumu reddetmiş ve bunu kurduğu düzenekle kanıtlamıştır.
    Bahsedilen bilim adamları kurdukları hipotezi teori haline getirmek için farklı deneyler yapmışalrdır. Kontrollü deneyleri sayesinde kesin ve net kanıta Pasteur ulaşmıştır.
    Cevap2
    Pasteur un yaptığı deneyin kontrollü deney olarak kabul edilmesinin nedeni mevcut durumu daha elverişli hale getirmiştir yani hava ve hayvancık girişini engellemiştir. Pasteur görüşünü kanıtlamak için kontrollü deneyler yapmak zorundadır çünkü deney ve gözlemlerle desteklemesi gerekmektedir. Bilimsel bilginin kabulü için bu şarttır.
    Cevap3
    Parçaya göre kendiliğinden oluşumu savunanlar ve bunu reddedenler olarak 2 farklı görüş vardır. Kendiliğinden oluşum fikri konusunda deney ve gözlem yapılmıştır fakat kontrollü deney olarak kabul edilemez çünkü ihmal edilen durumlar var fakat Pasteur un kurduğu düzenek ve yaptığı kontrollü deneyler sayesinde bu tartışmalar son bulmuştur.
    Cevap4
    Bilimsel bilginin geçerlilik kazanması için akla mantığa uygun, deney ve gözlemlerle ispatlanabilir olması gerekmektedir. Pasteur un çalışmasının tercih edilmesinin nedeni onun yaptığı kontrollü deneylerdir. Bilimsel bilginin deneysel verilerlerle uyum sağlaması onu geçerli kılan özelliklerindendir. Kurulan hipotezle uyumlu olması gerekmektedir.
    Kaynakça
    http://www.nenedirvikipedi.com/edebiyat/deney-nedir-gozlem-nedir-deney-ile-gozlem-arasindaki-farklar-4186.html
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Louis_Pasteur

    YanıtlaSil
  7. Merhaba hocam..
    Cevap1: . Needham, sebze suyunu, içinde bulunabilecek hayvancıkları öldürmek için ısıtarak bir deney tüpüne boşaltmış ve öylece bırakmıştır. Daha sonra mikroskopla incelediğinde küçük hayvancıkları görmüştür. Hayvancıkların kendiliğinden oluştuğuna inanmıştır.Spallanzani, sebze suyunu ısıtıp bir deney tüpüne boşaltmış tüpü de sıkı sıkı kapatmıştır. Bakterilerin bu şekilde oluşmadığını, tüpün içine dışarıdan girdiklerini öne sürmüştür. Kendiliğinden oluşumu yok saymıştır.
    Pasteur, sebze suyunu uzun, eğri boyunlu cam bir kaba koydu. Kabın uzun, aşağıya doğru kıvrılan boynu, bakteriler için fazla dik olduğundan, onların girişini engellemiştir. Bir süre beklettikten sonra içeriye hiç bir bakteri girişi olmadığını görmüştür ve kendiliğinden oluşumun olamadığını, bakterilerin dışarıdan geldiklerini kesin olarak kanıtlamıştır. Pasteur kontrollü deneylerle kendiliğinden oluşumu çürütmüştür. Abiyogenez görüşü için deneyler yapılıp hipotezler kurulmuş ve uzun yıllar kabul görülen bir teori olmuştur.Fakat pasteur abiyogenez görüşünü yaptığı kontrollü deneylerle çürütmüştür.
    Cevap2: Pasteur’ün deneyi kontrollü deneydir. Pasteur’ün deneyi needham ve spallazani’nin deneyine benziyordu, fakat arada önemli bir fark vardı. Pasteur eğri boyunlu cam kap kullandı ve hayvancıklarda dışarıdan giremeyeceklerdi .Yani pasteur, spallazan ve needham’dan yola çıkarak gözlemleri sonucu kontrollü deney yapmıştır.Pastör, yıllardır süregelen kendiliğinden oluşum görüşünü çürütmek için kendi görüşünü bir şekilde insanlara ve bilim camiasına ispatlaması gerekiyordu. Ve pasteur’ da görüşünü desteklemek adına kontrollü deney yapmıştır. Bilimsel çalışmalarda deney ve gözlemler büyük öneme sahiptirler. Çünkü bilimsel bir bilgiyi elde edebilmek için gözlemler yaparak yola çıkarız ve edindiğimiz bilgileri kanıtlayabilmek için deneyler yaparız.
    Cevap3: İki görüş öne sürülmüştür. Abiyogenez (kendiliğinden oluğum) ve kendiliğinden oluşumun olmadığı(hayvancıkların dışarıdan ortama girmesi) bu öne sürülen görüşlerdir. Abiyogenez görüşü teoridir. Çünkü o dönemlerde kendiliğinden oluşumu ispatlamak adına hipotezler kurulmuş ve çürütülene kadar teori olarak kalmıştır. Pasteur'ün kontrollü deneyi kendiliğinden oluşum için yüzlerce yıldır süregelen tartışmaya bir son vermişti. Artık bilimciler canlı şeylerin ölü şeylerden değil, kendi türlerinden olan diğer canlı şeylerden geldikleri konusunda uzlaşmaktadırlar.
    Cevap4:Bilimsel bir bilginin geçerli olabilmesi için, ispatlanabilir olması lazım, deneylerle doğruluğunun tekrarlanabilmesi gerekir. Pasteur’ün çalışmasının tercih edilmesinin sebebi, onun çalışmasını kontrollü deney yaparak geçerliliğini kanıtlamasıdır. Bir bilimsel bilgi, deneyler yapılıp tekrarlandığında aynı sonucu veriyorsa, bilim camiasında geçerlilik kazanmış olur tıpkı pasteur’ün abiyogenezi çürütecek görüşünü kontrollü deneylerle ispatlaması gibi.
    Kaynaklar;
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Louis_Pasteur
    https://www.google.com.tr/webhp?sourceid=chrome-instant&ion=1&espv=2&ie=UTF-8#q=abiyogenez
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Lazzaro_Spallanzani
    www.bilimkahramanlari.org/‎

    YanıtlaSil
  8. Merhabalar hocam...

    CEVAP(1): Aslında burda da daha önceden yine konusunu işlediğimiz Redi aklımıza gelmektedir. O zamanlarda Van Helmont ve Kircher gibi bilim adamları da kendiliğinden oluşum ile ilgili fikirleri öne sürmüşlerdir. Ancak Redi kontrollü denemeler sonucu kendiliğinden oluşum olmadığını gözlemlemişti. Mikroskobun gelişmesiyle canlıların oluşumu ile ilgili görüşlerde yeni bir çağ açtı.Bunun üzerine bilim insanları fikirleri tekrar söylemeye başladılar. Needham kıpır kıpır yaratıkların yaptığı deney sonucunda kendiliğinden oluştuğunu söylemişti. Bu modeli kabullenmeyen başka bir bilim adamı Spallanzani farklı bir denemeyle kendiliğinden oluşum olmadığını gözlemlemiştir. Ama yaptığı bu deneyle Needham'ı etkileyememiştir. Daha sonraları Pasteur hayvancıkların boğulmasına yol açmadan ve dışarıda ki hayvancıkların tüpe girmesini sağlayacak şekilde eğri boyunlu cam bir kaba koydu. Ve sonuç sebze suyunun içinde hayvancıklar yoktu. Yani hayvancıklar kendiliğinden oluşmuyordu. Böylece biyogeneze göre :”Canlılar kendilerinden önce yaşayan diğer canlılardan oluşurlar” görüşü doğruluk kazandı, abiyogenez terk edildi.
    Bilim insanları bir problem durumunda düşünüyorlar ve ortaya bir hipotez atıyorlar. Ancak o hipotezler deneyler ve test edilebilmeleri sonucu teorilere dönüşürler. Pasteur'un yaptığı deneyler sonucu hipotezlerin doğrulanması ve kendiliğinden oluşumun olmaması yani biyogenez kavramı kabul edilmiştir. Bu kontrollü denemeler sonucu oluşan bir teoridir.
    Bilim insanları ortaya attıkları görüşleri desteklemek için gözlemler ve deneyler yapmışlardır. Ancak Needham ve Spallanzani kontrollü denemeler yapamamışlardır. Ve teorileri çürütülmüştür.

