26 Mart 2016 Cumartesi

CABİR BİN HAYYAN


Arkadaşlar hepinize Merhaba,
Aşağıda Cuma derste konuştuğumuz Cabir Bin Hayyan ile ilgili bir parça ve beş soru var. Sizden isteğim bu parçayı dikkatli bir şekilde okuyup, bu beş soruya açık-anlaşılır-detaylı cevaplar vermeniz. Çarşamba akşam 23;59 a kadar cevaplarınızı yazmanız gerekiyor. Sorulara cevap verirken yararlandığınız kaynakları (kitap, dergi, internet adresi, vb.) en alta açık bir şekilde belirtmenizi istiyorum. En az iki arkadaşınıza yorum yazmayı unutmayın.
BİR APTALIN HATASINI DÜZELTMEYE KALKMAYIN, SİZDEN NEFRET EDECEKTİR.
BİR BİLGENİN HATASINI DÜZELTİN, SİZE MİNNETTAR KALACAKTIR.

Hepinize kolaylıklar diliyorum...

CABİR BİN HAYYAN (721-815)
Cabir Bin Hayyan 8.ve 9. yy'da  yaşamış; Kimya, Tıp, Eczacılık, Metalürji, Astronomi, Felsefe, Mantık, Fizik ve Mekanik üzerine çok büyük buluşlar yapmış Türk-İslâm alimidir. Tam ismi ‘Câbir Bin Hayyan Abdullah El-Ezdi’ olup, Batıda Al-Geber olarak tanınmıştır.
Kufe'de eczacı bir babanın çocuğu olarak doğmuştur. Abbâsi Halifesi Harun Reşid ' in sarayında yaşamış ve Vezir Yahya bin Halid el-Bermeki 'den himaye görmüştür. Emevi Veliahtı Halit Bin Yezid ve Cafer–i Sadık’tan dersler almış ve bütün müspet ilimleri öğrenmiştir. Simya’nın bir fen ilimi olmadığını görerek, tecrübeye,  analize ve matematiğe dayalı,  bugünkü Kimya’nın temellerini attı ilim öğretip, birçok öğrenci yetiştiren Cabir Bin Hayyan;  eserlerinde, yapmış olduğu ilmi ve fenni tecrübeleri en küçük ayrıntısına kadar izah etti ve yorumladı.  Kimyasal maddelerin bileşimlerini tespit etti ve açıkladı.  Kimyada kullanılabilecek bazı metodları ortaya koydu. Deneylerde kullanılabilecek aletlerin imalini,  kullanılış yollarını izah etti.  Kimyayla ilgili hassas ölçü aletleri yaptı.
Kendinden sonra gelen bilim adamları,  onu modern kimyanın kurucusu olarak kabul etmişlerdir. İslam aleminde;  Ebu Bekr Râzi,  İbn-i Sina,  Mesleme El-Macriti,  Farabi ve daha birçok bilgin onun eserleri ile yetişip, olgunlaşmışlardır. Eserleri;  asırlarca İslam medreselerinde okutuldu, endülüs vasıtası ile de batıya geçti. En önemli vasfı deneycilik olan Câbir bin Hayyân , kimya ilminin hem teorik hem de tatbiki alanda gelişmesine yardımcı olmuştur. Dünyada ilk kimya laboratuarını kuran âlim olarak tarihe geçmiştir.
Câbir, ömrünün büyük bir kısmını Irak'ın Kufe şehrinde geçirdi ve burada kimyayı bilimsel olarak sistemleştirdi. Sürekli laboratuarda çalışan Câbir, süblimleştirme, sıvılaştırma, kristalleştirme, damıtma, saflaştırma, cıvayla karıştırma, oksitleme, buharlaştırma ve filtrasyon gibi işlemleri geliştirip mükemmelleştirdi; şapı damıtmak suretiyle sülfürik asit üretti ve maddeleri gazlar, metaller ve minareler olarak sınıflandırmaya başladı. Kimyasalların özelliklerini yitirmeksizin birleşerek, gözle görülmeyen element bileşikleri oluşturması hakkında da yazdı. Tüm bunlar bugün herkesin bilebileceği bir şey gibi görünse de, bundan bin iki yüz elli yıl öncesi için Câbir, zamanının çok ilerisinde bir kişiydi.
Ampirik çalışmaya çok önem veren bu seçkin bilim insanının en önemli araştırması, asitler üzerinedir. Eski dünyada, sirkeye tadını veren asetik asitten daha güçlü bir asit bilinmemekteydi. Günümüzde kimya endüstrisinin vazgeçilmezlerinden olan sülfürik, nitrik ve nitromuriyatik asitleri keşfeden Câbir, kimyasal deney olasılıklarını önemli ölçüde artırmıştır
Câbirin metallerin rafine edilmesi ve çelik hazırlanması konusundaki çalışmaları döküm tekniklerinin gelişmesine katkıda bulunmuştur. Kimya teorisine göre en büyük katkıları arasında metallerin yapısı konusundaki görüşleri yer almakta olup bu görüşler, çok az değişikle modern kimyanın başlangıcı sayılan 18. yüzyıla kadar ulaşmıştır.
Câbir bin Hayyân tarafından kimyayla ilgili şu yorum yapılmıştır: Kimya ilmindeki ilk mühim husus, pratik uygulamalar yapman ve deneyler yürütmendir, zira pratik tatbikatta yahut da deneysel çalışmalarda bulunmayan kişi, ilmin en alt seviyelerine dahi erişemez. Ey oğul, deneyler yap ki ilmi elde edesin. Alimi ellerindeki maddenin bolluğu değil, deneysel yöntemlerindeki mükemmellik mesut eder.
Maddelerin altına dönüştürülmesi (transmutasyon) için metotlar geliştirmeyi hedefleyen simya ilminin babası olarak bilinen Câbir bin Hayyân, geliştirdiği element anlayışı, denge teorisi yaklaşımı, tatbikatları, icat ettiği alet ve düzeneklerle kimyanın babası kabul edilmektedir. 
Bazı fikirleri yüzünden hayatının bir kısmını sürgün olarak yaşadı; örneğin; "Allah bize fiziki kanunlar vermiştir. Bunlarla bitki, hayvan hatta insanın benzerini yapabiliriz. Allah beşere öyle kabiliyetler bahşetmiştir ki; beşer, kâinattaki bütün sır perdelerini bununla çözmeye muktedirdir." O zamanki Basra valisi bazı siyasi ve maddi çıkarları yüzünden Cabir'in yargılanmasını sağladı. Basra baş kadısı Cabir'i yukarıdaki sözünden dolayı Allah'a şirk koştuğu ve büyücülük (Kimyacılık) yaptığı gerekçesiyle idama mahkum etti. Cabir idam edilmeyi beklerken zindandan bir arkadaşıyla kaçmayı başardı.   
Atom alanında ilk çalışmaları John Dalton‘un yaptığı, uranyumun çekirdeğinin parçalanabileceği fikrini de ilk olarak Otto Hahn’ın ortaya attığı söylense de, kimya alanında ilk laboratuar kurup çalışmalar yapan bu Türk insanı şu sözleri bin yıl önce belirtmiştir:
“Maddenin en küçük parçası olan cüz-ü la yetecezza (atom)da yoğun bir enerji vardır. Yunan bilginlerinin iddia ettiği gibi, bunun parçalanamayacağı söylenemez. O da parçalanabilir. Parçalanınca da öyle bir güç meydana gelir ki Bağdat’ın altını üstüne getirebilir. Bu Allah-u Teala’nın kudretinin bir nişanıdır.”
Galileo, Francis Bacon , Newton ve başka birçok bilgin onun eserlerinden faydalanmışlardır. Cabir kendindeki bilginin kaynağı olarak hocası İmam Cafer es-Sadık'ı gösterir. İmam Cafer' in din ilimleri yanındaki fen ilimleri ile ilgili bilgilerini Hz. Ali'nin torunu olan dedesinden ve sahabi efendilerinden aldığını belirtmiştir. Hatta Cabir'e göre bu doğa bilimleri onun hocalarına direk Hz. Muhammet tarafından verilmişti.
İslamiyet'in yayılması ve kabülünden kısa bir süre sonra bu coğrafyada (Şam-Bağat-Kufe-Basra-Horasan) çok ciddi bilimsel ilerlemeler olmuştur. Normal medeniyetlerde 500-600 yıl sürecek zaman diliminden sonra ortaya çıkacak bilim disiplinleri İslam medeniyetinde 100-200 yıl gibi çok kısa sürede gelişmiştir. Bunda Eski Yunan eserlerinin hızlıca çevrilmesinin etkisi olsa da zamanın İslam alimleri çevirdikleri Eski Yunan medeniyetindeki kitapları düzeltmişler ve üzerlerine çok fazla bilgi koymuşlardır. İslam medeniyeti dünyada en hızlı doğup gelişen bir medeniyet olmuştur. Bu hızlı gelişim sadece siyasal-coğrafik hareketliliğe değil aynı zamanda büyük bilimsel gelişmelere neden olmuştur. Bu medeniyetten kimyanın, matematiğin, botaniğin, sosyolojinin babaları diye tanımlanacak dünyanın en zeki insanları çıkmışlardır.

SORULAR
1- Bilimin gelişimi için içinde yaşayabileceği bir medeniyete ihtiyaç var mıdır? Eğer varsa bu medeniyetin özellikleri neler olmalıdır?
2- Bir bilim disiplininin oluşması için hangi süreçlerden geçmesi gerekir? Açıklayınız. Kimya disiplini için bu süreçlerin işleyişi nasıl olmuştur?
3- Bilginin kaynakları neler olabilir? Bilimsel bilginin kaynakları neler olabilir? Açıklayınız
4- Cabir bin Hayyan'ın muhteşem ilminin kaynağı ne olabilir? Cabir bu kaynağı kendisi nasıl tanımlamıştır?

102 yorum:

  1. C1
    Bilim merak etme ve düşünme sayesinde gelişir. İlk önemli düşünürler ise filozoflardır. Bilimin ortaya çıkışı düşünme ve felsefedir . Dolayısıyla bilimin gelişebilmesi için önce düşünme ortamının olması gerekir. İlk filozoflar ise antik yunan medeneyitindedir.
    Antik Yunan Felsefesinin ortaya çıkmasında zemin hazırlayan faktörler şunlardır:
    Doğu uygarlıklarının düşünsel ve kültürel etkisi
    Zenginleşen Yunan sitelerinde zaman ve imkanın artması
    Yunan mitosunun giderek aklileşmesi
    Demokrasi ortamının sunmuş olduğu kısmi düşünce serbestliği
    Felsefenin ortaya çıkışında etkili olan olgular şunlardır:
    Eski mitosların ahlaki bir içerikle donatılmasına,
    kaderin (Moira) belirsiz işlerince yönlendirilen eski kaos düzeninin akli temellere oturtulmasına gelenesel mitosların yeni sosyal siyasal gereksinimlere uyumlu hale getirilmesine duyulan ihtiyaç.
    Ticaretle zenginleşen Yunan sitelerinin insanların felsefi meselelerle ilgilenmelerinisağlayan gerekli imkan ve zamanı sunması ve diğer uygurlıklara karşı ilgi ve hoşgörünün özellikle doğu uygarlıklarının Yunan düşünürleri üzerinde etkide bulunması.
    Sitede yasa fikrinin gelişmiş ve evren yasalarına elişkin araştırmaları olumlu yönde etkilemesi. (İlk filozoflar evreni ve düzeni daima bir yasa veya ilke çerçevesinde açıklamaya çalışmılardır.)
    Sitede farklı sosyal sınıflar arasındaki mücadele ve bunun sağladığı demokratik ortam.
    Buradan çıkardığım sonuca göre bilimin gelişimi için içinde yaşayabileceği bir medeniyete ihtiyaç vardır. Bu medeniyetin özellikleri düşünce ve ifade özgürlüğü olmalıdır .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba emre, 1. Soruda medeniyetin özellikleri düşünce ve ifade özgürlüğü olmalıdır diye yorumlamışsın haklısın sana katılıyorum fakat medeniyetin en önemli özelliği bir bilim insanının fikir danışabileceği, sorabileceği, öğrenebileceği alimleri ve örnek alabileceği bilimsel çalışmaları barındırmasıdır. Diye düşünüyorum. teşekkürler

      Sil
    2. Merhaba Sevcan haklısın ben kendi aklıma gelenleri yazmıştım eksik olmuş sayende tamamlanmış oldu teşekkürler.

      Sil
    3. Anik Yunan ve Mısır medeniyetlerinde bu medeniyetlerle çağdaş olanlarla kıyaslanamayacak kadar bir bilgi kaynağı vardı, peki neden Mısır ve antik Yunan? Antik Yunanda her şey mitolojiye dayanarak açıklanırdı ancak bir süre sonra bu mitler bazı insanlara mantıksız geldi ve insanlar sorgulamaya ve düşünmeye başladı.Antik yunanda felsefenin gelişimi şüphe ve merak unsuru sayesinde olmuştur. mısır medeniyetinde piramitlerin inşası ve Nil nehrinin taşması geometri biliminin, mumyalama işlemleri tıp biliminin gelişmesinde büyük katkı sağlamıştır. Yani Mısırda bilimin gelişmesi ise ihtiyaçtan ötürüdür.Yukarıda verdiğim örneklerden de anlaşılacağı üzere bilimin gelişmesi için medeniyete ihtiyaç vardır ve her medeniyette bilim farklı şekillerde gelişir. Bilimin daha rahat gelişebileceği medeniyeler ise özgür düşünce ortamı ve düşünceyi ifade etme özgürlüğü olmalıdır. Buna kilise baskısındaki ortaçağ avrupasında bilimin gelişmesi skolastik düşünce nedeniyle çok zayıftır. Buna ek olarak bilim insanının rahatça çalışabileceği ortamları (Lab.) araştırma yapabileceği kütüphaneleri ve iyi öğrenci yetiştiren alimleri olması bilimin en iyi gelişebileceği medeniyetin özellikleridir diye düşünüyorum

      Sil
    4. Bilimin gelismesi icin once dusunce ortami olmasi gerekir demissin olay uzerine düsunce gelismezmi cogunlukla

      Sil
  2. C2
    Simya (alşimi), hem doğanın ilkel yollarla araştırılmasına hem de erken dönem bir ruhani felsefe disiplinine işaret eden bir terimdir. Simya; kimya, metalurji, fizik, tıp, astroloji, semiotik, mistisizm, spiritüalizm ve sanatı bünyesinde barındırırdı.