    CEVAP(2): Pasteur'un deneyi kontrollü bir deneydir.Kontrollü deney sonucunda kendiliğinden oluşum olmadığını kanıtlamış ve teorisini güçlendirmiştir. Bilim insanları karşılaştıkları problem durumundan itibaren düşünmeye ve gözlemlemeye başlarlar. Bilimsel yöntem aşamalarında da deneyler olmazsa olmazdır. Bilim adamları kurdukları hipotezleri onarmak veya çürütebilmek yani test edebilmek için deneylere ihtiyaç duyarlar. Ve yapılan,tekrarlanan deneyler bilim insanını daha tutarlı ve doğru bilgiye oluşturur. Deneyler bilim insanları için önemli bir kontrol yöntemidir. Bilim insanları kurdukları hipotezi deneylerle test edebilir ve eğer çürütülmezse bilimsel bilgiler ve teoriler oluşturulur. Tabi bilimsel bilgi oluşturulurken sadece deneyler değil gözlemler de önemli bir yere sahiptir. Diğer bilim insanlarının aksine,bilim insanları bir şeyleri gözleme yeteneğine ve gözlemlediklerinde bir şeyler görebilme yetisine sahiptir. Bu da bilimsel bilgi oluştururken önemli bir fayda sağlamaktadır.

    YanıtlaSil
  9. CEVAP(3): Evrimin tartışmaya açıldığı ilk fikir olması açısından önem taşıyan abiyogenez (kendiliğinden oluşum) ve bir canlının yalnız kendine benzer başka bir canlıdan oluşabileceği görüşü (biyogenez) dir. Bu tartışmayı bitirenler ise Redi ve Pasteur'dur. Deneyleri sayesinde canlıların cansızlıktan birdenbire var olamayacağını öğrenmiş olduk. Ve bunun sonucunda biyogenez görüşü hüküm sürmeye başlamıştır. Abiyogenez bir teoridir. Yapılan deneyler sonucunda güçlenen sonuçlar vermekte ve canlılığın cansızlıktan nasıl evrimleştiğine her geçen gün daha net cevaplar vermekteydi. Ancak Pasteur'un yaptığı kontrollü deney sonucunda abiyogenez teorisi çürütülüp biyogenez teorisi geçerli olmaya başlamıştır.

    CEVAP(4): Bilimsel bilginin yapılan deneyler ve gözlemler sonucunda tutarlı ve daha doğru sonuçlar vermesi beklenmektedir.Ayrıca iyi kanıtlanmış,sürekli olarak test edilmesi geçerliliği ni artırır. Özellikle kontrollü deneyler...Pasteur da yaptığı kontrollü deney sonucunda biyogenez görüşünü ortaya çıkarmıştır. Daha önceleri Redi de yaptığı deneyiyle "kontrollü deney" kavramını ilk defa bilimsel dünyada uygulayan kişi olarak tarihe geçmişti. İkisi de kontrollü deneyler ile sonucuna ulaşmıştı. Pasteur'un bazı teknolojik gelişmelerden (mikroskobun icadı) yararlanarak deneyini yapması diğer görüşler arasından tercih edilen olmasını sağlamıştır.Bir bilginin deneylerle sürekli olarak test edilip doğrulanması o bilginin geçerliliğini artırmaktadır.Bilim de elde edilen sonuçların hiç değilse bilim adamları için anlam taşımasının nedeni,üzerinde çalışılan problemin uygulama kapsamına ve kesinliğe olan katkılarıdır.

    KAYNAKÇA :
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Abiyogenez#Darwin_ve_Pasteur
    http://www.evrimagaci.org/makale/97
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Bilim_insan%C4%B1
    https://kozmopolitaydinlar.wordpress.com/2011/01/26/hayatin-baslangici-ile-ilgili-gorusler/
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Louis_Pasteur
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Bilimsel_kuram
    http://www.academia.edu/19831948/Bilimsel_Devrimlerin_Yap%C4%B1s%C4%B1_Kitap_%C3%96zeti_-_Thomas_S._Kuhn

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Senem,
      3. soru için evrim teorisi ile abiyogenez ve biyogenezi ilişkilendirmişsin,
      derste bunu detaylı konuşalım..

      Sil
  10. Merhaba hocam
    1 Nededham kendiliğinden oluşum görüşünü savunuyordu.Spollanzani,Nedesham'ın hayvancıkların tüpe dışardan girdiği kanısındaydı.Hayvancıklar yoktu.Kendiliginden oluşum modelini çürüttüğünü savunmuştur.Pasteur ise deneyler yaparak kendiliğinden oluşumu çürütmüştür.Bu deneyle hayvancıkların sebze suyundan kendiliğinden oluşmayıp dışardan geldiklerini kesin olarak yaptiğı kontrollü deneylerle ispatlamıştır.Bilim insanları kurdukları farklı hipotezleri hipotezlerini doğrulamak ve teoriye dönüştürmek için deneyler yapmışlardır.
    2 Lovis pasteur'n aklına tüpte bulunabilecek hayvancıkların bogulmasına yol açmadan dışarıdaki hayvancıkların tüpe girmesini önleyecek çok parlak bir fikir geldi.Pasteur'un deneyi diğerlerinden farklıydı.Pasteir diğer bilim insalarından farklı bir görüşü savunduğu için bu düşüncesini deneylerle ispatlamak zorundadadır.ve deneylerini kontrollü bir şekilde yapmıştır.Ancak bu şekilde görüşünü kabul ettirebilirdi.Bilimsel çalışmalarda deney ve gözlemin önemi büyüktür.Bilim insanlarî istedikleri sonuca ulaşabilmeleri için öncelikle gözlemlerini iyi bir şekilde yapmalı ve gözlem sonrasında deneylerle ispatlamaya çalışmalıdırlar.
    3 Iki farklı görüş vardır.Kendiliğinden oluşumun olduğu ve kendiliğinden oluşumun olmadığı fikridir.Bu görüşler ise birer hipotezdir.Çünkü bilim insanları görüşlerini belirterek ve bunun üstüne deneyler ve gözlemler yalarak görüşlerini ispatlamaya çalışmışlardır.Pasteur'un cam kabının boynundaki o küçük eğri bölüm,kendiliģinden oluşum için binlerce yıldır süregelen yaygın inanca ve tarstışmaya son vermiştir.Artık bilimciler canlı şeylerin ölü şeylerden degil,kendi türlerinden olan diğer canlı şeylerden geldikleri konusunda uzlaşmaktadırlar.
    4 Bilimsel bilginin geçerlilik kazanması için öncelikle tekrar tekrar yapılan deneylerle ispatlanması gerekir.Kurdukları hipotezler tekrarlanan deneylerle teoriye dönüştürülmeye çalışılır.Pasteur'un çalışmasının kabul edilmesinin nedeni deneylerini kontrollü bir şekilde yapmış olmasıdır.Pasteur sebze suyunu uzun,eğri boyunlu cam bir kaba koydu.Bu eğri boyun havanın içeriye girmesini engellemez kimse de pasteu'u hayvancıkları boğmakla suçlayamazdı.Ancak kabın aşagı doğru kıvrılan boynu minik yaratıkların girişini engelleyebilirdi.Pasteur un görüşünü bu şekilde deneylerle ispatlaması görüşünü destekler nitelikte olmuştur ve geçerliliğini korumaktadır.

    Kaynakça
    http://www.bilimfelsefedin.org/?p=826
    https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Abiyogenez
    https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Louis_Pasteur

    YanıtlaSil
  11. Mrb hocam
    1. John Needham kendiliğinden oluşumu savundu. Deneyler yaptıi . (Sebze suyunu, içinde bulunabilecek hayvancıkları öldürmek için ısıtarak bir deney tüpüne boşalttı ve öylece bıraktı. Az sonra Needham sebze suyunda yüzen yeni hayvancıklar gördü. Deney bir kez daha kendiliğinden oluşumu doğruluyor gibiydi.)
    Lazzaro Spallanzani, kendiliğinden oluşumu reddetti. Needham'ın hayvancıklarının tüpe dışardan girdiği kanısındaydı. Bu nedenle sebze suyunu ısıtıp bir deney tüpüne boşalttı; tüpü de sıkı sıkı kapattı. Kontrollü bir deney bir kez daha farklı bir sonuç vermişti: Hayvancıklar yoktu. Spallanzani kendiliğinden oluşum modelini çürüttüğünü açıkladı.
    Pasteur kendiliğinden oluşumu reddetmiş ve bunu kurduğu düzenekle kanıtlamıştır..Pasteur ise kontrollü deney yaptı ve bilimsel yasa oluşturdu.
    John Needham ve Lazzaro Spallanzani deney ve gözlemler yapmışlar fakat yaptıkları çalışmaların yanlışlığı ispatlanmışıtır. Yani teorileri çürütülmüş. Görüşlerini desteklemek için gözlemler yapmışlar yaratıcı zekalarını kullanmışlar ama en önemlisi kontrollü deneyler yapmışlar.
    2. Pasteur'ün deneyi kontrollü deneydir. Çünkü Pasteur'ün deneyi Needham ve Spallazani'nin deneylerine benziyordu, ancak arada önemli bir fark vardı: Pasteur, sebze suyunu uzun, eğri boyunlu cam bir kaba koydu. Bu eğri boyun, havanın içeriye girmesini engellemez kimse de Pasteur'ü hayvancıkları boğmakla suçlayamazdı. Ancak kabın uzun, aşağıya doğru kıvrılan boynu, bu minicik yaratıklar için fazla dik olduğundan, onların girişini engelleyebilirdi. Pasteur deney yapmış , gözlemler kurmuş . Deneyler biligiye ulaşmada kullanılan en önemli yolldur. Doğru bilgi için deney ve gözlemler şarttır. Burdada görüyoruz ki gerçek bilgiye deneylerle ulaşılmış.
    3. Binlerce yıldır tartışma konusu olan iki zıt görüş şöyledir: Kendiliğinden oluşum ve kendiliğinden oluşumun olmadığı görüşü. Pateur yaptığı kontrollü deneyle tartışmayı bitirmiştir.
    4. Bilimsel bilginin geçerlilik kazanması için kontrollü deneyler sonucu o bilgiye ulaşmaları gerekir. O bilginin deney ve gözlemle ispatlanması gerekir. Çünkü Pasteur kontrollü deney yapmıştı onun yaptığı çalışma daha mantıklıydı. Bilimsel bilginin deneysel verilerle uyum düzeyi kurulan hipotezlerle uyumlu olmalıdır.
    Kaynakça
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Louis_Pasteur
    https://www.google.com.tr/webhp?sourceid=chrome-instant&ion=1&espv=2&ie=UTF-8#q=abiyogenez
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Lazzaro_Spallanzani

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Derya,
      1. soru için kullandığın teori ve yasa kavramlarını sınıfta yeniden tartışalım...

      Sil
  12. merhaba hocam,
    CEVAPLAR
    1-Aristotelesle başlayan abiyogenez görüşü uzun yıllar etkisini korudu. Öyle ki Redi yaptığı kontrollü deney sonrasında abiyogenezi reddetmiş ve gerekçesiyle de desteklemiş olmasına rağmen yine de Needham gibi ikna olmayan insanlar olmuştur. Mikroskobun bulunmasıyla abiyogenez ile ilgili yeni bir iddia ortaya atıldı. John Needham mikroskopla bir su damlasını inceledi ve binlerce küçük canlı gördü. Ona göre bu kadar gözden uzakta bulunan canlılar ancak kendiliğinden oluşabilirdi. İtalyan bilim insanı spallanzani ve Fransız bilim insanı pasteur ise Needham’ın aksine kendiliğinden oluşum görüşünü reddettiler.günümüzde bakacak olursak Needham’ın öne sürdüğü abiyogenez görüşü bir teoridir, evrimsel yönüyle hala tartışmalı bir teori olmakla birlikte biliyoruz ki çöp kovasının üstündeki sineklerin, buğdayın üzerindeki farelerin, su damlasında görülen halka kurtçukların oluşumu kendiliğinden değildir. Pasteur ve Spallanzani ise canlının ancak canlı bir organizmadan oluşabileceğini ileri sürdü ve biyogenez teorisini oluşturdular. Needham “eğer sebze suyu kaynatılarak bir deney tüpünde bırakılırsa üzerinde kendiliğinden canlılar oluşur” hipotezini kurdu ve test etti hipotezi doğrulanmış gibiydi. Spallanzani ise deney tüpünün ağzının açık olması gerekçesiyle deneyi tekrarladı deneyin tek farkı tüpün sıkı sıkı kapatılmış olmasıydı. Sonucunda canlı oluşumu görülmedi, Needham canlıların oluşup havasız ortam sebebiyle boğulduğunu iddia edince Pasteur deneyi hem canlıların havasız kalmayacağı hem de dışarıdan canlı girişinin olamayacağı bir eğri boyunlu cam kap ile yaparak tekrarladı ve sonuç; hiçbir canlılık belirtisi yoktu. Pasteur deneyi ile kapta oluşan canlıların dışarıdan geldiğine kesinlik getirmiş oldu.
    2-Sonucu etkileyecek koşullardan birini değiştirip diğerlerini sabit tutarak yapılan deneylere “kontrollü deney” denir. Pasteur’ün net bir problemi vardı. Kaynatılmış sebze suyunun üstünde oluşan canlıların kendiliğinden mi yoksa dışarıdan mı geldiği sorusuyla araştırmasına başlamıştı. Bu canlıların kendiliğinden oluşmadığını düşünüyordu bu sebeple “eğer kaynatılmış sebze suyu içine hava alan ancak canlı girişine kapalı eğri boyunlu kaba koyulursa kabın içinde kendiliğinden canlılar oluşmaz” hipotezini test edecekti. Pasteur yanılmadı yaptığı deney sonrasında kendi hipotezini doğruladı, Needham’ın hipotezini ise çürüttü. Needham da Pasteur de görüşlerini kanıtlamak için deney yaptılar fakat Pasteur deneyini etkileyecek tüm koşulları düşündü ve dışarıdan canlı girişini kontrol altına aldı. Needham ise bunu görmezden gelmişti bu yönleriyle baktığımız zaman Pasteur’ün deneyinin kontrollü bir deney olduğunu ve bu sebeple ikna edici olduğunu söyleyebiliriz. Pek çok bilim insanının ileri sürdükleri hipotezi deneyle test ettiğini biliyoruz. Pasteur’ün görüşünü desteklemek için deney yapması şarttı, çünkü insanlara sebze suyu üzerinde oluşan kurtçuklar sorulsa şüphesiz pek çoğu kendiliğinden oluştuğunu iddia edecekti. Eğer deney yapmamış olsaydı öne sürdüğü hipotez görüş olmaktan ileri gidemezdi. Bilimsel süreç içerisinde bilim insanları yaptıkları gözlemlerle olguları ve olayları sınıflandırır, gözlemler bilimsel bir araştırmanın başlamasını sağlar. Deneyler ise hipotezlerin doğruluğunu test etmeleri sebebiyle çok önemlidir.

    YanıtlaSil
  13. 3- canlıların oluşumuna ilişkin ilk görüş abiyogenez(kendiliğinden oluşum) görüşüydü. İkinci ve buna zıt görüş ise biyogenez(canlılardan oluşum) görüşüydü. Her iki görüş de canlılığın oluşumuyla ilgili birer teoridir. Bir birikinti üzerinde, su damlası içinde veya buğdayın üstünde oluşan canlılar ve bunların nereden geldiği sorusu.. bu soru yıllarca cevap aradı ve nihayet Pasteur yaptığı deney sonucu tartışmaya noktayı koydu. Needham’ın deneyi çatışmayı çözemezken Pasteur tartışmayı noktalandırmıştı, uzlaşmayı sağlayan Pasteur’un fikriydi, bunun tek bir sebebi olabilir; Pasteur yaptığı deneyle sorulacak bir soru bırakmamıştı çünkü yaptığı deney kontrollü deneydi ve kanıtları sağlamdı kontrollü deneylerle yapılan testler sonucu hipotezini kanıtlandığı için üstüne yeni deneyler yapılmadı ve kabul edildi bakteriyi doğuran sebze suyu değil yine bakteriydi.
    4- bilimsel bilgi bilimsel yöntem ve akıl yürütme yoluyla elde edilir ve birikimli olarak ilerler, sürekli eleştirilere ve değişime açıktır. Bir bilimsel bilginin geçerli olması yapılan araştırma sonuçlarının akla ve mantığa yatkın olması ile yakından ilişkilidir. Kurulan hipotezler deneylerle test edilir süreç her ne kadar subjektif olsa da ortaya koyulacak olan ürün objektif olacağından dolayı deney sonuçları geçerlilik açısından önemlidir. Bilimsel çalışmaların en önemli aşaması tahminlerin doğruluğunun araştırılmasıdır, bilim insanı bunun için kontrollü deneyler yapar, deneyler ise incelenecek olayın hangi etkenlere bağlı olduğunu anlamak için yapılır. Deneyde kontrol grubu ve deney grubu oluşturularak sonuçlar karşılaştırılır. Deneyin sonucu bu karşılaştırmadan sonra anlam taşır, bu koşul sağlanmazsa hangi etken ne kadar etkili anlaşılamaz. Bu sistemli bir çalışma gerektiren gözlem ve deney süreci bilimsel bilginin geçerliliğinin tek dayanak noktasıdır. Deney verilerinin bilimsel bilgi ile uyumu bu sebeple önemlidir, çünkü ne kadar uyumlu olursa bilim camiası tarafından o kadar kabul edilir olacaktır. Bu sebeple kontrollü deneyler bilimsel bilginin nişanesidir diyebiliriz.
    KAYNAKLAR
    www.evrimagaci.org/makale34
    www.deu.edu.tr/bilimselsüreçbecerileri
    www.meb.gov.tr/tübitakbilimfuarı

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba İlke,
      4. soru için bilimsel bilgi birikimli olarak ilerler demişsin bunu derste tartışalım..