    Simya ile en az 2500 yıldır uğraşıldığı bilinmektedir. Simya ile ilk olarak Mezopotamya, Eski Mısır, İran, Hindistan ve Çin'de uğraşılmıştır. Klasik Yunan döneminde Yunanistan'da, Roma İmparatorluğu'nun hüküm sürdüğü coğrafyada, önemli İslam başkentlerinde ve daha sonra 19. yüzyıla kadar Avrupa'da simyaya ilgi duyulmuştur.

    Batı simyası her zaman, kökleri ünlü simyacı Hermes Trismegistus'a uzanan ve bir felsefi-spiritüel sistem olan Hermetizm'le yakından bağlantılı olmuştur. Bu iki disiplin (simya ve Hermetizm) 17. yüzyılın önemli bir ezoterik ekolü olan Gül-haçlılar'ın doğuşunda etkili olmuştur. Erken modern dönemde, simya kimyaya dönüşmeye başlarken simyanın mistik ve Hermetik dalları modern spiritüel simyanın odak noktası olmaya başlamıştır.

    Günümüzde, simya mistik, ezoterik ve sanatsal yönleri nedeniyle bilim tarihçileri ile filozofların ilgi alanına girmektedir. Simya, modern bilimin temelini atan disiplinlerden biridir ve günümüz kimya ve metalürji endüstrilerinde kullanılan birçok madde ve işlem eski dönem simyacılarının keşfidir.

    Simyanın birçok yönü bulunmasına karşın günümüz popüler kültüründe (sinema ve edebiyattaki simya/simyacı imgelemlerinin de etkisiyle) simya denince akla madenleri altına çevirmeyi deneme işlemi gelmektedir.
    Bilimsel dayanağı olmayan, sınama-yanılma yoluyla yapılan bu işlemler simya olarak isimlendirilmiştir. Simyadan kimyaya geçiş süreci 18. yüzyılın sonlarında deneysel bulguların kullanılması ile ortaya çıkmıştır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Emre. 2.soru da sadece simya dan bahsetmissin ve bunun surecinden. Ancak bilim disiplini ve olusmasi surecinde biraz daha bilgi verebilir misin ?

      Sil
    2. Merhaba Senem cevabım sanırım bu konuda eksik kalmış hemen açıklayayım : eskiden deney ve gözleme dayanman sonuçları denenip doğrulanabilir olmayan amacı özetle basit metallerden altın eldesi ve ölümsüzlük iksirini bulma olan eski arayışa simya denir. simya ile 17. yüzyıla kadar uğraşılmıştır. ancak 17, yüzyılda avrupa bilimsel bilginin deney ve gözleme dayanması gerektiği ve simya uğraşları bir sonuç vermediği için günümüz modern kimyasına yakın sayılan 'GELENEKSEL KİMYA' olarak adlandırılan dönem gelir bu dönem 17/19 yüzyılları arasına denmektedir.Modern kimya ise
      19. yüzyıl ve sonrasını kapsar.Modern kimyanın temeli atomun yapısının açıklanması ve elementlerin Periyodik tablo şeklinde yerleştirilmesidir.

      Sil
  3. C3
    Bilginin Kaynağı
    İnsan, genel bir düşünce ile, kendisini kuşatan evrenle ilgili bir takım bilgilere sahip olur. Zihnimizde iyiliğe, kötülüğe, güzelliğe, hakikat ve hayata, matematik prensiplerine vb. ait bilgiler vardır. “2+2=4”, “Ay, Dünya’nın uydusudur.” birer bilgi örneğidir. Acaba zihindeki mevcut bilgiler nasıl meydana gelmiştir, nasıl meydana geliyor? Bilgilerin meydana gelmesinde rol oynayan faktörler nelerdir? Akıl mı, deney mi; yoksa bunlardan tamamıyla farklı başka faktörler var mıdır?
    Bütün bu sorulara;
    Rasyonalistler, bilginin akla dayandığını,
    Empristler, bilginin deneye dayandığını,
    Sensualistler, bilginin duyuma dayandığını,
    Entüisyonistler, bilginin sezgiye dayandığını,
    ileri sürerek birbirlerinden farklı şekilde açıklık getirmeye çalışmışlardır.

    Bilimsel bilgi, bilimsel yöntemler ile elde edilen bilgidir. Bilimsel yöntem akıl, deney ve gözleme dayalıdır. Bir bilginin bilimsel olmasının ölçütü yöntemsel olmasıdır. Bilimsel bilgi objektif, sistemli, tutarlı ve eleştriye açık bilgidir.
    Bilimsel bilgi, teknik bilgiden farklı olarak uygulama bilgisi değil, teorik bilgidir. Bilim insanı nesneye "bilmek için bilmek" amacı ile yönelir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bana göre bilginin 3 kaynağı vardır: çevremizdeki olayları gözleyerek , düşünerek (Akıl yürütme) veya deneyler yaparak bilgi sahibi olmak mümkündür bence bilginin asıl kaynağğı bunlardan ibarettir.
      Bilimsel bilgi, bilimsel yöntemler ile elde edilen bilgidir. Bilimsel yöntem akıl, deney ve gözleme dayalıdır. Bir bilginin bilimsel olmasının ölçütü yöntemsel olmasıdır. Bilimsel bilgi objektif, sistemli, tutarlı ve eleştriye açık bilgidir.
      Bilimsel bilgi, teknik bilgiden farklı olarak uygulama bilgisi değil, teorik bilgidir. Bilim insanı nesneye "bilmek için bilmek" amacı ile yönelir.

      Sil
  4. C4
    Halit Bin Yezit ve Cafer-i Sadık’tan aldığı dersler ; yaptığı araştırma ve deneylerdendir

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Emre açıklamanı biraz daha genişletir misin ?

      Sil
    2. Merhaba özge öncelikle şunu belirtmek isterim bu soru açıklamadan ziyade fikir ve bilgi sorusu ''Cabir bin Hayyan'ın muhteşem ilminin kaynağı ne olabilir? Cabir bu kaynağı kendisi nasıl tanımlamıştır? '' Cbir bin Hayyam'ın ilminin kaynağı yaptığı araştırmalar deneylerdendir. Zaten öğrenmenin temel yolu da bu değil midir ? ikinci kısımda ise Cabir bin Hayyam'ın kendisi de ilminin kaynağının Halit Bin Yezit ve Cafer-i Sadık’tan aldığı dersler olduğunu söylemiştir. soru kısa ve öz olduğu için yanıtını da kısa ve öz verdim. eğer cevabımın eksik oldupunu düşünüyorsan geliştirmem için fikirlerini bekliyorum.

      Sil
    3. Hayır şimdi tam oldu bence. Teşekkür ederim.

      Sil
  5. Kaynakça
    Prof. Dr. Yavuz UNAT’ın "Bilimsel Bilginin Ortaya Çıkışı ve İlk Uygarlıklarda Bilim" adlı makalesi
    http://aoffelsefebolumu.blogspot.com.tr/2011/02/felsefenin-ortaya-cks-ve-ilk-filozoflar.html
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Antik_Yunanistan
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Kimya
    http://www.delinetciler.org/soru-cevap-bolumu/136167-simyadan-kimyaya-gecis-nasil-olmustur.html
    http://www.dersimiz.com/ders_notlari/Bilgi-Felsefesi-oku-21671.html
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Bilimsel_bilgi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Emre sorulara verdiğin cevaplar çoğunlukla internetteki bilgilerin kopyalanması şeklinde ben bu tür cevaplar istemiyorum. İnternetteki kaynakları okuyacaksınız sonra yukarıdaki okuma parçasını okuyup sizin bir sentez yapmanızı bekliyorum.
      Bütün cevapları yeniden yazman gerekiyor...

      Sil
    2. Bu yorum yazar tarafından silindi.

      Sil
    3. Hocam cevaplarımı kendi sentezlerim ışığında yeniden şekillendirdim. 3. cevabın 2. kısımı hariç tamamen kendi sentezimdir

      Sil
  6. CEVAP1: Bilimin tarihsel gelişimine bakıldığı zaman belli coğrafyalarda devrim niteliğinde çalışmalar görülmüştür, günümüzde de bilimden bahsederken özellikle bu bölgelerin adı geçmektedir. O zaman rahatlıkla bilimin gelişmesi için içinde bulunduğu coğrafya ve medeniyetin etkisinden bahsedebiliriz. İlk paragrafta Cabir bin hayyan’ın ders aldığı alimlerin isimlerini görüyoruz, bilginin ilgiden doğduğunu biliyoruz tanıdığımız bütün bilim insanları tabii ki bilime ilgili ve meraklılardı, ancak medeniyetin etkisi burada devreye giriyor. Eğer Cabir’in de merak ettiği şeyi öğrenebileceği hocaları olmasaydı belki bilime olan ilgisi sönecekti veya pek çok örnekte olduğu gibi öğrenip çalışabileceği başka ülkelere gidecekti. Bilime başkentlik yapmış medeniyetlere baktığımız zaman; merak etmiş araştırmış deney yapmış ve doğayı anlamaya çalışmış bilim insanlarıyla dolu olduğunu görürüz. Dolayısıyla medeniyetin en önemli özelliği bir bilim insanının fikir danışabileceği, sorabileceği, öğrenebileceği alimleri ve örnek alabileceği bilimsel çalışmaları barındırmasıdır. Bunun yanında medeniyetler zengin bir kültürel yapıya sahip olmalıdır, örneğin Cabir’in içinde bulunduğu İslam coğrafyasında yunan eserleri tercüme edilmiş ve yayılmıştır, üzerine eklemeler yapılarak hızla ilerleme kat edilmiştir. Araştırmalar, deneyler desteklenmiş ve körüklenmiştir. Cehaletin nispeten yenildiği, bilime bakış açısının farklılaştığı medeniyetler bilimin ilerleyişinin canlı tanığı olmuşlardır.
    CEVAP2: Bilimsel disiplinler birbirleriyle ilişkilidir ve sistematik bir bilgi birikimini gerektirirler. Disiplinler araştırmaların verilerine göre farklı süreçlerden geçer. Bu süreç kimya için uzunca yıllar süren simya olmuştur, bilim insanları dönemdeki ihtiyaçları, merakları ve bulguları sebebiyle uzun zaman simya ile uğraşmışlardır. Eğer bu süreçten geçmeseydi kimya bilimi oluşmazdı. Bu sebeple araştırmanın ve sürecin önemi çok büyüktür. Gerekli bilgi birikiminin oluşması için deney, gözlem gibi uygulamaya veya test etmeye fırsat veren çalışmaların yapılmış olması gerekir. Cabir bin hayyan ilim ile ilgili şu cümleyi kurmuştur: “…deneysel çalışmalarda bulunmayan kişi, ilmin en alt seviyelerine dahi erişemez.” Bu söylediğinden yola çıkarak bir disiplin için deneyin ve pratiğin ne kadar önemli olduğu çıkarımını bir kez daha yapabiliriz. Cabir bin hayyan kimya disiplininde uygulamanın ve deneylerin önemini fazlasıyla vurgulamıştır. Tarihteki ilk kimya laboratuarını kuran alimdir. Kimyada kullandığı metodlar ve oldukça büyük bir katkı sağlamıştır.
    CEVAP3: bilim felsefesinin en çok üstünde durduğu sorulardan bir tanesi “bilginin kaynağı nedir?” Olmuştur. Ama net bir cevap verilememiştir. Bilgiyi bazıları akla, bazıları deneye, bazıları sezgiye veya duyuma dayandırmışlardır. Bu tabii ki en genel bakış açısıdır. Bilginin kaynağı tek başına sezgidir, akıldır, duyudur veya deneydir denememiştir. Örneğin insan merak eder, akıl yürütür, birine sorar veya kitaplardan araştırır ve bilgiye ulaşır, bilgiye ulaşma yolunda bunların hepsi işe koşulmalıdır.
    CEVAP4: felsefedeki doğru bilgi arayışı ve bulunamayışı durumu bilimde olmaz, bunun sebebi bilimsel bilgi arayışında bilimsel yöntemin kullanılmasıdır. Bilimsel yöntem akıl, deney ve gözleme dayalıdır dolayısıyla bilimsel bilginin kaynağı akıl yürütme, deney ve gözlemdir.
    CEVAP5: “Cabir kendindeki bilginin kaynağı olarak hocası İmam Cafer es-Sadık'ı gösterir. Hatta Cabir'e göre bu doğa bilimleri onun hocalarına direk Hz. Muhammet tarafından verilmişti.” Bence Cabir’in ilminin kaynağı muhteşem zekası, akıl yürütmesi, yaptığı deney ve gözlemler ve tabii ki kendisinin de söylediği gibi dönemin önemli alimlerinden olan bilgili hocalarıdır. Parçada ilmin onlara Hz. Muhammet tarafından verildiğinden söz edilmiştir. Bunun sebebi İslam dininde ilmin kaynağının vahiy olarak görülmesidir.
    www.dersimiz.com/bilimselbilgi
    moodle.baskent.edu.tr
    eba.gov.tr/kimyanın kurucusu:Cabir bin hayan
    www.wikipedia.org/bilimselbilgi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba İlke,
      2.soru için biraz daha okumalısın
      3. ve 4. cevaplar eksik olmuş
      5. cevabı sınıfta tartışalım...