      Sil
  14. İyi akşamlar hocam
    1)John needham kendiliğinden oluşumu savunmuştur.lazzaro spallanzani ise needhamın tersine kendiliğinden oluşumu kabul etmemiş onu Çürütmek için deneyler yapmıştır.needhamin savundugu kendiliğinden oluşum görüşü teoridir. Louis pasteur da kendiliğinden oluşum görüşünü Çürütmek için kontrollü deney yapmistir.hepsi kurdukları hipotezleri teoriye dönüştürmek için deney ve gözlemler yapmıştır.
    2) evet kabul edilebilir.pasteurun deneyi needham ve spallazaninin deneylerine benziyordu ancak pasteur diğerlerinden farklı olarak sebze suyunu uzun,eğri Boyunlu cam bir kaba koydu ve havanın içeriye girmesini engellemedi bu sayede kimse hayvanciklari Boğmakla suclayamazdı.
    Evet zorundaydı çünkü düşüncelerini desteklemesi ve ispat edilmesi için bunları deneyle ortaya koymalıydı aksi taktirde kimse düşüncelerini benimsemeyecekti.deney ve gözlem bilimsel çalışmalarda en önemli basamaklardir gözlemin bütün verimi muhakeme ile birlikte kullanılmasına bağlıdır. Deney ortaya atılan hipotezlerin kanıtlanması için gereklidir.eğer deney ve gözlemlerle desteklenmezse o görüş benimsenmez ve kabul edilmez.
    3)kendiliğinden oluşum ve kendiliğinden oluşumun olmadığı iki görüş vardır.abiyogenez teoridir o zamanlarda herkes tarafindan kabul edilmistir.bu tartışmayı bitiren pasteurun kontrollü deney yaparak canlı şeylerin ölü şeylerden değil kendi türlerinden olan canlı şeylerden geldiklerini ispatlayarak bilim insanları arasında uzlaşmayı sağlamıştır.
    4) bilimsel bir bilginin bilim camiasinda gecerlilik kazanması için kontrollü deney ve gözlemlerle ispatlanması gerekir.parçadada okuduğumuz gibi spallanzani yaptığı deney needhamı etkilememiş tüpü sıkıca kapatarak hayvanların nefes almasını onledigini söylemiştir.ancak pasteur kontrollü deney yaparak hem hayvanların nefes almasını sağlamış hemde hayvanların kendiliğinden oluşmadıgini ispatlamİş ve binlerce yıldır süren tartışmaya son vermiştir .bir bilimsel bilgi deneysel verilerle ne kadar uyumlu ise kabul edilip benimsenmesi o kadar kolay olur.
    Kaynakca;
    www.fenbilim.net>kontrollu-deney-nedir
    www.turkcebilgi.com>kontrollu_deney
    www.cihandura.com>arsiv>bilimsel-yasa

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Emine,
      2. soruya verdiğin cevabı derste tartışalım..

      Sil
  15. MERHABA HOCAM
    1-İngiliz bilim insanı john Needham ‘a göre canlılar sebze suyundan kendiliğinden oluşur demiştir. Lazzaro Spallanzani’ ye göre ise kendiliğinden oluştuğuna inandığı hayvancıkların tüpe dışarıdan girdiği görüşü hakimdi. Pasteur’ e göre canlı varlıkların ölü varlıklardan değil kendi türlerinden olan diğer canlı varlıklardan geldiği görüşü hâkimdir. Olgu : pasteur’ ün ancak bir canlıdan bir canlı oluşacağı görüşü herkes tarafından kabul edilip eski tartışmalara son verdiği için olgu olarak kabul edebiliriz. Hipotez: Needham’ ın uzak küçük yerlerde görülen canlıların ancak kendiliğinden oluşumla ortaya çıkmış olması önerisi bir hipotezdir. Paragrafta Bilimsel yasa yoktur çünkü her bilgi değişime açıktır. Needham öncelikle sebze suyunu ısıtıp deney tüpüne boşalttı. Buradaki amacı hayvancıkları öldürmekti. Belli bir süre bekledikten sonra sebze suyunda yüzen yeni hayvancıklar gördü. Spagetti ise hayvancıkların tüpe dışarıdan girdiğini düşündüğü için sebze suyunu ısıtıp deney tüpüne boşalttıktan sonra tüpü sıkıca kapattı. Bunun sonucunda hayvancıkların olmadığı ortaya çıktı. Pasteur ise Needham’ ın tüpler kapalı olduğu için hayvancıklar öldü görüşünü çürütmek için öncelikle sebze suyunu ısıttı. Bu ısıttığı sebze suyunu uzun boylu cam kapta bekletti. Hiçbir hayvancık ortaya çıkmadı. Sebze suyunu bekletmeyi sürdürdüğü aylarca bekletti ve yine sonuç değişmedi. Ancak eğri boyunun alt bölümünde hayvancıklar vardı. Yani bu hayvancıkların dışardan geldiği kanıtlanmış oldu.
    2-)Çünkü deneylerin çoğu Needham ve Spallanzani’ nin deneylerine benziyordu. Ancak yaptığı deneyde bir fark yaptı ve sebze suyunu uzun eğri boylu bir cam kaba koydu. Uzun eğri boylu bir cam kaba koymasının nedeni havanın girmesini engellememesi dolayısıyla hayvanlarında ölümüne sebep olmaması ayrıca bu cam kabın aşağı doğru dik olduğundan onların dışarıdan girişinde engelleyecekti. Yani Pasteur’ün kullandığı cam kap kontrol değişkenidir. Görüşlerini desteklemek için deney yapmak zorundaydı. Çünkü elindeki bilgiyi tam olarak doğrulayıp yararlı veya zararlı olduğunu anlayabilmesi için deneyi yapmak zorundaydı. Deney normal günümüz şartlarında da her alanı kapsar. Tıpta, mühendislikte olan gelişmeler deney sayesinde tasdiklenir. Bilimsel çalışmalarda bilim çok geniş bir konudur. Bu bilim içerisindeki bilgilere ulaşmamızdaki en önemli etkenlerden biri deneylerdir. Bu deneylerin yapılmasının nedeni öngörülen fikirlerin doğrulanıp doğrulanmayacağını anlamaktır.

    YanıtlaSil
  16. 3-)Birincisi Needham’ ın görüşü canlıların kendiliğinden cansız varlıklardan oluştuğu görüşü ona zıt olan görüş ise Pasteur’ün canlıların cansız varlıklardan değil kendi türlerinden olan canlı varlıklardan oluştuğu görüşüdür. Needham’ ın görüşü hipotezdir. Pasteur’ün kanıtladığı kendiliğinden oluşumun olmayacağı canlının kendi türünden bir canlı varlıktan oluşma durumu isi teoridir. Tartışmaya son veren ve uzlaşmayı sağlayan durum Pasteur ün yaptığı deneyde kullandığı cam kabın boynundaki küçük eğri bölüm sayesinde canlıların kendiliğinden oluşmayıp aslında dışarıdan geldiğini kanıtlamasıdır.
    4-)Bilimsel bilginin geçerlilik kazanması için deney, gözlem veya akıl yürütme ile bilgiyi üretme süreci tekrarlanabilirdir. Yani diyelim ki sizin bilimsel bilgiye kabul ettiğiniz bilgiyi aynı yöntemlerle başkaları da üretebilmelidir. Aynı deney ve gözlem tekrarlandığında aynı sonuçların çıktığını görebilmelidir. Örneğin: Siz bir embriyo’ nun gelişimini gözlemleyip bir sonuca ulaştıysanız aynı deneyi aynı koşullarda başkaları da yapıp aynı sonuçlara ulaşmalıdır. Çünkü Pasteur ‘ün görüşü kontrollü deneylerle kanıtlanmış ve herkes tarafından kabul edilmiştir. Bir bilginin bilim insanı tarafından anlam kazanabilmesi için deneylerle test edilmesi gerekir. Bu deneysel veriler hipotez ile bağdaşırsa bu bilginin geçerliliği daha çok artar.
    Kaynakça:
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Louis_Pasteur
    https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Abiyogenez
    http://www.evrimagaci.org/makale/97

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İyi akşamlar Ahmet, 3. sorunun cevabında tartışmaya son verilmesinin sebebi başka bir şey olma ihtimali yüksek.Tekrar düşünmen de fayda görüyorum.

      Sil
    2. Merhaba Ahmet,
      4. soru için yazdıklarını derste tartışalım...

      Sil
  17. merhaba hocam ,

    C-1

    John Needham kendiliğinden oluş fikrini savunuyordu fakat Spallanzani ise kendiliğinden oluş fikrini kabul etmiyordu.Spallanzaniye göre hayvancıklar dışardan gelmekteydi.Pasteur da hayvanların kendiliğinden oluşmadığını dışarıdan geldiklerini savunuyordu yaptığı deney sonucu.Savundukları bu görüşler needham ve spallanzani için birer hipotezdir. fakat pastuerin görüşü teoridir. Onlar hipotezlerinin doğruluğunu kanıtlamak için deney ve gözlem yapmışlardır. Öncelikle Needham sebze suyunu, içinde bulunabilecek hayvancıkları öldürmek için ısıtarak bir deney tüpüne boşalttı ve öylece bıraktı.Daha sonra ise sebze suyunda yüzen yeni hayvanları gördü. Spallanzani ise bu deneyi şöyle yapmıştır : hayvanların dışarıdan geldiği fikrini savunduğu için sebze suyunu ısıttıktan sonra deney tüpüne yerleştirmiş ve sıkıca ağzını kapatmış ve sonuçta hayvanların oluşmadığını görmüştür . Pasteur ise : Pasteur, sebze suyunu uzun, eğri boyunlu cam bir kaba koydu. Bu eğri boyun, havanın içeriye girmesini engellemez kimse de Pasteur'ü hayvancıkları boğmakla suçlayamazdı. Ancak kabın uzun, aşağıya doğru kıvrılan boynu, bu minicik yaratıklar için fazla dik olduğundan, onların girişini engelleyebilirdi. ısıttığı bu sebze suyunu bu uzun boyunlu cam kapta bekletti. Hiçbir hayvancık ortaya çıkmadı. Ancak eğri boyunun alt bölümünde hayvancıklar vardı! Bu deney hayvancıkların sebze suyunda kendiliğinden oluşmayıp dışardan geldiklerini kesin olarak kanıtlamış oldu.


    c-2

    Hipotezlerin geçerliliğinin ortaya konması için bu aşamada bilim adamının, nitel ve nicel gözlemlerle, kontrollü deneyler yapması gerekmektedir. Needham , spallanzaninin deneyini kabul etmedi çünkü havasızlıktan hayvanların içerde öldüğünü söyledi. Spallanzani ise ; needham ın deneyine karşı çıktı .çünkü ağzı açık olduğu için düzeneğin hayvanların dışardan gelebileceğini düşündü. Yani iki hipotez arasındaki tartışma aslında havanın yokluğu ve ağzı açık olduğu için hayvanların dışarıdan geldiğidir. Pastuerda görüşünü desteklemek için bu iki değişkeni içine alacak bir deney düzeneği kurmak zorundaydı. Ne hayvanların havasızlıktan öleceği bir düzenek kurdu ne de dışardan hayvanların içeri gireceği bir düzenekti bu. Yani iki hipotezide tek deneyde birleştirdi diyebiliriz aslında.bundan dolayı Pasteur un yaptığı kontröllü bir deneydir diyebiliriz. Gözlem yoluyla, gerçekler tek tek zihinlere nakşedilir. Analojiyle benzer gerçekler birbirine bağlanır. Deneyle yeni gerçekler keşfedilir. Gözlem, insanı deney yapmaya götürür. Deneyle doğrulanan analojiler, sonunda ya ilmi hale gelir veya yeni buluşlara yol açarlar. Yeni buluşlara yol açmak için ve hipotezlerin doğrulanması için önemli bir yere sahiptir deney ve gözlem.

    C-3

    İki zıt görüşten birincisi kendiliğinden oluşum (abiyogenez) . Çok eskilere kadar uzanan bu görüşün temeli canlıların cansızlardan meydana geldiği şeklindedir. bu görüş günümüzde geçerliliğini yitirmiş bir görüştür. İkinci görüş ise biyogenez yani Canlılar kendilerinden önce yaşayan diğer canlılardan oluşurlar” düşüncesidir. Biyogenez bir teoridir. iki artışmayı bitiren ; pasteur un yaptığı kontrollü deneydir.


    C-4

    Bilimsel bilginin deney ve gözlemlerle ispatlanması gereklidir . pasteur da yaptığı kontrollü deneylerle diğer görüşler arasından tercih edilen olmuştur. Bir bilginin deneylerle sürekli olarak test edilip doğrulanması o bilginin geçerliliğini artırmaktadır.deney verilerinin bilimsel bilgi ile uyum düzeyi ne kadar yüksek olursa bilim camiası tarafından geçerlilik kazanır.


    KAYNAKÇA
    http://www.sizinti.com.tr/konular/ayrinti/kesif-ve-icatlarda-teori-ile-deneyin-onemi.html
    http://www.evrimagaci.org/makale/97

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Pelin,
      1. cevabın sonunda kesin olarak kanıtlanmaktan bahsetmişsin bunu sınıfta konuşalım...

      Sil
  18. Merhaba hocam
    1) Redi kendiliğinden oluşum teorisini yaptığı deneylerle çürütmüştür.Ancak mikroskopla incelemeler yapan Needham canlıların kendiliğinden oluşabileceği fikrini tekrar ortaya atmış ve bunu kanıtlamak için sebze suyuyla deney yapmıştır.Bu deney sonucunda canlıların kendiliğinden oluşabileceğini savunmuştur.Spalanzani ise Needhama katılmamıştır ve Needhamın deneyinde ufak değişiklikler yaparak canlıların kendiliğinden oluşamayacaklarını idda etmiştir ve iki bilim insanı arasında fikir ayrılığı oluşmuştur.Louis Pasteur bu fikir ayrılıklarına son vermek için iki bilim adamının yaptıkları deneylerini birleştirmiş.Isıttığı sebze suyunu eğri ve uzun boyunlu cam kaba koymuştur.Uzun süre gözlem yapmasına rağmen sebze suyunda herhangi bir canlı görememiştir.Ancak kabın eğri boyunun alt bölümünde canlılarla karşılaşmıştır.Yaptığı deneyle canlıların kendiliğinden oluşmadığı kanısına varmıştır.Needham ve Spalanzi’nin yaptıkları çalışmaların hipotez Pasteur’un yaptığı çalışmanın da teori olduğunu düşünüyorum.Bilimsel teoriler başka yerde başka insanlar tarafından deney ve gözlemlerle sınandığında aynı sonucu vermesi gerekir.İlk iki bilim adamının yaptığı çalışmalar tekrarlandığında farklı sonuçlar bulunurken Pasteur’un deneyi tekrarlandığında aynı sonucu verecektir.Bilim adamları yaptıkları çalışmaları desteklemek için deney yaparlar.Needham,Spalanzi ve Pasteur da deneylerle bu çalışmalarını desteklemişlerdir.
    2) Deney şartlarından bir tanesi değiştirilerek yapılan deneylere ontrollü deney diyoruz Pasteur’un deneyi de kontrollü deneydir. Çünkü Pasteur önceki bilim adamlarından farklı olarak uzun ve eğri bir kap kullanmıştır ancak kullandığı maddeyi değiştirmemiş ve diğer iki bilim adamını kullandığı gibi ısıtılmış sebze suyu kullanmıştır.Pasteur görüşünü desteklemek için deneyi yapması gerekiyordu.Farklı bir deney düzeneği veya sebze suyu dışında bir madde kullanılsaydı belki de görüşü kabul edilmez veya daha farklı çıkarımlara yol açabilirdi.Bütün bunları engellemek için Pasteur kontrollü deney yapmış görüşünü desteklemiştir.Bilimsel çalışmalarda;problem belirlenir,gözlem yaparak veri toplanır,verilere dayanarak hipotez kurulur,deneylerle hipotez sınanır,gözlem ve deney verilerine göre sonuca varılır.Bilisel çalışma basamaklarında da görüldüğü gibi deney ve gözlem çok önemlidir.Bunlara anahtar kelimelerde diyebiliriz.Çünkü bu iki aşama olmazsa bir sonuca varılamaz ve bilimsel bir çalışma yapıldığı söylenemez.
    3) Canlıların oluşumuna ilişkin iki görüş ortaya atılmıştır.Bunlar kendiliğinden oluşum ve kendiliğinden oluşumun olmaması dır.Kendiliğinden oluşumu Needhamın çalışmalarıyla sınırlandıramayız.Ondan önce de insanlar kendiliğinden oluşumu savunmuşlardır. 1600 lü yıllarda bu görüşlerle ilgili çalışmalar yapılmıştır ve Van Helmont gibi bilim adamları kendiliğinde görüşü savunmuşlardır. O dönem için kendiliğinden oluşuma bilimsel teori diyebiliriz Daha sonra Pasteur Redi gibi bilim adamlarının savunduğu ve günümüzde de hala kabul gören kendiliğinden oluşumun olmadığı görüşü de bir bilimsel teoridir. Pasteur’un yaptığı kontrollü deney ve ondan sonra gelen bilim adamlarının yaptığı mikroskobik çalışmalarla kendiliğinden oluşum görüşü geçerliliğini kaybetmiştir.