      Sil
  7. iyi akşamlar hocam kolay gelsin.

    YanıtlaSil
  8. Mrb hocam
    1.Bilm gelişmesi için içinde bulunduğu medeniyete ihtiyacı vardır. İçinde bulunduğu medeniyet bilime katkı sağlamalıdır, bilim insanlarını yaptığı çalışmalarla kötü adlandırmamaları gerekiyor.(örneğin Atinalıların sokretesi ölüme mahkemesi, Aristo’yu dinsizlikle suçlamaları)Medeniyetin en önemli özelliği içinde âlimlerin bulunmasıdır. Cabir bin hayyamda bu âlimlerden birçok yardım aldı. Eğer böyle bir bölgede olmasaydı bu buluşları yapamazdı. Bu medeniyet bilimi merkez yapmış. Bundan dolayı bilim insanlarına saygı duymuşlardır. Cehaletin yok olduğu bir medeniyette bilim hayat bulur cabir de öyle bir medeniyette bulunuyordu en büyük artısı buydu.
    2. Câbir bin Hayyân tarafından kimyayla ilgili şu yorum yapılmıştır: “Kimya ilmindeki ilk mühim husus, pratik uygulamalar yapman ve deneyler yürütmendir, zira pratik tatbikatta yahut da deneysel çalışmalarda bulunmayan kişi, ilmin en alt seviyelerine dahi erişemez. Ey oğul, deneyler yap ki ilmi elde edesin. Âlimi ellerindeki maddenin bolluğu değil, deneysel yöntemlerindeki mükemmellik mesut eder. Yani kimya disiplinindeki süreç deneylerle başlar. Deney olmadan asla kimya ilmi üzerinde bir sonuca ulaşamazsınız. Bilim insanları uzunca bi süre simya için çalışmalar yapmıştır. Hiç bıkmadan bu çalışmalarına devam etmişlerdir. Bu konuda deneyler gözlemler yapmaktan bıkmamışlar. Deney ve gözlem kimya disiplini içinde bilim disiplini içinde çok önemlidir.
    3. Bilimsel bilginin kaynağı hem deney, hem de akıldır. Bunlardan yalnızca biri bilimsel bilginin oluşması için yeterli olamaz. Duyumlarla başlayan deneyle elde edilen veriler, sonuçlar akıl tarafından kavranmalı, soyutlanmalıdır. Deneyle gelen algı, aklın kavram ve kategorisiyle işlenerek bilimsel bilgi olur. Bilginin tek bir kaynağı yoktur. İnsan doğumundan ölümüne kadar kendi çevresiyle ilişkisinde, çeşitli fiziksel ve toplumsal uyaranlar hakkında kendince yorumlamalarla veya önceden hazır yapılmış yorumlamalara başvurarak bilgi edinir.
    4.Cabir kendindeki bilginin kaynağı olarak hocası İmam Cafer es-Sadık'ı gösterir. İmam Cafer' in din ilimleri yanındaki fen ilimleri ile ilgili bilgilerini Hz. Ali'nin torunu olan dedesinden ve sahabi efendilerinden aldığını belirtmiştir. Hatta Cabir'e göre bu doğa bilimleri onun hocalarına direk Hz. Muhammet tarafından verilmişti.
    Kaynakça
    http://www.kesiflerdunyasi.com/
    www.bilgiustam.com
    http://egitim.gov.tr/
    http://www.meraklisite.com/
    http://bilimdunya.blogspot.com.tr/
    http://www.bizimsahife.org/
    http://www.academia.edu/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Derya merhaba ,
      4.cevap'ta bilginin kaynağının sadece hocası olduğu değil kendi araştırmaları , deneyleri ve zekasıyla ulaşmıştır sadece imam hocası değildir . iyi günler :)

      Sil
    2. mrb necati haklısın orayı atlamışım teşşekür ederim . =)

      Sil
    3. Rica ederim iyi akşamlar :)

      Sil
    4. Merhaba Derya,
      1. cevap eksik olmuş
      2. soru için biraz okuma yapmalısın
      3. cevap eksik
      4. cevap eksik...

      Sil
  9. İyi akşamlar hocam ,
    Cevap-1) Bir medeniyete tabiki de ihtiyaç vardır . Çünkü gelişimini tamamlayan insanlar toplum olarak yaşamaya yönelmişlerdir ve bir süre sonra ihtiyaçları doğmaya başlamıştır ilk zamanlar bunları karşılasalarda daha sonra zorunlu olarak birşeyler icat etmeye ve yaşamlarını kolaylaştıracak buluşlar yapmışlardır . Gelişimini tamamlayan insan çevresindeki ve gökyüzündeki nesneleri keşfetmeye ve araştırmaya başlamıştır . Böylece bilimle gelişmeye başlayan medeniyetler ortaya çıkmıştır . Akdeniz kıyılarında ki medenyetlerin bilimle iç içe olduğunu görmekteyiz bunun nedeni halkın temel ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra dünyayı keşfetme isteği ve halkın yaşamlarını kolaylaştıracak buluşlar yapma isteğidir .
    Cevap-2) Bir bilim disiplinin oluşması için geçmişte yapılan deney gözlemlerde göz önünde bulundurularak o doğrultuda gidilmelidir , deneylerin ve gözlemlerin içinde bulunduğu sistematik bir işlev olmalıdır . Kimya disiplini için bu süreç için ise parçadanda alıntı yaparak (Câbir bin Hayyân tarafından kimyayla ilgili şu yorum yapılmıştır: “Kimya ilmindeki ilk mühim husus, pratik uygulamalar yapman ve deneyler yürütmendir, zira pratik tatbikatta yahut da deneysel çalışmalarda bulunmayan kişi, ilmin en alt seviyelerine dahi erişemez. Ey oğul, deneyler yap ki ilmi elde edesin. Alimi ellerindeki maddenin bolluğu değil, deneysel yöntemlerindeki mükemmellik mesut eder.”) Câbir bin Hayyân sözünde çıkarım olursa pratik uygulamalar ve deneyler yaparak ilim elde edilir .
    Cevap-3) Bilginin kaynağı akıldaki düşünceler - fikirler , yapılan deneyler ve sezgidir. Bilimsel bilginin kaynakları çeşitlilik , süreklilik , yenilik ve ayıklanmasıdır .

    Cevap-4) Daha çok araştırma yapıp çalışması ve bulunduğu ortam gereği olduğunu düşünüyorum bunu inanca bağlamıyorum şahsi fikrim olarak . Cabir ise kendindeki bilginin kaynağı olarak hocası İmam Cafer es-Sadık'ı gösterir. İmam Cafer' in din ilimleri yanındaki fen ilimleri ile ilgili bilgilerini Hz. Ali'nin torunu olan dedesinden ve sahabi efendilerinden aldığını belirtmiştir. Hatta Cabir'e göre bu doğa bilimleri onun hocalarına direk Hz. Muhammet tarafından verilmişti.
    http://bilimselbilgi.nedir.com/
    http://www.derszamani.net/bilginin-kaynagi-nedir-felsefe.html
    http://www.felsefesinifi.com/?pnum=10&pt=Bilgi+Felsefesi
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Ebu_Musa_C%C3%A2bir_bin_Hayyan
    http://dogruhaber.com.tr/haber/26334-modern-kimyanin-kurucusu-cabir-bin-hayyan/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. mrb necati bilimsel bilginin kaynağını açıklarken ayıklama terimini kullanmışsın. burda ne demek istedin ? iyi akşamlar

      Sil
    2. necati merhaba, 3. soruna eklemelerde bulunmak istiyorum. Bilginin öznesi bilmenin sürecini yürüten insandır, insan içinde bulunduğu evrende karşılaştığı nesneleri tanır, duyularıyla algılar, kavrar-kavramlaştırır,soyutlar, birleştirir, yeniden nesneye dönerek kendini denetler ve bilgi denen ürünü oluşturur. teşekkürler.

      Sil
    3. Tekrardan merhaba derya yorumun için teşekkür ederim öncelikle :) Bilimsel bilginin geçerliği ve kesinliği her an isteyen herkes tarafından denetlenebilir. Bu denetim sürecinde yanlış olduğu anlaşılan bilgiler kendiliğinden ayıklanır. Onun yerini varsa yenisi alır. Bu süreç ' yanlışlanma ' sürecidir.

      Sil
    4. Yorumun ve katkın için çok teşekkür ederim sevcan :)

      Sil
    5. Merhaba Necati,
      1. ve 2. sorular için biraz daha okuyalım
      3. cevap eksik olmuş
      4. cevabı sınıfta tartışalım

      Sil
    6. Peki hocam teşekkürler :)

      Sil
  10. Merhaba hocam,
    Cevap1:Elbette medeniyete ihtiyaç vardır. Cabir Bin Hayyan sonuçta Abbâsi Halifesi Harun Reşid ' in sarayında yaşamış ve Vezir Yahya bin Halid el-Bermeki 'den himaye görmüştür. Emevi Veliahtı Halit Bin Yezid ve Cafer–i Sadık’tan dersler almış ve bütün müspet ilimleri öğrenmiştir ve şimdi kimyanın babası olarak kabul edilmiş. Sonuçta yaşadığı medeniyette bilim alimleri olmasaydı belki de kendini geliştiremeyecekti.
    Cevap2: Bilginin aşamalarını belirlemek, bilimsel kuramların doğuşunu ve gelişimini olgusal ve deneysel verilere dayanarak betimlemek, bir toplumun bilime ne zaman ve hangi durumda katkı yapabildiğini örneklerle ortaya koymak, bu katkılar yapılırken bilim adamlarının nasıl bir uğraş verdiklerini, kullandıkları yöntemleri, araç ve gereçleri göz önüne sermek bilim felsefesinin süreçlerinden geçmesi gerekmektedir. Bilim insanları çok uzun bir süre simya için çalışmalar yapmıştır. Bu konuda deneyler, gözlemler yapmışlar. Diğer bilim insanlarının nasıl bir uğraş verdiklerinden etkilenmişlerdir . Deney, gözlem, araştırma kullanılacak metodlar kimya disiplini için çok önemlidir.
    Cevap3: Bilginin kaynağında tümdengelimci yönteme bağlılık esastır. Yani, bizim dışımızdaki bilgi mevcuttur ve biz onu mantıkla bulabiliriz, keşfedebiliriz. Gözlemlerde bulunur, çıkarımlardan yola çıkarız. Tabi bu rasyonalistler için geçerli. Empristler, bilginin deneye dayandığını, sensualistler, bilginin duyuma dayandığını, Entüisyonistler, bilginin sezgiye dayandığını ileri sürerek birbirlerinden farklı şekilde açıklık getirmeye çalışmışlardır. Bilimsel bilginin kaynağı ise kavram, yargı, akıl, deney ve gözleme dayalıdır. Bir bilginin bilimsel olmasının ölçütü yöntemsel olmasıdır.
    Cevap4: Bence Cabir’in ilminin kaynağı zekası, akıl yürütmesi, gözlemleri ve yaptığı deneylerdir. Simya’nın bir fen ilimi olmadığını görerek, tecrübeye, analize ve matematiğe, deneye dayalı, bugünkü Kimya’nın temellerini attı ve ilimi öğretti. Câbir bin Hayyân tarafından kimyayla ilgili şu yorum yapılmıştır: “Kimya ilmindeki ilk mühim husus, pratik uygulamalar yapman ve deneyler yürütmendir, zira pratik tatbikatta yahut da deneysel çalışmalarda bulunmayan kişi, ilmin en alt seviyelerine dahi erişemez. Ey oğul, deneyler yap ki ilmi elde edesin. Alimi ellerindeki maddenin bolluğu değil, deneysel yöntemlerindeki mükemmellik mesut eder.”

    Kaynakça
    http://www.sizinti.com.tr/konular/ayrinti/kimyanin-kurucusu-cabir-bin-hayyan.html
    http://www.felsefe.gen.tr/bilginin_kaynagi_ve_olcutleri.asp
    http://www.ankahukuk.com/ankablog/bilim/bilim-tarihi-disiplini-r56/
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Bilim_tarihi
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Kimya

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. sevcan merhaba ,
      4.cevap'ta Cabir sadece senin yazdıklarına bağlamıyor aynı zamanda bilgisini parçadada geçtiği gibi (Cabir kendindeki bilginin kaynağı olarak hocası İmam Cafer es-Sadık'ı gösterir. İmam Cafer' in din ilimleri yanındaki fen ilimleri ile ilgili bilgilerini Hz. Ali'nin torunu olan dedesinden ve sahabi efendilerinden aldığını belirtmiştir. Hatta Cabir'e göre bu doğa bilimleri onun hocalarına direk Hz. Muhammet tarafından verilmişti.) gibi düşünüyor . iyi günler :)

      Sil
    2. merhaba necati, haklısın kendindeki bilginin kaynağı olarak hocası İmam Cafer es-Sadık'ı gösteriyor yorumun için teşekkürler.

      Sil
    3. Merhaba Sevcan,
      1. ve 2. cevaplar eksik,
      3 e verdiğin cevapları sınıfta tartışalım,

      Sil
  11. Merhaba hocam
    Cvp1)bilimin gelişmesi için içinde yaşayabilecegi bir medeniyete ihtiyacı vardır.Çünkü bilim,neden,merak ve Amaç besleyen bir olgu olmuş ve insanların daha iyi yaşam koşullarına kavuşmasına , insanların yeni şeyler öğrenmesine ön ayak olmuştur. Bilim içinde bulunduğu medeniyetin ihtiyaçlarından,problemlerinden ve insanların meraklarından ortaya çıkmıştır. Bilimin içinde bulundugu medeniyet bilimin ilerlemesi için çalışmalara daha cok fırsat ve olanaklar vermesi orada yetişmiş bilim insanlarinin bilgilerinden yararlanması bilim insanlarinin ve bilimin ilerlemesine yardimci olmuştur.
    Cvp2) bilim eski çağlarda daha çok insanların problemlerini çözmek ,daha iyi yaşam koşullarına kavuşulmasını sağlamak için önayak olmustur.Bu gibi problemleri çözmek için bilim insanları merakları, zekaları, üstün problem çözme yetenekleri, gözlem ve deneyleriyle yapmaya çalışmıştır. Bilim birikerek ilerlemektedir.bilim insanları geçmişte yaşamış bilim insanlarinin bilgilerinden yararlanarak deney ve gözlemleri araştırmaları sonucu gerçeğe ulaşır. Kimya disiplini içinde bu süreç ilk önce Simyaydı cabir bin hayyan simyanın bir fen bilimi olmadığını görerek tecrübe ederek, analize ve matematige dayalı bugünkü kimyanın temellerini atmıştır. Kimya ilk önce simya iken deney ve pratik çalışmalarla kimyaya dönüşmüştür.
    Cvp3) bilginin ana kaynagi nedir sorusu geçmişten günümüze kadar hep sorulmuş ve bulunmaya çalışılmıştır. Ama bilgini n kaynağı kesin şudur denilememistir. Bazı gruplara göre bilgi akla,bazılarına göre deneye,bazılarına göre duyuma,bazilarina görede sezgilere dayanmaktadır denilmiştir.Bilimsel bilgi,bilimsel yöntemler ile elde edilen bilgidir.bilimsel yöntemler akıl gözlem ve deneye dayalıdır.
    Cvp4) Cabir kendisindeki bilginin kaynağı olarak hocası imam Cafer es-sadık-ı göstermiştir. Cabire göre doğa Bilimleri onun hocalarına direk Hz.Muhammed tarafından verildiğini düsünüyordu.
    https:// tr. m. Wikipedia.org >wiki>bilim_tarihi
    http:// tr. m.wikipedia.org >wiki>bilim
    www.Dersimiz. com>ders.notları>bilgi
    Http:// tr.m.wikipedia.org >wiki>bilimselbilgi
    www.felsefe.gen.tr>bilginin-kaynağı
    haberustama.com>bilginin-kaynagı-nedir

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. mrb emine 4. soruna ek olarak yaptığı gözlemleri ve deneyleride ekleyebilirz. iyi akşamlar

      Sil
    2. Haklısın Derya onu atlamısım Teşekkürler hatırlattıgın icin :)

      Sil
    3. Merhaba Emine,
      1. cevabını derste tartışalım,
      2. cevabı düzenlemen gerekiyor
      3. cevabı derste tartışalım
      4. cevap eksik...

      Sil
  12. Merhaba hocam
    Cvp1)bilimin gelişmesi için içinde yaşayabilecegi bir medeniyete ihtiyacı vardır.Çünkü bilim,neden,merak ve Amaç besleyen bir olgu olmuş ve insanların daha iyi yaşam koşullarına kavuşmasına , insanların yeni şeyler öğrenmesine ön ayak olmuştur. Bilim içinde bulunduğu medeniyetin ihtiyaçlarından,problemlerinden ve insanların meraklarından ortaya çıkmıştır. Bilimin içinde bulundugu medeniyet bilimin ilerlemesi için çalışmalara daha cok fırsat ve olanaklar vermesi orada yetişmiş bilim insanlarinin bilgilerinden yararlanması bilim insanlarinin ve bilimin ilerlemesine yardimci olmuştur.
    Cvp2) bilim eski çağlarda daha çok insanların problemlerini çözmek ,daha iyi yaşam koşullarına kavuşulmasını sağlamak için önayak olmustur.Bu gibi problemleri çözmek için bilim insanları merakları, zekaları, üstün problem çözme yetenekleri, gözlem ve deneyleriyle yapmaya çalışmıştır. Bilim birikerek ilerlemektedir.bilim insanları geçmişte yaşamış bilim insanlarinin bilgilerinden yararlanarak deney ve gözlemleri araştırmaları sonucu gerçeğe ulaşır. Kimya disiplini içinde bu süreç ilk önce Simyaydı cabir bin hayyan simyanın bir fen bilimi olmadığını görerek tecrübe ederek, analize ve matematige dayalı bugünkü kimyanın temellerini atmıştır. Kimya ilk önce simya iken deney ve pratik çalışmalarla kimyaya dönüşmüştür.
    Cvp3) bilginin ana kaynagi nedir sorusu geçmişten günümüze kadar hep sorulmuş ve bulunmaya çalışılmıştır. Ama bilgini n kaynağı kesin şudur denilememistir. Bazı gruplara göre bilgi akla,bazılarına göre deneye,bazılarına göre duyuma,bazilarina görede sezgilere dayanmaktadır denilmiştir.Bilimsel bilgi,bilimsel yöntemler ile elde edilen bilgidir.bilimsel yöntemler akıl gözlem ve deneye dayalıdır.
    Cvp4) Cabir kendisindeki bilginin kaynağı olarak hocası imam Cafer es-sadık-ı göstermiştir. Cabire göre doğa Bilimleri onun hocalarına direk Hz.Muhammed tarafından verildiğini düsünüyordu.
    https:// tr. m. Wikipedia.org >wiki>bilim_tarihi
    http:// tr. m.wikipedia.org >wiki>bilim
    www.Dersimiz. com>ders.notları>bilgi
    Http:// tr.m.wikipedia.org >wiki>bilimselbilgi
    www.felsefe.gen.tr>bilginin-kaynağı
    haberustama.com>bilginin-kaynagı-nedir

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. merhaba emine 3.soruda bilginin ana kaynağının kesin olarak bilinemeyeceğini söylemişsin.peki günlük hayatta sıkça kullandığımız internet , kitaplar ,gazete (...) bilginin kaynakları olamaz mı ???

      Sil
  13. Merhaba hocam
    1)Evet bilimin gelişimi için içinde yaşadığı bir medeniyete ihtiyaç vardır .Bilim yazıdan önce ortaya çıkmıştır.Bilim adamları yaşadıkları döneme ve ihtiyaçlarına göre yeni bilgilere ve buluşlara ulaşmışlardır.Cabir bin Hayyan halife Harun Reşidin sarayında yaşamış ve iyi bir eğitim almıştır.Bunu için fazla kaynağa ulaşmış ve çokça araştırma yapmıştır.İslamiyetin yayılması ve kabulünden kısa süre sonra o coğrafyada ciddi bilimsel çalışmalar yapılmış ve eski Yunan eserleri hızla çevrilmiş ve yeni bilgiler ekleyerek araştırma ve buluşlar yapmışlar.Buda o medeniyetin bilime verdiği önemi gösterir. Bu medeniyetten kimyanın, matematiğin, botaniğin, sosyolojinin babaları diye tanımlanacak dünyanın en zeki insanları çıkmışlardır.Medeniyetler araştırma yaparken kendilerinden önceki medeniyetler arasında ayrım yapmadan her medeniyeti araştırmaları gerekir.Buldukları yeni buluşları da bütün dünyaya sunmaları gerekir. Araştırmalarında din,coğrafya,medeniyet ve sosyal yaşamlar ön plana çıkmamalıdır.
    2)Bilim disiplininin oluşması için bilimsel süreçlerden geçmesi gerekir.Bilimsel süreçte de bilim insanının merak, araştırma,sorgulama,deney ve gözlem yapma gibi özellikleri ön plana çıkar.Kimya ortaya çıkmadan önce insanlar simyayla uğraşmışlar ve o alanda ilerlemeler kaydetmişler. Ancak simya ;deneme-yanılma yolu ile çalışırlar. Çalışmalar teorik bir temele dayanmaz.Sistematik bilgiler içermez. Bilgi birikimi oluşmamıştır. Yani deneylerde bilimsel bir altyapı çoğunlukla yoktur bunu fark eden Cabir bin Hayyan yeni araştırmalar yapmış ve simyayla kimyayı birbirinden ayırmıştır. Kimya ise deneysel ve bilimsel dayanaklı teorik bilgileri dengeli bir biçimde kullanır. Deneyler kadar bilimsel temellere dayanan bilgilerde ön plandadır. Simyadaki gibi bir rastgelelik temelinde değildir.
    3) Bilgi, nesnenin kendisinden başlar. Duyularla algılanır. İnsan bilincinde çeşitli soyutlamalara ve bireşimlere uğrar. Kavramlaşır, yasalaşır, sonra yeniden doğaya, nesneye döner ve kendini pratikle denetler, doğrular. İnsan bilincinde kavramlaşan, yasalaşan ve yeniden doğaya dönerek pratikle doğrulanamadıkça bilgi olmaz.Bilginin öznesi bilmenin sürecini yürüten insandır, insan içinde bulunduğu evrende karşılaştığı nesneleri tanır, duyularıyla algılar, kavrar-kavramlaştırır,soyutlar, birleştirir, yeniden nesneye dönerek kendini denetler ve bilgi denen ürünü oluşturur. Bilimsel bilgi;bilimsel yöntemlerle elde edilen bilgidir.Bilimsel bilginin kaynağı dil,mantık,deney ve gözlemlerdir.
    4)Cabir bin Hayyan’ın muhteşem ilminin kaynağı bilgisi ,mantığı zekası ve gözlem yeteneğidir.Ayrıca çok iyi bir araştırmacı ve sorgulayıcı bir yapıya sahiptir.Zaten bunu oğluna verdiği bir öğüttede dile getirmiştir “Kimya ilmindeki ilk mühim husus, pratik uygulamalar yapman ve deneyler yürütmendir, zira pratik tatbikatta yahut da deneysel çalışmalarda bulunmayan kişi, ilmin en alt seviyelerine dahi erişemez. Ey oğul, deneyler yap ki ilmi elde edesin. Alimi ellerindeki maddenin bolluğu değil, deneysel yöntemlerindeki mükemmellik mesut eder.”
    Kaynaklar
    .ankara.edu.tr/.../ddeniz_bilgikaynaklari.
    bilimselbilgi.nedir.com
    https://tr.wikipedia.org
    eodev.com
    www.blogsiteniz.com

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Rukiye,
      1. cevabı derste tartışalım
      2. cevabın genişletilmesi gerekiyor
      3. cevapta internetten direk alıntı yapmışsın BUNU İSTEMİYORUM...
      4. cevap eksik...

      Sil
    2. Merhaba rukiye
      Bilgi nennenin kendisinden baslar demissin tam olarak ne kastettigini aciklaya bilirm8sin

      Sil
  14. Cevap1:Evet bir medeniyete ihtiyaç vardır .Çünkü bilimin gelişip yayılması ve kalıcı olmasını sağlamak için , içinde bulunduğu medeniyetin kültür zenginliğine ihtiyacı vardır.Batlamyus’tan örnek verecek olursak;(Batlamyus'un çalışmaları İskenderiye'den bütün roma imparatorluğuna, ayrıca Arapçaya çevrilip bütün orta doğuya yayıldı. Bu sonuçlar Hıristiyanlarca da benimsenerek din adamları ve şairler tarafından bütün Avrupa'ya yayıldı ve bu etki bin yıl sürdü.)Batlamyusun yaptığı bilimsel çalışmanın uzun süre kalıcı olması ve gelişmesi, yaşadığı dönemin katkıları sayesinde olmuştur.Buda o dönemde yaşayan insanların bilime verdiği önemi gösterir.
    Cevap2: Bir bilim disiplini oluşması için ;deney ve gözlemlerin olması,araştırmaların yapılması gerekir.Çünkü bilimsel bilgiler disiplini; birikip gelişerek, birbiriyle bağlantılı olan bilgiler şeklinde gelişir.Kimya ortaya çıkmadan önce insanlar ihtiyaçları doğrultusunda simyayla uğraşmışlardır ve deneyler yaparak ilerleyip bugünkü kimyanın temellerini oluşturmuşlardır.Câbir bin Hayyân tarafından kimyayla ilgili şu yorum yapılmıştır: “Kimya ilmindeki ilk mühim husus, pratik uygulamalar yapman ve deneyler yürütmendir, zira pratik tatbikatta yahut da deneysel çalışmalarda bulunmayan kişi, ilmin en alt seviyelerine dahi erişemez.” deney ve pratik yapmanın kimya disiplini için önemli olduğu görülüyor.
    Cevap3: Bilginin kaynağı olarak akıl,sezgi ve deneylerdir diyebiliriz.Tabi bilgini kaynağını bunlarla sınırlı kılmak yanlış olur .Çünkü bilginin tek bir kaynağı olamaz.Günlük yaşamdan örnek verecek olursak; Evde seyredilen televizyon,yenen yemek ,gidilen eğlence,oynanan oyunlar ve bu sırada gerçekleşen bütün insan ilişkileri ve davranışları bir bilgi kaynağıdır.
    Bilimsel bilgi; bilimsel yöntemlerle elde edilen bilgidir.Bilginin kaynağını oluşturan akıl ve deney bilimsel bilgininde temellerini oluşturmaktadır.Bilimsel bilgi,teknik bilgiden farklı olarak uygulama bilgisi değil,teorik bilgidir.
    CEVAP 4:Cabir kendindeki bilginin kaynağı olarak hocası imam Cafer es-Sadık’ı gösterir. Hatta Cabir’e göre bu doğa bilimleri onun hocalarına direk Hz. Muhammed tarafından verilmişti.Bence Cabir’in en önemli bilgi kaynağı üstün zekası ve iyi gözlem yapmasıdır.Çünkü o dönemlerde birçok alimden ders alıp bütün ilimleri öğrenip üstün zekası ve gözlemleri sayesinde simyanın bir fen ilimi olmadığını görerek,tecrübeye ,analize ve matematiğe dayalı,bugünkü kimyanın temellerini atmıştır.
    Kaynaklar;
    http://80.251.40.59/education.ankara.edu.tr/aksoy/eay/ddeniz_bilgikaynaklari.doc.rtf
    Http:// tr.m.wikipedia.org >wiki>bilimselbilgi
    http://bilimselbilgi.nedir.com/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İyi akşamlar kolay gelsin hocam:)