    YanıtlaSil
  19. 4) Bilimsel bir bilginin ilgili bilim camiasında geçerlilik kazanması için bilimsel çalışma basamaklarına uygun olması gerekir. Ortada bir problem ve ara basamaklarla bu problemin sonuca ulaşması gerekir. Pasteur var olan bir problemi deney ve gözlemlerle bir sonuca ulaştırmıştır. Bir bilimsel bilginin deneysel verilerle uyumu çok önemlidir ve uyumlu bir çalışma bilim camiasındaki geçerliliğine de olumlu katkı yapar. Bilimsel çalışmalar da bilim adamı çalışmasını deneylerle destekler. Yaptığı bu deneylerle bir çıkarım yapar. Ondan farklı bilim adamları farklı yerlerde aynı deneyi yapıp aynı sonuca ulaşırlarsa bilimsel bilgi olarak kabul edilir.Pasteur eğer yaptığı deney probleme çözüm getirmesine rağmen başka bilim adamları tarafından denendiğinde farklı sonuç verseydi kabul edilmez ve bu görüş reddedilirdi.
    KAYNAKLAR
    www.fenbilimleri.net
    www.fenodevi.com
    www.baskent.edu.tr
    www.evrimagaci.org

    YanıtlaSil
  20. İyi akşamlar hocam,
    Cevap1: John Needham, kendiliğinden oluşumu savunmuştur. Sebze suyunu, içinde bulunabilecek hayvancıkları öldürmek için ısıtarak bir deney tüpüne boşalttı. Yeni hayvanların kendiliğinden oluştuğunu gördü.
    Spallanzani, yeni canlıların kendiliğinden oluşmadığını söyledi fakat kontrollü deney yapamadığından Needham deney tüpünde önce kendiliğinden oluşum daha sonra da kendiliğinden boğulma oluştuğunu söyledi.
    Pasteur, yani canlıların kendiliğinden oluşmadığını kontrollü deneyler yaparak sebze suyunu uzun eğri boyunlu cam bir kaba koydu ve canlıların dışarıdan geldiğini savundu.
    Bilim adamları (Needham, Spallanzani) görüşlerini deneylerle ispatlayama çalıştılar. Kontrollü deney yapamadıklarından hipotezleri teoriye dönüşmedi çürütüldü. Pasteur ise kontrollü deney yaptı test edildi ispatlandı ve hipotezi teoriye dönüştü.
    Cevap2: Pasteur ‘un deneyi kontrollüydü çünkü her ihtimali düşündü. Dışarıdan canlıların girmesini engellemek için sebze suyunu uzun, eğri boylu cam bir kaba koydu aynı zamanda havanın içeri girmesini de sağladı. Yaptığı deney ve gözlem bilimsel bilginin oluşmasında önemli basamak oluşturdu. Bence kontrollü deney yapması şarttı sonuçta kendiliğinden oluşum olmadığını ispatlamalıydı. Diğer bilim adamları da deneyler yapmış fakat hipotezleri çürütülmüş çok yönlü düşünememişler. Bilimsel çalışmalarda deney ve gözlem çok önemlidir. Zaten bilim bir süreçtir sürecin ilk aşaması gözlemdir bir problemin olmasıdır. Daha sonra deneylerle test edilir doğrulanır veya çürütülmeye çalışılır sonucunda da teorilere dönüşür ve bilimsel bilgi oluşur.
    Cevap3: Biri kendiliğinden oluşum bir diğeri de kendiliğinden oluşmayan dışarıdan canlıların bakterilerin geldiği görüşüdür. Kendiliğinden oluşum önce hipotezdi daha sonra testlerle kontrol edildi yıllarca kabul gördü teoriye dönüştü fakat Pasteur’ın yapmış olduğu kontrollü deneyle kendiliğinden oluşum teorisi çürütüldü ve canlıların kendiliğinden oluşmadığı dışarıdan bakterilerin geldiğini ispatlayan deney yapıldı ve teoriye dönüştü. Yani Pasteur’un yapmış olduğu kontrollü deneyle tartışmalar son buldu.
    Cevap4: Bilimsel bilginin geçerlilik kazanması için öncelikle akla, mantığa uygun olması gerekmektedir. Daha sonra deneylerle doğruluğu ispatlanabilmeli ve hatta deneyler tekrarlanmalıdır. Bilimsel bilgi deneysel verilerle uyum sağlamalıdır. Pasteur’un çalışmalarının tercih edilmesinin sebebi yapmış olduğu kontrollü deneydir. Deneylerle ispat edilmesi her ayrıntı düşünülerek deney yapılması bilim camiasında geçerlilik sağlamıştır ve böylelikle hipotez teoriye dönüşmüştür.

    http://www.evrimagaci.org/makale/97
    http://ormanweb.sdu.edu.tr/dersler/scarus/ba_yontemleri/1.pdf
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Lazzaro_Spallanzani
    www.fenbilim.net>kontrollu-deney-nedir

    YanıtlaSil
  21. Merhaba hocam ,
    Cevap-1) John Needham yaptığı deneyde kendiliğinden oluşumu , sebze suyunun içindeki hayvanları öldürmel için deney tüpünü ısıtmıştır . Lazzaro Spallanzani hayvanların tüpe dışardan geldiği kanısındaydı sebze suyunu ısıtıp ağzını kapattı ve böylece kendiliğinden oluşum modelini çürüttü . Louis Pasteur ikisinin yaptığı deneyin karışımı gibi bir deney yapıyor ve eğri boyunlu bir kaba koyuyor böylelikle hayvanların boğulması gibi bi düşünceyide engellemiş oluyor , Bu deney hayvancıkların sebze suyunda kendiliğinden oluşmayıp dışardan geldiklerini kesin olarak kanıtlamıştır . Örnek olabilir çünkü bilim adamları bir hipotez ortaya atıyor ve hepsi ayrı ayrı deneyler yapıyor desteklemek için ama teori niteliği taşımıyor .
    Cevap-2) Edilebilir çünkü daha önceki bilgileride yanlışlıklarıda görerek doğru bir deney yapmıştır ve yinelemiştir . Zorundaydı çünkü önceki deneylerde yapılmıştır ve onlara nispeten farklı bir görüş düşünce sunmuştur ve deneyle desteklemek zorundaydı ki yaptığı deneyle başarılı oldu ve diğer görüşleri çürütmüştür . Bilimsel çalışmalarda deney ve gözlemin işlevi sınanabilir olması somut bir şey gösterilmesi ve inandırıcı bir şey olmasıdır .
    Cevap-3) Canlı şeylerin ölü şeylerden gelindiği diğeri ise hayvanların yavrulaması için iki birey gerekli olmasıdır erkek bireyin dişi bireyin yumurtasını dölleyen spermleri vermesidir düşüncesiydi . Görüşleri hipoteze örnek gösterebiliriz , teori olması için deneylerle sınanıp doğruluğun çürütülmemesi sonucunda oluşur , yasa diye bir kavramda bilimde yoktur . Pasteur'ün cam kabının boyunundaki o küçük eğri bölüm deneyi tartışmalara son vermiştir .
    Cevap-4) Şahsi fikrim olarak önce gelen sürekli yapılan deney-gözlemlerdir . Sorunu belirlemesi bilim camiasında hipotez olarak algılanır fakat deneylerle desteklenmediği sürece doğruluğu sabitlenmediği sürece teori olmaz . Pasteur’un yaptığı deneyler sürekli denemesi ve doğruluk payanın diğer yapılan deneylere göre yüksek olmasıdır geçmişte yapılan deneyleri düşünceleri de çürütmüştür ve bu yüzden diğerlerine nispeten tercih edilen olmuştur . Deney ve gözlemler bilim camiasında daha önceki deneyleri düşüncelere göre daha doğru daha mantıklı olması ile ilgili bir ilişki vardır camia deney ve gözlemlerle ilişkili olması önemlidir diye düşünüyorum .

    Kaynakça :

    https://tr.wikipedia.org/wiki/Louis_Pasteur
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Abiyogenez
    http://www.evrimagaci.org/makale/97



    .