      Sil
    2. Mehaba Emine,
      1. soruda Batlamyus tan örnek vermen güzel keşke Cabir Bin Hayyan dan örnek verseydin!!!! OLMAMIŞ
      2. cevabın düzenlenemsi gerekiyor
      3. ve 4. cevaplarını sınıfta tartışalım

      Sil
  15. Merhaba hocam
    Cevap 1 Evet bilimin gelişimi için içinde yaşayabileceği bir medeniyete ihtiyaç vardır.Ve bilim mutlaka içinde yaşadığı medeniyetten etkilenecektir.Bilim ihtiyaçtan ve meraktan doğar.Bu nedenle içınde bulunduğu medeniyeti bilimsel çalışmalarıyla hem etkileyecek hemde çalışmalardan etkilenecektir.Içinde bulunulan medeniyetin alimlerin ,fikir adamlarının bilimsel çalışmaları desteklemeli ,yeni çaĺışmalarda bulununan bilim insanlarına daha önce yapmış oldukları buluşlarla düşüncelerini geliştirmeleri açısından destek olmalıďırlar.Cabir bin hayyaninda içinde yaşadığı medeniyetin alimlerinden yardımlar alması onun çalışmalarına büyük etkisi olmuştur.
    Cevap 2 Öncelikle bilimin gelişimi belli disiplinler yani süreçlerden geçmektedir.Cabir bin hayyanda simyanın bir fen ilimi olmadığını görerek ,tecrübeye ,analize ve matematige dayalı,bugünki kimyanın temellerini atmıştır.Yani kimya ilimi ile ilgili çalışmaları olmadan önce simya ile uğraşmıştır.Kimya ilimine deneyler,gözlemler sonuca ulasılabileceğini görmüştür.Bu da bize bilimsel bilginin oluşurken belli süreçlerden geçtiğini disiplin içerisinde ilerlediğini göstermektedir.
    Cevap 3 Insan genel bir düşünce ile kendisini kuşatan evrenle ilgili birtakım bilgilere sahip olur.Bu bilgilere farkli yollarla ulasıldığını öner sürenler olmuştur.Bu kimine göre akılla kimine göre deneyle ve başka birine göre sezgiye dayandıgını ileri sürerek birbirinden farklı şekilde açıklık getirmeye çalışmıslardır.Bilimsel bilgi ise bilimsel yöntemlerle elde edilen bilgidir.Bilimsel yöntem ise akıl ,deney ve gözleme dayalıdır.Buradan da bilimsel bilgi kaynağı olarak akıl ,deney ve gözlemler diyebiliriz.
    Cevap4 Cabir bin hayyanın ilminin kaynağının öncelikle yaptıgı deneyler ,gözlemler ve akıl yürütme yoluyla olduğunu düşünüyorum.Ey oğul ,deneyler yap ki ilmi elde edesin.Alimi ellerinde ki maddenin bolluğu değil ,deneyle yöntemlerindeki mükemmellik mesut eder sözüylede muhtşem başarısında deneyin öneminden bahsetmiştir.Aynı zamanda yaşadığı dönem ve ortam Cabir bin hayyanın ilmine büyük katkı saglamiştır .Özellikle o dönemde yaşamış alimlerin çalışmalarından faydalanmıştır.

    Kaynakça
    https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Bilimsel_bilgi
    https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Ebu_Musa_C%C3%A2bir_bin_Hayyan
    http://mystickaduse.blogcu.com/simyaci-ve-modern-kimyanin-kurucusu-cabir-bin-hayyan/9792531

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Büşra,
      1. ve 2. cevaplar eksik
      3. cevabı dersta tartışalım
      4.cevap eksik...

      Sil
  16. Merhaba hocam
    Cevap 1 Evet bilimin gelişimi için içinde yaşayabileceği bir medeniyete ihtiyaç vardır.Ve bilim mutlaka içinde yaşadığı medeniyetten etkilenecektir.Bilim ihtiyaçtan ve meraktan doğar.Bu nedenle içınde bulunduğu medeniyeti bilimsel çalışmalarıyla hem etkileyecek hemde çalışmalardan etkilenecektir.Içinde bulunulan medeniyetin alimlerin ,fikir adamlarının bilimsel çalışmaları desteklemeli ,yeni çaĺışmalarda bulununan bilim insanlarına daha önce yapmış oldukları buluşlarla düşüncelerini geliştirmeleri açısından destek olmalıďırlar.Cabir bin hayyaninda içinde yaşadığı medeniyetin alimlerinden yardımlar alması onun çalışmalarına büyük etkisi olmuştur.
    Cevap 2 Öncelikle bilimin gelişimi belli disiplinler yani süreçlerden geçmektedir.Cabir bin hayyanda simyanın bir fen ilimi olmadığını görerek ,tecrübeye ,analize ve matematige dayalı,bugünki kimyanın temellerini atmıştır.Yani kimya ilimi ile ilgili çalışmaları olmadan önce simya ile uğraşmıştır.Kimya ilimine deneyler,gözlemler sonuca ulasılabileceğini görmüştür.Bu da bize bilimsel bilginin oluşurken belli süreçlerden geçtiğini disiplin içerisinde ilerlediğini göstermektedir.
    Cevap 3 Insan genel bir düşünce ile kendisini kuşatan evrenle ilgili birtakım bilgilere sahip olur.Bu bilgilere farkli yollarla ulasıldığını öner sürenler olmuştur.Bu kimine göre akılla kimine göre deneyle ve başka birine göre sezgiye dayandıgını ileri sürerek birbirinden farklı şekilde açıklık getirmeye çalışmıslardır.Bilimsel bilgi ise bilimsel yöntemlerle elde edilen bilgidir.Bilimsel yöntem ise akıl ,deney ve gözleme dayalıdır.Buradan da bilimsel bilgi kaynağı olarak akıl ,deney ve gözlemler diyebiliriz.
    Cevap4 Cabir bin hayyanın ilminin kaynağının öncelikle yaptıgı deneyler ,gözlemler ve akıl yürütme yoluyla olduğunu düşünüyorum.Ey oğul ,deneyler yap ki ilmi elde edesin.Alimi ellerinde ki maddenin bolluğu değil ,deneyle yöntemlerindeki mükemmellik mesut eder sözüylede muhtşem başarısında deneyin öneminden bahsetmiştir.Aynı zamanda yaşadığı dönem ve ortam Cabir bin hayyanın ilmine büyük katkı saglamiştır .Özellikle o dönemde yaşamış alimlerin çalışmalarından faydalanmıştır.

    Kaynakça
    https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Bilimsel_bilgi
    https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Ebu_Musa_C%C3%A2bir_bin_Hayyan
    http://mystickaduse.blogcu.com/simyaci-ve-modern-kimyanin-kurucusu-cabir-bin-hayyan/9792531

    YanıtlaSil
  17. İyi akşamlar hocam:
    Cevap1-)Bilimin gelişmesi için medeniyete ihtiyaç vardır.Medeniyet bir insan topluluğunun temelini oluşturur. Her halk uygarlığını kendinde taşır, kendisiyle götürür.Kendi içinde çakıştığı noktalarda, bulunduğu halk tarafından düzlüğe bilim adamlarınında katkılarıyla çıkarılır.Bilim kaçınılmazdır, kişilere veya topluluklara hapsedilmesi yanlıştır. Bilim er ya da geç ortaya çıkacak, ilerleyecektir. Bütün bunların en güzel örneği, tarihte bilim adına haklı olduğu halde bilimsel çalışmalarından dolayı yaşadığı topraklardan sınırdışı edilen, işkenceye çarptırılan ve hatta kellesi vurulan birçok bilim adamıdır. Bilim ve medeniyet arasındaki ilişki; Medeniyet ile sağduyunun bir araya gelmesinden doğan bir yaşam biçimidir bilim.Medeniyet gerçektende bir yaşam biçimidir ve bilim onun kaçınılmaz bir parçasıdır. Bunun oluşumu ve ilerlemesi için ise bilim onun karanlıktaki en güçlü yol gösterici ışığıdır. Medeniyet ve bilim birbirlerini tamamlayan iki olgudur.
    Cevap2-)Bilimde disiplin demek belli bir bilgi birikimin tekrarlanabilen deney sonuç verilerini elde etmek için geçen araştırma sürecidir. Bu zaman kolayca oluşmaz.Eski bilim insanları ihtiyaçlarına göre biraz daha soyut çalışmalar yapmışlardır örneğin ölümsüzlüğü bulmak ya da altın elde etmek gibi fakat bilim ilerledikçe ölümsüzlük yerine tıp gelişmiştir mesela .
    Câbir bin Hayyân’da kimya disipliniyle alakalı: “Kimya ilmindeki ilk mühim husus, pratik uygulamalar yapman ve deneyler yürütmendir, zira pratik tatbikatta yahut da deneysel çalışmalarda bulunmayan kişi, ilmin en alt seviyelerine dahi erişemez. Ey oğul, deneyler yap ki ilmi elde edesin. Alimi ellerindeki maddenin bolluğu değil, deneysel yöntemlerindeki mükemmellik mesut eder.”
    Cevap3-)Bilgi kaynağının temelinde insan aklı ve deneyimleri bulunur.Bilgi kaynağına merak,araştırma,sorgulama gibi bi çok faktör eklenebilir. Bu kaynaklar geçmişten günümüze teknolojinin de sayesinde epey yol katetmiştir ve bu yüzden sınırlayamayız eskiden doğru kabul edilen bilgilerin günümüzde yanlış kabul edilmesi bilgi kaynaklarının gelişmesiyle mümkün olmaktadır.
    Cevap4-)Cabir’in bilgi kaynağı çoğu bilim insanı gibi yetiştirildiği yer ve eğitim gördüğü Cafer es-Sadık hocasıdır.İmam Cafer' in din ilimleri yanındaki fen ilimleri ile ilgili bilgilerini Hz. Ali'nin torunu olan dedesinden ve sahabi efendilerinden aldığını belirtmiştir. Hatta Cabir'e göre bu doğa bilimleri onun hocalarına direk Hz. Muhammet tarafından verilmişti.

    http://www.ibrahimbayraktar.net/2014/10/bilginin-kaynaklar-sorunu-usculuk.html
    http://www.forumlordum.net/sorular-cevaplar/100275-uygarliklarin-gelismesinde-bilimin-onemi-nedir.html
    http://www.turkcebilgi.com/bilimin_tarih_i%C3%A7indeki_geli%C5%9Fimi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Şükriye,
      1. cevapta çok fazla internetten direk alıntı var,
      2. 3. ve 4. cevaplar eksik...

      Sil
    2. merhaba şükriye, eskiden doğru kabul edilen bilgilerin günümüzde yanlış kabul edilmesi bilgi kaynaklarının gelişmesiyle mümkün olmaktadır. Burda ki cümlene katılmıyorum bilgi kaynakları değişmemiştir fakat gözlem yapabilme gücü,deneyler vs. değişmiştir.Bilgi yine aynı kalmış işleme yolu-gözlemlenemeyen-yanlış hesaplanan-değişmiştir.

      Sil
  18. İyi akşamlar hocam
    1Bilimin gelişebilmesi için içinde yaşanılan bir medeniyete ihtiyaç vardır. Cabir bin Hayyan’ ın bilim alanında gelişmesini sağlayan durum İslam medeniyetinde yetişmiş olmasıdır. Parçadan da anlaşılacağımız gibi bilimsel gelişmeler İslam medeniyetlerinde daha çabuk gelişmiştir. İslam medeniyetinde bilimin gelişmesini sağlayan özellikler kendinden önce hangi alanda olursa olsun yapılmış çalışmaları reddetmemiş bir tarafa atmamış çok saçma dahi olsa bunları ele almış ve kendinden önceki medeniyetlerin yaptığı ilerlemeleri İslam inancı ve düşüncesiyle bağdaşlaştırarak yeniden oluşturmuş ve bu çalışmalara saygı duyarak geliştirmiştir. Böyle davranmasının nedeni inancıydı.
    2) ) bir bilim disiplininin oluşması için nicel ve nitel gözlemlere dayanması gerekir. Hem ölçülebilir (deneylerle araştırılması) hem de gözlenebilir verilere dayanması gerekebilir. Kimya disiplininin oluşması için sistemli çalışılması ve belli deneysel yöntemleri(süblimleşme, sıvılaştırma, kristalleşme) kullanarak bu işlemleri daha gelişmiş duruma getirilmesidir.
    3)Bilginin kaynağı insandır. İnsanda özne ve nesne yani objeye dayanır özne ve nesnenin etkileşimiyle bilgi ortaya çıkar insanın içinde bulunduğu çevrede karşılaştığı nesneleri tanır duygularıyla algılar soyutlar ve kavramlaştırır. Bilimsel bilginin kaynakları belli konusu, sonu, zamanı mekânı olan gözlemlenebilen veya ölçümlenebilen bilimsel yöntemlerle test edilmiş önermeler bilimsel bilginin kaynağını oluşturur.
    4)Cabir bin Hayyan’ın içinde bulunduğu medeniyet, ders aldığı alimler (Halit bin yezid ve Cafer–i Sadık)bilime ilgili ve meraklı olması araştırmacı olması kendinden önceki bilim insanlarının çalışmalarını yok etmemesi ve geliştirmiş olmasıdır. Kendisi bizzat deneyde kullanarak aletlerin kullanış yollarını izah etmesidir. Ayrıca Cabir bin hayyan kendindeki bilgi kaynağını fen ilimleriyle ilgilenen imam Cafer den aldığını belirtmiştir.

    Kaynakça:
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Ebu_Musa_C%C3%A2bir_bin_Hayyan
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Orta%C3%A7a%C4%9F_%C4%B0slam_d%C3%BCnyas%C4%B1nda_bilim
    http://makinecim.com/bilgi_7504_Bilimsel-Bilgi-Nedir
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Bilimsel_bilgi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İyi akşamlar Ahmet. Bilim disiplinin oluşması için nicel ve nitel gözlemlere dayanması gerekir demişsin bunu biraz daha açabilir misin ?

      Sil
    2. Bu yorum yazar tarafından silindi.

      Sil
    3. Bu yorum yazar tarafından silindi.

      Sil
    4. merhaba Ahmet.3. soruda bilginin kaynağı insandır demişsin.Devamında yaptığın açıklamalar da ' gözlemlenebilen veya ölçümlenebilen bilimsel yöntemlerle test edilmiş önermeler bilimsel bilginin kaynağını oluşturur' yazmışın fakat bunu yeterli bulamadım biraz daha açarsak bu önermeler zaten bizim için bilgi değil midir? bunu açarsak asıl bilgiye ulaşmamıza kaynaklık eden durumlar nelerdir sence ? iyi akşamlar :)

      Sil
    5. Merhaba Ahmet,
      1. cevabı derste konuşalım
      2. ve 3. cevaplar eksik..

      Sil
  19. İyi akşamlar hocam..
    1-)Bilimin gelişebilmesi için medeniyete ihtiyaç vardır.Medeniyetin öncelikle gelişme ve yeni görüşlere açık olması gerekir,parçadada geçen Abbasi halifesinin yaptığı gibi bilim insanlarını koruması ve desteklemesi gerekir.Bir bilim insanı fikirlerini insanlara söylerken korkmadan söyleyebilmelidir.ayrıca medeniyette yeni bilim adamlarına ışık tutacak bilimsel çalışmalar yapılmalıdır.
    2-)Bilim tarihi hem doğa bilimlerini hem sosyal bilimleri içeren bilimsel gelişmenin ve bilimsel bilgi birikimi üzerine yapılan çalışmalardır 18. yüzyıldan 20. yüzyılın sonlarına doğru, bilim tarihi, özellikle fiziksel ve biyolojik bilimler, yanlış fikirlerin yerini doğru kuramların aldığı bir ilerleme içindeydi.
    Bilim gözlemlerin, açıklamaların ve gerçek dünyadaki olguları vurgulayan bilim insanları tarafından oluşturulan dünya hakkındaki deneysel, kuramsal ve uygulanabilir bilgiler ile oluşturulan bir yapıdır. Bunun tersine bilim tarih yazımı hem toplumsal tarihten hem düşünsel tarihten sıklıkla yararlanır. Fakat 19. yüzyılda William Whewell tarafından üretilen İngilizce “scientist” (bilim insanı) kelimesi göreceli daha yenidir. Bundan önce doğa ile uğraşan insanlar kendilerini doğa filozofları olarak tanımlarlardı.
    Doğal dünyanın deneysel araştırmaları Antik Yunan’dan itibaren ve bilimsel yöntemler Orta Çağ’dan itibaren tanımlanmış olsa bile modern bilimin ortaya çıkışı 16. ve 17. yüzyılda Avrupa’da ortaya çıkan bilimsel devrimin erken dönemlerine uzanır.[3] Geleneksel olarak bilim tarihçileri bilimi bu soruları da kapsayacak yeterlilikte bilim kavramını tanımladılar.Bilimsel bilgi disiplininde olduğu bilim kimya bilimine belli süreçlerden geçmiştir.Simya altında calışmalar yapan bilim insanları ölümsüz ve degersiz metalleri altına çevirme gibi çalışmalarken onlarının biriktirdi bilgilerin üstüne koyan bilim adamımız Cabir bin hayyandır.Simyadan farklı olarak deneylere ve gerçek bilgiler üstünde çalışmıştır.Deneylerinde ölçü aletleri geliştirmiş ve kullanmıştır.Kimya bu süreçlerden geçmiştir.
    3-)Bilginin kaynağı şüphe,merak,gözlem, akıl ve deneydir.Bilimsel bilgi;bilimsel yöntemlerle elde edilen bilgidir.Bilimsel yöntem akıl,deney ve gözleme dayalıdır.Bir bilginin bilimsel olmasının ölçütü yöntemsel olmasıdır.Bilimsel bilgi;objektif,sitemli,tutarlı ve eleştiriye açık olmalıdır.Bilimsel bilgi,teknik bilgiden farklı olarak uygulama bilgisi değil teorik bilgidir.Bilim insanı nesneye bilmek için bilmek amacıyla yönelir.
    4-)Cabir bin Hayyana göre; Allah bize fiziki kanunlar vermiştir. Bunlarla bitki, hayvan hatta insanın benzerini yapabiliriz. Allah beşere öyle kabiliyetler bahşetmiştir ki; beşer, kâinattaki bütün sır perdelerini bununla çözmeye muktedirdir."Cabir kendindeki bilginin kaynağı olarak hocası İmam Cafer es-Sadık'ı gösterir. İmam Cafer' in din ilimleri yanındaki fen ilimleri ile ilgili bilgilerini Hz. Ali'nin torunu olan dedesinden ve sahabi efendilerinden aldığını belirtmiştir. Hatta Cabir'e göre bu doğa bilimleri onun hocalarına direk Hz. Muhammet tarafından verilmişti.
    Kaynaklar: https://tr.wikipedia.org/wiki/Bilim_tarihi
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Bilimsel_bilgi
    http://bilimselbilgi.nedir.com/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Kadir,
      1. cevabı biraz daha geliştirmelisin,
      2. cevapta çok fazla alıntı var, yeniden yazmalısın
      3. cevabı kendi cümlelerinle düzenle derste konuşalım,
      4. cevabı derste konuşalım...

      Sil
  20. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  21. Hocam merhaba,kolay gelsin..
    C-1 Evet vardır.Çünkü medeniyetlerden etkilenmektedir;Hayyan İslam medeniyetinden etkilendiği gibi daha önceki Batlamyusta Roma medeniyetlerinden etkilenmiştir.Medeniyet, bir ülke veya toplumun, maddi ve manevi varlıklarının, düşünce, sanat, bilim, teknoloji ürünlerinin tamamını ifade eder. Medeniyetin tanımına baktığımızda bunu anlamış oluruz çünkü daha önceki düşünceler,sanat ve ya bilim alanındaki gelişmeler ve diğer üstüne eklenen bilgiler bilimin ilerlemesini sağlar.Bilim insanları diğer medeniyetlerden de etkilenebilir.
    - Medeniyetler yeni bilgiye açık olmalıdır.Batlamyus un dünya merkezli evren modelinin binyıl süre kabul görmesi o zaman ki zamanda roma medeniyetinden ki yönetimin veya liderin yeni bilgilerin toplumu sarsacağını düşünür.Yani insanlar yeni bilgiler sunmaktan KORKAR.
    C-2
    Doğal dünyanın deneysel araştırmaları Antik Yunan’dan itibaren ve bilimsel yöntemler Orta Çağ’dan itibaren tanımlanmış olsa bile modern bilimin ortaya çıkışı 16. ve 17. yüzyılda Avrupa’da ortaya çıkan bilimsel devrimin erken dönemlerine uzanır. Geleneksel olarak bilim tarihçileri bilimi bu soruları da kapsayacak yeterlilikte bilim kavramını tanımladılar.Bilimsel bilgi disiplininde olduğu bilim kimya bilimine belli süreçlerden geçmiştir.Simya altında calışmalar yapan bilim insanları ölümsüz ve degersiz metalleri altına çevirme gibi çalışmalarken onlarının biriktirdi bilgilerin üstüne koyan bilim adamımız Cabir bin hayyandır.Simyadan farklı olarak deneylere ve gerçek bilgiler üstünde çalışmıştır.Deneylerinde ölçü aletleri geliştirmiş ve kullanmıştır.Kimya bu süreçlerden geçmiştir.

    C-3 Bilgi,suje ile obje arasındaki ilişkiden doğan her türlü üründür. Bilginin kaynağı objenin özellikleridir.Eğer felsefe ile ilgilendiğimiz anda felsefe nedir?Ne ile ilgilenir?..vs sorularla uğraşır felsefe içinde olabilecek bilgi türlerini araştırırız.Ayrıca insanın şemasını da bilgiyi etkiler.
    Bilimsel bilgi, bilimsel yöntemler ile elde edilen bilgidir. Bilimsel yöntem akıl, deney ve gözleme dayalıdır. Bilimsel bilginin kaynağı objedir.Objenin üstünde yapılan akıl,deney,gözlemler sonucunda elde edilen bilimsel bilgilerdir. Ayrıca insanın şemasını da bilgiyi etkiler.
    C-4 Cabir kendindeki bilginin kaynağı olarak hocası İmam Cafer es-Sadık'ı gösterir. İmam Cafer' in din ilimleri yanındaki fen ilimleri ile ilgili bilgilerini Hz. Ali'nin torunu olan dedesinden ve sahabi efendilerinden aldığını belirtmiştir. Hatta Cabir'e göre bu doğa bilimleri onun hocalarına direk Hz. Muhammed tarafından verilmişti.
    Cabir bilimsel bilgileri kendi şemasındakiler ile daha da anlamlandırarak bilime katkıda bulunmuştur.Bilginin kaynağını ise yukarıda parçadan alınan cümlede de ki gibidir.


    http://medeniyet.nedir.com/
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Bilgi
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Bilimsel_bilgi
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Bilim_tarihi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba İbrahim,
      1. cevabı yeniden düzenleyelim,bu arada kültür ile medeniyet arasında hangi farklar vardır?
      2. soru üzerine biraz daha araştıralım,
      3. cevabı sınıfta detaylandıralım...

      Sil
  22. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  23. İyi akşamlar,
    Cevap 1) Bilimin yazıdan daha önce ortaya çıktığı bilinmektedir. İnsanların merakından doğduğunu göz önünde bulundurursak yaşadığı medeniyetinden bunda payı vardır. Eğer yaşanılan çevre ortam medeniyet buna elverişli değilse bilim insanları körelir bilgilerini paylaşamazlar. Çünkü toplum baskısı önemlidir. Ayrıca Cabir Bin Hayyan ın ders aldığı alimlerin varlığı da onun önünü açmıştır. Medeniyetlerin en önemli özelliği bilime açık ayrıca düşünce ve ifade özgürlüğünün olmasıdır.
    Cevap 2) Bilim sonsuz bir süreçtir ve birbiriyle ilişkili sistematik bir şekilde ilerler. Var olan bilgiler de kullanılarak deney ve gözlemlerle beraber sonuca varılır. İşte bu deney ve gözlem de kimya disiplini için önemlidir.
    Cevap 3) ‘Bilginin kaynağı nedir ?’ sorusunun cevabı net olarak verilememiştir. Bazıları;
    Akla dayanan bilgi doğru bilgidir (Rasyonalizm, İnneizm (doğuştancılık), A Priorizm)
    Deneye, tecrübeye dayanan bilgi doğrudur (Empirizm)
    Fayda ve başarı sağlayan bilgi doğrudur (Pragmatizm)
    Olgulara dayanan bilgi doğrudur (Pozitivizm)
    Duyulara dayanan bilgi doğrudur (Sensüalizm)
    Sezgiye dayanan bilgi doğrudur (Entüisyonizm)
    İnsanın iç tecrübesinden elde ettiği bilgi doğrudur (Mistisizm, Egzistansiyalizm)
    Vahye ve İmana dayanan bilgi doğrudur (Fideizm)
    Saf fenomenlere dayanan bilgi doğrudur (Fenomenoloji) demişitir.
    Bana göre tek başına değil ama akıldır en başta. Ama bunu deney, duyu, sezgi, tecrübelerle desteklemek gerekir. İnsan merak eder, fikir yürütür, yardım alır (kişi, kitap) deney yapar ve sonucunda doğru bilgiye ulaşır.
    Bilimsel bilgi; teknik bilgiden farklı olarak uygulama bilgisi değil teorik bilgidir. Bilimsel bilginin kaynağı ise akıldır.
    Cevap 4) Cabir kendindeki bilginin kaynağı olarak hocası İmam Cafer es-Sadık'ı gösterir. Ve bunu ‘’İmam Cafer' in din ilimleri yanındaki fen ilimleri ile ilgili bilgilerini Hz. Ali'nin torunu olan dedesinden ve sahabi efendilerinden aldığını belirtmiştir. Hatta Cabir'e göre bu doğa bilimleri onun hocalarına direk Hz. Muhammet tarafından verilmişti.’’ şeklinde açıklamıştır.