    YanıtlaSil
  22. Merhaba Hocam
    C1)İngiliz bilim insanı John Needham; kendiliğinden oluşumu savunurken, Spallanzani ve Pasteur kendiliğinden oluşum modelini reddetmektedir.Needham, Spallanzani ve Pasteur, kontrollü deney yaparak kurdukları hipotezin doğruluğunu kontrol etmişlerdir. John Needham ; Problemin Belirlenmiş, Problem ile ilgili veriler toplanmış, hipotez Kurulmuş, tahmin yapılmış ve en son olarak kontrollü deney yapmıştır fakat Spallanzani ve Pasteur bu basamaklardan sadece kontrollü deney basamağını yapmışlardır.
    C2)İlkin tanımını yapacak olursak, hipotezin doğruluğunu kontrol etmek için yapılan deneylerdir. Kontrollü deneyde, bir probleme etki eden değişkenlerden sadece biri değiştirilip diğerleri sabit tutulur. Bu deneyde “kontrol grubu” ve “deney grubu” olmak üzere iki grup kullanılır. Kontrol grubu araştırılan özelliğin en ideal gerçekleştiği gruptur. Deney grubu ise araştırılan özelliğin denendiği gruptur. Önceden Needham yaptığı deneysel çalışmasında kontrol grubunu oluşturmuştu.Ardından Pasteur, tüpte bulunabilecek hayvancıkların boğulmasına yol açmadan dışarıdaki hayvancıkların tüpe girmesini önleyecek sebze suyunu uzun, eğri boyunlu cam bir kaba koyarak deney grubunu oluşturmuş oldu.Böylelikle Pasteur’un deneyi kontrollü deney olarak kabul ederiz.Evet çünkü hipotezin doğruluğunu ispat etmek için deney yapmak zorundaydı. Hipotezler test edilebilmeli ve bazı ön görümleri ortaya koymalıdır. Deneyler de kontrol edilebilir olmalıdır. Bir testi ya da deneyi kontrol etmek, test edilen fenomenin gözlenen sonuçlarındaki etkinin başka bir nedenden kaynaklanmadığından emin olmak demektir. Hipotezlerin geçerliliğinin ortaya konması için bu aşamada bilim adamının, nitel ve nicel gözlemlerle, kontrollü deneyler yapması gerekmektedir. Tüm bu çalışmalar sırasında bilim adamı sabırlı, şüpheci ve dikkatli davranmalıdır. Bilimsel süreç içerisinde bilim insanları yaptıkları gözlemlerle olguları ve olayları sınıflandırır, gözlemler bilimsel bir araştırmanın başlamasını sağlar. Deneyler ise hipotezlerin doğruluğunu test etmelerinden dolayı önemlidir.

    YanıtlaSil
  23. C3)Biyogenez ve Abiyogenez görüşleridir. John Needham savunduğu abiyogenez modeli çürütülmüş teoridir. , Spallanzani ve Pasteur’un savunduğu biyogenez modeli geçerliliğini sürdüren bir teoridir. Darwin’in kitabının yayınlanmasından beş yıl sonra, ünlü Fransız biyolog Louis Pasteur, evrime temel oluşturan bu inancı kesin olarak çürüttü. Pasteur, yaptığı uzun çalışma ve deneyler sonucunda vardığı sonucu şöyle özetlemişti: Cansız maddelerin hayat oluşturabileceği iddiası artık kesin olarak tarihe gömülmüştür. Pasteur’ün “hayat ancak hayattan gelir” görüşü, biyogenesis olarak ifade edilir. Evrim teorisinin savunucuları, Pasteur’ün bu bulgularına karşı uzun süre direndiler. Ancak gelişen bilim, canlı hücresinin karmaşık yapısını ortaya çıkardıkça, hayatın kendiliğinden oluşabileceği iddiası giderek daha büyük bir çıkmaz içine girdi.
    C4)Bilimsel bilginin bilimsel yasa olması gerekir.Çünkü Pasteur birçok deneylerle bunu ispatlamıştır ve gelişen bilim dünyası hücreyi daha yakından tanıma fırsatıyla Pasteur’un teorisini desteklemiştir.Sistemli bir çalışma gerektiren gözlem ve deneysel süreç bilimsel bilginin geçerliliğinin tek dayanak noktasıdır. Deney verilerinin bilimsel bilgi ile ne kadar uyumlu olursa bilim camiası tarafından o kadar kabul edilir olacaktır.
    Kaynaklar
    (Sidney Fox, Klaus Dose, Molecular Evolution and The Origin of Life, New York: Marcel Dekker, 1977, s.2)
    www.evrimagaci.org/makale34

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. merhaba derya 4.sorunda:(Bilimsel bilginin bilimsel yasa olması gerekir.)cümlene katılmıyorum çünkü bilimsel yasa diye birşey yoktur.bilim değişimlere açık bir terimdir.

      Sil
    2. Merhaba Derya
      3. ve 4. cevaplarını derste konuşalım...

      Sil
  24. Cevap 1
    Needham, ısıttığı halde sebze suyunda yeni hayvancıklar gördüğünden kendiliğinden oluşumu kanıtladığını düşünüyordu. Spallanzani, Needham'ın görüşünü kabul etmeyip deney düzeneğini değiştirip hayvancıkların olmadığını görünce kendiliğinden oluşum modelinin olmadığını söylemiştir. Spallanzani deneyi yaparken ortamda hiç hava olmadığından görüşü kabul edilmediğinden Pasteur, eğri boyun cam kapta deneyi yaparak canlı varlıkların ölü varlıklardan değil, kendi türlerinden olan diğer canlı varlıklardan geldiğini ortaya koymuştur.
    Olgu: Sebze suyunda canlı hayvancıkların oluşması
    Hipotez: Needham'a göre, "eğer tüpün ağzı kapatılırsa içindeki hayvancıklar nefes alamayıp boğulur."
     Pasteur'a göre, "eğer sebze suyunun içine bir şey düşmesi engellenirse hava olsa dahi hayvancıklar oluşmaz."
    Teori: Kendiliğinden oluşum teorisi

    Cevap 2
    Kontrollü bir deney diyebiliriz çünkü deney amacına uygun olarak tek bir fakröre bakacak şekilde deney düzeneğini kurmuştur. Diğer bilim insanlarının aksine hem sebze suyunda hayvancıkların oluşup oluşmayacağını kontrol ederken hem de deney kabının bulunduğu ortama dikkat etmemezlik yapmadı.
    Evet bu deneyi yapmak zorundaydı. Eğer bu deneyi yapmasaydı hayvancıkların cam kabın dışında oluştuğunu kanıtlayamazdı ve diğer bilim insanlarını ikna edemezdi.
    Bilim insanı, merak ettiği konuyla ilgili kafasındaki karışıklığı, yaptığı gözlemlerle ve gözlemleri sonucu uyguladığı deneylerle giderebilir.

     Cevap 3:
    Canlılar, kendiliğinden oluşum teorisine göre ölülerden oluşurlar fikrine zıt olarak Pasteur, her canlı ölülerden değil kendi türlerinden olan diğer canlı varlıklardan meydana geldiğini söylemiştir.
    Pasteur'un kontrollü deneyleri sayesinde bu görüş kabul görmüştür.

    Cevap 4:
    Kanıtlanmış kontrollü deneyler gereklidir. Pasteur'un çalışması ve sonuçları, kontrollü deneyler yaptığı için diğer bilim insanları ikna olmuştur.
    Deneysel verilerle uyum düzeyi arttıkça ilgili bilim camiası arasında geçerlilik kazanması o kadar fazla olur.

    Kaynakça:
    https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Louis_Pasteur

    YanıtlaSil
  25. Merhaba hocam
    Cevap1- Needham sebze suyunu cam şişeye koyup zamanla bakterilerin ürediğini gözlemledi , Spallanzani yine cam şişeye sebze suyu koymuş ama giriş ve çıkışı kapatmıştı, Pasteur ise aynı deneyi eğimli boru ile denemiştir.Tüm bunlar hipotez konumundadır hepsi bir hipotez üzerinde deneylerle desteklemeye çalışmışlardır.Her bilim adamı kendince haklı olduğu şeyi savunmuştur bunun içinde Spallanzani Needham ın deneyini eksik bulmuş, Needham ise Spallanzani nin deneyini yanlışlamıştır.Pasteur ise ikisine karşılı yeni bir deney yapmıştır.
    Cevap2-Çünkü Pasteur yaptığı deneyde her iki bilim adamının da yanlış ve eksik bulduğu kısmı ortadan kaldırmıştır.Bilimsel bilgi değişebilir bu yüzden insanlara bu görüşleri kabul ettirmek için gözle görülür kanıtlar gerekir.Hipotezler de sınanabilir olmalıdır.Bu yüzden deney ve gözlemlerle desteklenmelidir.
    Cevap3-Birisi canlıların kendiliğinden yada ölüsünden oluştuğudur.Diğeri ise yine kendi canlısından meydana geldiği görüşüdür.Bu görüşler için çeşitli hipotezler kurulmuştur ve bu hipotezleri sınamak için deneyler yapılmıştır.Pasteur kontrollü ve ikna edici deneyi ile uzlaşmıştır.
    Cevap4-Desteklere dayandırılmış olmalı ve kontrollü deneylerle kanıtlanmalıdır.Pasteurun görüşünün kabul edilmesinin nedeni kontrollü bir deney ile kanıtlanmış sonuçlar ortaya çıkarmasıdır.Diğer bilim adamlarının deneylerinde kafa karıştıran eksiklik yada yanlışlıklardan arındırılmış güvenilir deneyler yapmasıdır.Bilimsel bilginin değişebilirlik özelliği vardır.Bu yüzden toplum yada bilim insanları en kontrollü ve güvenilir şekilde deneylere dayandırılmış görüşler sonucu oluşturulmuş ve sınanmış hipotezleri kabul ederler.
    KAYNAKÇA
    http://www.evrimagaci.org/makale/97
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Louis_Pasteur
    http://www.bilimfelsefedin.org/?p=826