    Kaynakça
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Bilgi
    http://nenedir.com.tr/bilginin-kaynagi-ile-ilgili-sorular-nelerdir/
    http://www.felsefe.gen.tr/
    eba.gov.tr/kimyanın kurucusu:Cabir bin hayan

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba özge 2 soruda kendi fikirlerini yazmışsın sanırım ancak bence biraz eksik gibi olmuş bence cevabını geliştirmelisin kolay gelsin. Bilimse süreçler ve işleyişini de açıklayarak cevabına eklersen daha kapsamlı olur diye düşünüyorum.

      Sil
    2. Tani orda anlatmak istediğim bilimin belirli bi dönem olup sonlanması değil hergün bilime yeni eklemeler yapmak mümkün.Yani disiplini bunu gerektirir. Kimya disiplini için öncelikle deney ve gözlemlerle beraber ölçü aletleri var olan bilgiler üzerinde çalışılmalıdır. Umarım yeterli olur verdiğim cevap.

      Sil
    3. Merhaba Özge,
      1. cevabı biraz düzenleyelim
      2. cevap eksik
      3. soru için senin fikrin ne? Derste konuşalım
      4. cevap eksik...

      Sil
  24. iyi aksamlar hocam;
    1. Bilimin gelişmesi için içinde yaşayacaği bir medeniyete elbette ki ihtiyac vardır. Toplumun yeni bilgilere değişikliklere açık olması gerekmektedir. Bilim adamlarının araştırmacı, ilgili meraklı olmalarıyla birlikte basarılı bilgili hocalardan eğitim almıslardır. Sadece arastırmacı kişiliklerinden dolayı basarıya ulasmamıslardır çevrenin destegi ilgi alakası ile demokrasi ile düşünce özgürlüğü ile basarıya ulasmıslardır. Ki zaten ilk filozofların antik yunan medeniyetlerinde doğduğunu biliyoruz. Bu uygarlıklarının düşünsel ve kültürel etkisi, demokrasiden dolayı ortaya cıkan düşünce özgürlüğü, zaman ve imkanın olması da yaşanan medeniyete ihtiyac oldugunu göstermektedir.

    2. Bilim insanının özellikleri arasında meraklı olması, araştırmacı kişiliği ,sorgulama,deney ve gözlem yapma yer almaktadır. Bilim disiplini olması için bu özellikler izlenir. Deney ve gözlemler sonucu deneme yanılma yolu ile bazı sonuclara varılır. Hata yapıldığında bilim adamı yılmaz ve tekrar tekrar deneme yapar. Kimya disiplini için ise ilk önce simya yı bir bilim olarak kabul etmişler bu yönde calısmalar yapmıslar. Arastırmalar sonucu uyuşmazlıklar yanlışlıklar ortaya çıkınca da deneye ve teorilere dayananan kimya benimsenmiştir.

    3. Bilginin kaynağı şudur diyemiyoruz. Herkesin bu konu hakkında farklı görüşleri olmusur. Kimi akla dayandığını, deneye dayandığını, duyuma dayandıgını, sezgiye dayandığını, ileri sürerek birbirlerinden farklı şekilde açıklık getirmeye çalışmışlardır. Bence Bilginin kaynagı insandır. İnsanın zihnindeki düşünceler, yaptıgı deneyler, sezgisi, arastırmacı kişiliğidir.

    4. Cabir’in ilminin kaynağı zekası, akıl yürütmesi, gözlemleri ve yaptığı deneylerle birlikte hocası imam Cafer es-sadık’ ı göstermektedir. İmam Cafer' in din ilimleri yanındaki fen ilimleri ile ilgili bilgilerini Hz. Ali'nin torunu olan dedesinden ve sahabi efendilerinden aldığını belirtmiştir. Hatta Cabir'e göre bu doğa bilimleri onun hocalarına direk Hz. Muhammet tarafından verilmişti.


    Kaynakca
    http://www.dersimiz.com/ders_notlari/Bilgi-Felsefesi-oku-21671.html
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Ebu_Musa_C%C3%A2bir_bin_Hayyan
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Bilimsel_bilgi
    www.turkcebilgi.com/bilimsel_bilgi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Zeynep,
      1. cevabın düzenlenmesi gerekiyor,
      2. ve 3. cevaplar eksik,
      4. cevabı derste tartışalım...

      Sil
    2. merhaba zeynep,
      çevrenin destegi ilgi alakası ile demokrasi ile düşünce özgürlüğü ile basarıya ulasmıslardır. düşünce özgürlüğüne katılıyorum fakat demokrasinin bilime o kadar yön vereceğini düşünmüyorum.

      Sil
  25. merhabalar hocam,iyi akşamlar...
    CEVAP(1):Bilimin tarihsel gelişimine baktığımızda tabi ki de belli bir medeniyete ihtiyaç vardır. Bilim insanlarının gözlemler,deneyler sonucu oluşturdukları bilimsel bilgiler vardır. Ancak bu bilimsel bilgiler bilim adamlarının yaşadıkları dönemlere bakılarak bilgilerin paylaşılmasının çok kolay olmadığı dönemlerde olmuştur.Bilim tarihi hem toplumsal tarihten hem de düşünsel olarak tarihten yaralanmışlardır. Tarih öncesine baktığımızda konuşmalar,bilgiler hep ileriye sözlü olarak geçmekle kalıyordu sadece. Ancak yazının gelişmesiyle bilgiler daha kalıcı hale getirilmiştir. Bununda bilime katkısı çok büyük olmuştur. (örn:doğru bilgi aktarımı)Bilimin gelişmesi ve ilerlemesinde içinde bulunduğu medeniyetin etkisi büyük öneme sahiptir.Bazı bilim adamlarının katkıda bulunduğu medeniyetlere baktığımızda desteklenmiş ve kendilerine katkıda bulunulmuştur. Ve özellikle yaşadığı medeniyette ilgi duyduğu,merak ettiği fikirleri sorabileceği,Öğrenebileceği hocaları olmasaydı belki de fikirlerini geliştiremeyecek ve ya ilgi duyduğu konularda başka ülkelere gidip orada kendini geliştirecekti. Cabir Bin Hayyan da o zamanlarda Halit Bin Yezid ve Cafer-i Sadık tan dersler almıştır. Bu medeniyetlerin bir özelliğinden daha bahsedecek olursak düşünce ve ifadelerini paylaşabileceği bir ortam olmalıdır.

    CEVAP(2):Bilim disiplini derken aslında (örn:fizik,eğitim felsefesi vb.) bilim dalları bilimler anlamında kullanılıyor. Yani aslında hepsinin birbiriyle ilişkisini kapsamakta ve bunlar için belli bir bilgi birikimi gerekmektedir. Bunlar araştırmalara göre farklı süreçlerden geçerler. Bu süreçler gözleme,araştırmaya,deneylere vb.dayanmaktadır. Kimya disiplini için de bunları diyebiliriz . Ve hatta Cabir Bin Hayyan kimya ilminde ki en mühim husus pratik uygulamalar yapman ve deneyler yürütmendir. 'Deneysel çalışmalarda bulunmayan kişi ilimin en alt seviyelerine dahi erişemez ' demiştir

    CEVAP(3): Geleneksel bilgi görüşü onunla ilgilenip ilgilenmemize ya da merak edip etmemize bakmadan var olduğuna kendi esasına dayanmaktadır. Bu bilgi gerçeği yansıtmaktadır. Ancak bilimsel bilginin kaynağı gerçekler olmayıp,gerçeklere anlam vermek için oluşturulur. Ve bunun için de belli bilimsel süreçlerden geçerler. Bunlar akla,gözleme ve deneylere dayanır.

    CEVAP(4): Onun muhteşem ilminin kaynağı zekası,yeteneği,tecrübeleri ve olayları iyi yorumlayabilmesidir.Bu şekilde bir çok şeyi izah etmiş ve açıklamıştır. Ve tabi ki o dönemde ki bilgili hocalarının da olması büyük öneme sahiptir. Cabir Bin Hayyan da kendindeki bilginin kaynağını hocası imam Cafer Es Sadık-ı göstermiştir. Ve Cabir'e göre bu doğa bilimleri onun hocalarına direk Hz Muhammet tarafından verildiğinden söz edilmiştir.

    KAYNAKÇA:
    http://www.metabilgi.org/Metabilgi/Bilimnedir.pdf
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Bilim_tarihi
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Ebu_Musa_C%C3%A2bir_bin_Hayyan

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Senem,
      1. cevabı derste konuşalım
      2. ve 3. cevaplar eksik
      4. cevabı derte konuşalım..

      Sil
  26. Cevap1- Evet vardır.Çünkü insanlar yaşadıkları medeniyetin inancını yaşarlar.Burada inançtan kastım dini, siyasi, sosyal… görüşlerdir.Bu yüzden bilim insanlarına da yaşadıkları medeniyet öncülük etmiştir.Bu metinde olduğu gibi yıllarca simya ile uğraşılmış fakat Müslüman olan Cabir Bin Hayyan yaptığı çalışmaları inancı doğrultusunda bir yaratıcıya bağlamıştır.Aynı zamanda araştırılarak bulunacak şeylerin olduğunu ve bunları beşerin bulabileceğini Allahın kudreti olarak nitelendirmiştir.
    Cevap2-Bilim disiplini körü körüne birşeyi kabullenmemeyi gerektirir.Yani önce merakla başlar ve bir amaç vardır daha sonra araştırmalar yapmayı gerektirir ve teoride olduğu kadar pratikte de çalışmalar yapmayı gerektirir deneyler ve gözlemlerle destekler yapılmalıdır teoriye.Kimya için ise bu disiplin Cabir Bin Hayyan ‘ın yaptığı çalışmalarla, deneyler ve gözlemlerle olmuştur.
    Cevap3-Öncelikle bir bilgiye ulaşmaktaki amaç ihtiyacı arşılamaktır. Kendine özgü değerler taşıyan bir sistem olması, ' bilgi' olgusunu da beraberinde getirmektedir. 'bilgi' bilimin doğuşuyla özgün değerler birikimi olarak ortaya çıkmaktadır. *Günlük Deneyimler ve Duyumlar
    *. Bilimsel Bilginin Tarih İçindeki Gelişimi
    *Toplumsal veya Bireysel Görelik
    *Varlığın Değişim İçinde Olması
    *Aklın Farklı Yöntemler Kullanması da aslında bilginin kaynalrındandır…
    Cevap4-Cabir Bin Hayyan bunu hocasına bağlamıştır.Tabi hocasının kaynağı olarak ta Peygamber Efendimiz(S.A.V)’ e bağlamıştırSonuç olarakta ilahi bir güç yani bir yaratıcının oluşuna bağlamıştır.Ben de aynı düşüncedeyim. 
    KAYNAKÇA
    http://uvt.ulakbim.gov.tr/tip/sempozyum4/page19-26.pdf
    http://web.b.ebscohost.com/abstract?direct=true&profile=ehost&scope=site&authtype=crawler&jrnl=13034979&AN=32917490&h=WBH2ZNOxCwTTyEuj4YumEGumTqAjt1uHONRr6jixSsgXfhMalbNF%2fYKhmDK3C9LjFBfLI%2bkMGiWR3di9qnXIMg%3d%3d&crl=c&resultNs=AdminWebAuth&resultLocal=ErrCrlNotAuth&crlhashurl=login.aspx%3fdirect%3dtrue%26profile%3dehost%26scope%3dsite%26authtype%3dcrawler%26jrnl%3d13034979%26AN%3d32917490
    https://www.researchgate.net/profile/Fahrettin_Oezdemirci/publication/27565920_Belge_retimi_ve_Kurumsal_Bilgi_Ynetimi/links/54eeec4a0cf25238f93b4cf3.pdf
    ddeniz_bilgikaynaklari.doc.rtf

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. iyi akşamlar Gonca ;
      1. soruya bilimin gelişimi için içinde yaşayabileceği bir medeniyete ihtiyacı vardır demişsin .Peki bu medeniyetlerde hangi özellikler bulunmalıdır biraz bahseder misin ?

      Sil
    2. Merhaba Gonca,
      1. soru için Pelin e katılıyorum!!!
      2. ve 3. cevaplar eksik
      4. cevabı derste tartışalım..

      Sil
  27. merhaba hocam ;
    C-1 Bilim , günlük yaşamda karşılaştığımız araç ve gereçlerin , yaratılmış teknolojinin uygulamaları sonucu bulunmuş ; işlerimizi kolaylaştıran uğraşların toplamı diye tanımlayabiliriz. Buda farklı medeniyetteki insanların ihtiyaçlarından yola çıkarak bilimin gelişerek devam ettiğini söyleyebiliriz . bu sebeple bilimin gelişip ilerlemesi için , içinde yaşayabileceği medeniyete ihtiyaç vardır. Toplum tutucu, bağnaz bir ortama itilmiş ise gelişmeye kapalı, durağan bir duruma gelir; böyle bir ortamda bilimde gelişme söz konusu olmamaktadır. Eğer ortam tartışmaya açık ve özgür ise, böyle dönemlerde bilimde büyük atılımlar gerçekleşmiştir.Ayrıca bilim adamlarının desteklendiği ve onların çalışmalarını sürdürebilecekleri ortamlar yaratmaları (hastane,kütüphane,laboratuvar...) biliminin gelişimini sağlayacaktır.