    YanıtlaSil
  26. Cevap1 Yukarıdaki okuma parçasında Needham, Spallanzani ve Pasteur’un savunduğu görüşleri Abiyogenez’in yani kendiliğinden oluşumun gerçekleşemeyeceğini savunmuşlar ve bunu kontrollü deneylerle ispatlamışlardır.
    Cevap 2 Pasteur’un deneyi deney düzeneği dışarıdan bakteri girmesini engellediği için kontrollü deney olarak kabul edilir. Pasteur görüşünü desteklemek için bu deneyi yapmak zorundaydı.Her bilim dalının bilimsel yöntemleri vardır fen bilimlerinde ise bu deney ve gözlemdir.Yapılan kontrollü denyler hipotezleri test etmede ve teori oluşturmada çok önemlidir.
    Cevap 3 Parçaya göre, canlıların oluşumuna ilişkin binlerce yıldır tartışma konusu olmuş iki zıt görüş biyogenez ve abiyogenezdir. Bu görüşler bilimsel bilgi türlerinden (yasa, teori, hipotez) hipoteze örnek olarak gösterilebilir. Bu tartışmayı bitiren ve bilim insanları arasında uzlaşmayı sağlayan Pasteur’ün yaptığı kontrollü deneyler olmuştur.
    Cevap 4 Bilimsel bir bilginin(hipotez, bilimsel yasa, teori) ilgili bilim camiası arasında geçerlilik kazanması için kontrollü deneylerle test edilmesi gerekir. Zamanla Pasteur’un çalışması ve sonuçları iddialarını kontrollü deneylerle ispatladığı için diğer görüşler arasından tercih edilen olmuştur. Bir bilimsel bilginin deneysel verilerle uyum düzeyi ile bilimsel bilginin ilgili bilim camiası arasında geçerlilik kazanması arasında doğru orantı vardır.

    YanıtlaSil
  27. Merhaba Hocam,
    Cevap-1) Needham, kendiliğinden oluş görüşünü savunuyordu. Bu görüşü kanıtlamak için, sebze suyunu, içinde bulunabilecek hayvancıkları öldürmek için ısıtarak bir deney tüpüne boşalttı ve öylece bıraktı. Needham, sebze suyunda yüzen yeni hayvancıklar gördü.
    Spallanzani, kendiliğinden oluşu reddediyordu ve bunu kanıtlama yoluna giderek kontrolsüz bir deney gerçekleştirdi. Needham’ın deneyine ek olarak, canlıların kaba girmesine engel olmak için sebze suyunu koyduğu kabın ağzını kapattı. Bu deney sonucunda canlıların boğulduklarını ve dolayısıyla kabın içerisinde canlıların olmadığını ileri sürdüler. Yani deney eksikliklerin olmasından ötürü ispatlanma söz konusu olmadı ve kabul görülmedi.
    Pasteur de Spallanzani gibi kendiliğinden oluşu reddediyordu ve bunu ispatlamak için deney yaptı. Needham ve Spallanzani’nin yaptığı deneyi eğri boyunlu bir cam kapta gerçekleştirdi. Eğri boyunlu cam kabı kullanarak canlıların havasız kalarak boğuldukları söylentilerinin önüne geçmiş oldu. Deney sonucunda kabın sadece ağız kısmında canlıların oluşması da dışarıdan geldiklerinin göstergesi olmuştur. Sonuç itibariyle Pasteur kontrollü bir deney yaparak, kendiliğinden oluş görüşünü çürütmüştür. Kendiliğinden oluş o dönemlerde abiyogenez bir görüştü ve önceleri teori olarak nitelendiriliyordu. Fakat sonrasında yeni araştırmalar ve kanıtlamalar sonucunda çürütülmüştür. Needham’ın sebze suyunun ısıtılınca canlıların oluşması fikri ve Spallanzni, Pasteur’ün de bu görüşe karşı çıkıp canlıların oluşmadığı düşünceleri de hipotez niteliğindedir.
    Cevap-2) Kontrollü deney, deney şartlarından bir tanesi değiştirilerek yapılan deneylerdir. Pasteur’un deneyinin kontrollü deney olarak kabul edilmesinin sebebi, diğer deneylerden farklı olarak değişken bulundurması ve canlıların girişini engelleyecek şekilde eğri boyunlu bir cam kap kullanmasıdır. Pasteur’un çözmeye çalıştığı şey canlıların kendiliğinden mi yoksa dışardan mı geldiğidir. Deneyi yaparken olası ihtimalleri düşünerek deney yapmış ve o ihtimallerin önüne geçmeye çalışmıştır. Yaptığı deney körü körüne yapılan bir deney değildir. İnsanların canlıların nefes almalarını engelleyip boğulması düşüncelerinin önüne de geçmek için içi hava alan bir kullanmıştır. Birçok bilim adamının ileri sürdüğü fikirleri kanıtlamak için deneye başvurması gerektiğini biliyoruz. Pasteur de bu görüşünü desteklemek için deney yapmak zorundaydı çünkü abiyogenez görüş o dönemlerde fazlaca savunuluyordu. Kanıtlanmanın olmadığı takdirde bu böyle sürüp gidebilirdi. Pasteur’un deneyinin sonucundan da anlaşıldığı üzere bir problemi bir hipotezi kanıtlamak için başvurulan yol deney ve gözlemlerdir. Bir bilim insanı için deney ve gözlem çok önemli bir yere sahiptir. Düşüncelerine inandırmak ve kanıtlamak için en etkili yoldur.

    YanıtlaSil
  28. Cevap-3) Canlıların oluşumuna ilişkin binlerce yıldır tartışma konusu olmuş iki zıt görüşten birincisi; kendiliğinden oluş (abiyogenez), diğeri ise; kendisine benzer canlılardan başka canlıların oluştuğu (biyogenez) görüşüdür. Bu görüşler teoridir. İnsanlar yıllarca kendiliğinden oluş fikrine inanmış Pasteur bunu araştırıp kanıtlayana kadar bu inanış sürmüştür. Pasteur sebze suyundan canlının oluşmayacağını yaptığı kontrollü deneyle ispatlamış ve tartışmayı bitirmiştir. Spallanzani de bu sorunun cevabını bulmaya yönelik çalışmalar yapmış fakat kontrolsüz deney uygulamaları onu doğru sonuca ulaştıramamıştır. Sonuç itibariyle Pasteur’un kontrollü deney yapması, eğri boyunlu bir cam kap kullanarak canlıların girişini engellemesi ve havasızlıktan dolayı canlıların boğulduğu düşüncesinin de önüne geçerek o eğri boyunlu cam kabın hava almasını sağlama durumları onu doğru sonuca götürmüş ve bilim insanları arasında uzlaşmayı sağlamıştır.
    Cevap-4) Bilimsel bir bilginin geçerlilik kazanması kanıtlanabilir olmasına bağlıdır. Bir bilimsel bilginin kanıtlanabilmesi deney ve gözlemlerle mümkündür. Bilimsel bilgiler bir önceki bilginin devamı gibi ilerler ve birikim sonucu meydana gelir. Değişebilen bir özelliğe sahiptir. Bilimsel bilginin kabul görülmemesi o dönemin olumsuz şartları bu kabullenmenin önüne geçebilir fakat bir bilim insanı bilimsel bilginin basamaklarını yerli yerince gerçekleştirir, araştırma sürecinde birikimden faydalanır, akla ve mantığa uygun fikirler yürüterek hipotezlerini oluşturur bunu kontrollü deney ve gözlem yoluyla kanıtlarsa bilim camiasının kabul görmemesi söz konusu olamaz.
    Kaynaklar: https://tr.wikipedia.org/
    http://www.evrimagaci.org/
    http://www.bilgiustam.com/
    http://www.nkfu.com/

    YanıtlaSil
  29. Merhaba Merve
    3. ve 4. cevaplarını derste tartışalım...

    YanıtlaSil