    (C-2) Öncelikle bir problemin belirlenmesi , daha sonra problem ile ilgili gözlem yapma ve veriler toplama, hipotezler kurma , deney – gözlem , hipoteze dayalı tahminlerde bulunma , kontrollü deneyler yapma, verilerden sonuç çıkartma , sonuçları teori ya da yasa haline getirme Kimya disiplini için bu süreçlerin işleyişi şöyledir ; tecrübeye, analize ve matematiğe dayalı bir disiplin oluşturmuştur.

    (C-3) Bilgi; öğrenme, araştırma ya da gözlem yoluyla elde edilen kaynaktır. Bilginin kaynakları ; kitap , dergi, ansiklopedi ,atlas ,internet , sözlük … Bilimsel bilgi ise; bilimsel yöntemler ile elde edilen bilgidir. Akıl , deney ,gözlem ,kuşku , sezgi bilimsel bilginin kaynaklarıdır

    (C-4) Cabır bın hayyanın ılmının kaynağı içinde yaşamış olduğu ve kusursuz biçimde işleyen evrendir. evrende olan olaylar ve bunları çözme isteği , gözlemleri,olaylara getirdiği yorumlar , araştırmA isteği, zekası,tecrübeleri ilminin kaynagı olarak gösterilebilr.Kendisi bu kaynağı soyle açıklamaktadır : "Allah bize fiziki kanunlar vermiştir. Bunlarla bitki, hayvan hatta insanın benzerini yapabiliriz. Allah beşere öyle kabiliyetler bahşetmiştir ki; beşer, kâinattaki bütün sır perdelerini bununla çözmeye muktedirdir.
    Ayrıca halid bin yezid ve Cafer i sadıktan almış olduğu dersler de iliminin kaynağı olarak gösterilebilir.

    kaynakca;
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Bilimsel_bilgi
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Bilim#Antik_.C3.A7a.C4.9Flarda_bilim
    http://library.tedankara.k12.tr/bilokur/bilgikaynak.htm
    http://bilimselbilgi.nedir.com/#ixzz44IOzLTi3

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Pelin,
      1. cevabı derste konuşalım,
      2. ve 3. cevaplar eksik,

      Sil
  28. Cevap1- Evet vardır.Çünkü insanlar yaşadıkları medeniyetin inancını yaşarlar.Burada inançtan kastım dini, siyasi, sosyal… görüşlerdir.Bu yüzden bilim insanlarına da yaşadıkları medeniyet öncülük etmiştir.Bu metinde olduğu gibi yıllarca simya ile uğraşılmış fakat Müslüman olan Cabir Bin Hayyan yaptığı çalışmaları inancı doğrultusunda bir yaratıcıya bağlamıştır.Aynı zamanda araştırılarak bulunacak şeylerin olduğunu ve bunları beşerin bulabileceğini Allahın kudreti olarak nitelendirmiştir.
    Cevap2-Bilim disiplini körü körüne birşeyi kabullenmemeyi gerektirir.Yani önce merakla başlar ve bir amaç vardır daha sonra araştırmalar yapmayı gerektirir ve teoride olduğu kadar pratikte de çalışmalar yapmayı gerektirir deneyler ve gözlemlerle destekler yapılmalıdır teoriye.Kimya için ise bu disiplin Cabir Bin Hayyan ‘ın yaptığı çalışmalarla, deneyler ve gözlemlerle olmuştur.
    Cevap3-Öncelikle bir bilgiye ulaşmaktaki amaç ihtiyacı arşılamaktır. Kendine özgü değerler taşıyan bir sistem olması, ' bilgi' olgusunu da beraberinde getirmektedir. 'bilgi' bilimin doğuşuyla özgün değerler birikimi olarak ortaya çıkmaktadır. *Günlük Deneyimler ve Duyumlar
    *. Bilimsel Bilginin Tarih İçindeki Gelişimi
    *Toplumsal veya Bireysel Görelik
    *Varlığın Değişim İçinde Olması
    *Aklın Farklı Yöntemler Kullanması da aslında bilginin kaynalrındandır…
    Cevap4-Cabir Bin Hayyan bunu hocasına bağlamıştır.Tabi hocasının kaynağı olarak ta Peygamber Efendimiz(S.A.V)’ e bağlamıştırSonuç olarakta ilahi bir güç yani bir yaratıcının oluşuna bağlamıştır.Ben de aynı düşüncedeyim. 
    KAYNAKÇA
    http://uvt.ulakbim.gov.tr/tip/sempozyum4/page19-26.pdf
    http://web.b.ebscohost.com/abstract?direct=true&profile=ehost&scope=site&authtype=crawler&jrnl=13034979&AN=32917490&h=WBH2ZNOxCwTTyEuj4YumEGumTqAjt1uHONRr6jixSsgXfhMalbNF%2fYKhmDK3C9LjFBfLI%2bkMGiWR3di9qnXIMg%3d%3d&crl=c&resultNs=AdminWebAuth&resultLocal=ErrCrlNotAuth&crlhashurl=login.aspx%3fdirect%3dtrue%26profile%3dehost%26scope%3dsite%26authtype%3dcrawler%26jrnl%3d13034979%26AN%3d32917490
    https://www.researchgate.net/profile/Fahrettin_Oezdemirci/publication/27565920_Belge_retimi_ve_Kurumsal_Bilgi_Ynetimi/links/54eeec4a0cf25238f93b4cf3.pdf
    ddeniz_bilgikaynaklari.doc.rtf

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Gonca ; birinci sorunun cevabında Sadece inancı değil de Cabir Bin Hayyan'a olduğu gibi diğer bilim adamları na da deney ve gözlem yapacakları imkânlar verilmemeli mıdır?Bu konuda ne düşünüyorsun?

      Sil
    2. Merhaba Gonca ; birinci sorunun cevabında Sadece inancı değil de Cabir Bin Hayyan'a olduğu gibi diğer bilim adamları na da deney ve gözlem yapacakları imkânlar verilmemeli mıdır?Bu konuda ne düşünüyorsun?

      Sil
  29. 1. Cevap:
    Bilimin içinde yaşayabileceği bir medeniyete ihtiyaç vardır.  Bu olması gereken medeniyetin özellikleri; bilimsel gelişmelere açık, araştırmaya ve bu araştırmaları geliştirmeye teşvik edici olmalıdır. Günah, ayıp ve yasaklarla bilimin gelişmesine ket vurulmamalıdır. Bilimin gelişmesinden heyecan duyacak kaliteli eğitmenlerin olmasıdır. Özgür iradenin desteklendiği bir medeniyet olmalıdır.

    2. Cevap:
    Bir bilim disiplininin oluşması için tecrübeye dayalı uzun çalışmalar, birçok bilim insanı tarafından bulunan ortak sonuçlar ve belli bir ihtiyaca cevap verilebilir olması gereklidir.
    Kimya için bu süreçlerin işleyişi Cabir bin Hayyan'ın babasından, yaşadığı saray ortamından, Emevi veliahtından aldığı derslerden, öğrendiği bütün müspet (olumlu)  ilimler, tecrübeler, yaptığı analiz, kullandığı matematik, ilim, fen ile süreç başlamıştır. Eserlerinde tecrübelerini ayrıntılı bir şekilde izah etmiş. Kimyasal maddelerin bileşenlerini tespit edip açıklamış. Kimyada kullanılabilecek bazı metodları ortaya koymuş. Deneylerde kullanılabilecek aletleri imal etmiş. Kullanılış yollarını izah etmiş. Kimya ile ilgili hassas ölçü aletleri yapmış. Bu süreç kendinden sonra gelen bilim insanları tarafından Cabir bin Hayyanı kimyanın kurucusu olarak kabul ettirmiştir.

    3. Cevap
    Bilginin kaynağı: beyin, düşünce gücü, merak, deneyim, algılama, hayal gücü, anlayış, duyarlılık

    Bilimsel bilginin kaynağı: bilgi kaynaklarının tümü ayrıca deney ve gözlem.

    4. Cevap:
    Cabir bin Hayyan'ın muhteşem ilminin kaynağı, Allah'a olan inanci, Allah'ın bizlere verdigi fiziki kanunlar ve insanlara verilen muhtesem kabiliyetler olabilir.
    Cabir bu kaynağı "Allah beşere öyle kabiliyetler bahşetmiştir ki beşer, kainattaki bütün sır perdelerini bununla çözmeye muktedirdir." sözleriyle tanımlamıştır.

    Kaynakça:
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Ebu_Musa_Câbir_bin_Hayyan


    YanıtlaSil
  30. 1. Cevap:
    Bilimin içinde yaşayabileceği bir medeniyete ihtiyaç vardır.  Bu olması gereken medeniyetin özellikleri; bilimsel gelişmelere açık, araştırmaya ve bu araştırmaları geliştirmeye teşvik edici olmalıdır. Günah, ayıp ve yasaklarla bilimin gelişmesine ket vurulmamalıdır. Bilimin gelişmesinden heyecan duyacak kaliteli eğitmenlerin olmasıdır. Özgür iradenin desteklendiği bir medeniyet olmalıdır.

    2. Cevap:
    Bir bilim disiplininin oluşması için tecrübeye dayalı uzun çalışmalar, birçok bilim insanı tarafından bulunan ortak sonuçlar ve belli bir ihtiyaca cevap verilebilir olması gereklidir.
    Kimya için bu süreçlerin işleyişi Cabir bin Hayyan'ın babasından, yaşadığı saray ortamından, Emevi veliahtından aldığı derslerden, öğrendiği bütün müspet (olumlu)  ilimler, tecrübeler, yaptığı analiz, kullandığı matematik, ilim, fen ile süreç başlamıştır. Eserlerinde tecrübelerini ayrıntılı bir şekilde izah etmiş. Kimyasal maddelerin bileşenlerini tespit edip açıklamış. Kimyada kullanılabilecek bazı metodları ortaya koymuş. Deneylerde kullanılabilecek aletleri imal etmiş. Kullanılış yollarını izah etmiş. Kimya ile ilgili hassas ölçü aletleri yapmış. Bu süreç kendinden sonra gelen bilim insanları tarafından Cabir bin Hayyanı kimyanın kurucusu olarak kabul ettirmiştir.

    3. Cevap
    Bilginin kaynağı: beyin, düşünce gücü, merak, deneyim, algılama, hayal gücü, anlayış, duyarlılık

    Bilimsel bilginin kaynağı: bilgi kaynaklarının tümü ayrıca deney ve gözlem.

    4. Cevap:
    Cabir bin Hayyan'ın muhteşem ilminin kaynağı, Allah'a olan inanci, Allah'ın bizlere verdigi fiziki kanunlar ve insanlara verilen muhtesem kabiliyetler olabilir.
    Cabir bu kaynağı "Allah beşere öyle kabiliyetler bahşetmiştir ki beşer, kainattaki bütün sır perdelerini bununla çözmeye muktedirdir." sözleriyle tanımlamıştır.

    Kaynakça:
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Ebu_Musa_Câbir_bin_Hayyan


    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Nazmiye,
      1. cevabı derste konuşalım
      2. 3. ve 4. cevaplar eksik

      Sil
  31. merhaba hocam iyi geceler :)
    1—bilim insanları kendinden önceki elde edilen bilgilerden araştırmalardan yararlanabilirle bu yüzden bilimin gelişmesinde medeniyetin önemi vardır. eğer yaşadığınız medeniyet de araştırdıgınız konu ile ilgili eski araştırmalar ve bilgi varsa bu bilim insanının araştırmalarını etkileyecek ve hatta kolaylaştırabilecektir. Ya da yaşadıgınız medeniyet bir şeyleri sorgulamanın inanışlara göre yanlış görüyorsa bu bilim insanının araştırmalarını engelliye bilir ya da yaptıgı araştırmalar inançlar yüzünden kabul görmeye bilir. Araştırmacı çok farklı şeylerle suçlanabilir tıpkı Cabir bin hayam ile ilgili parçada geçen ‘’ Bazı fikirleri yüzünden hayatının bir kısmını sürgün olarak yaşadı; örneğin; Allah bize fiziki kanunlar vermiştir. Bunlarla bitki, hayvan hatta insanın benzerini yapabiliriz. Allah beşere öyle kabiliyetler bahşetmiştir ki; beşer, kâinattaki bütün sır perdelerini bununla çözmeye muktedirdir.‘’ bu ifade gibi . medeniyet bilimi etkiler ama tamamen medeniyet olmazsa bilim olmaz diyemeyiz bence. ---Medeniyetin özellikleri ; araştırmaları desteklemelidirler , inançları araştırma yapmalarına engel oluşturmamalı yani bu ilahi anlayışa ters denmemelidir, eski bilimsel birikimlere sahip olabilir , içinde farklı kültürden insanları barındırabilir. Bilimsel araştırma yapmak için imkanlar olmalıdır.
    2—bir bilim disiplini oluşurken uzun süreçlerden geçer bunların bazen yüzyılları bile aldığı olmuştur. bilim disiplininin oluşma aşaması hangi bilim dalı olduğuna da bağlılık gösterir ve ayrıca bilim disiplinlerinin birbiriyle de bağlantısı vardır. Bir bilim disiplini gözlemle başlar , derin araştırmalar hipotezler deney gözlemler ve bunun sonucunda yeterli destekleyici bilgi varsa bilim olabilir ama bunlar tabiî ki zaman alan süreçlerdir. Kimyanın bilim olma süreçinde ise ilk başlarda simya ile başlamıştır. Sonra bu simya uzun yolculugundan sonra ve simya aşamasında deneyler gözlemler şartların el verdiği kadar gerekli araştırmalar yapılmıştır. Parçada da söylendiği gibi ‘’ Ey oğul, deneyler yap ki ilmi elde edesin. Alimi ellerindeki maddenin bolluğu değil, deneysel yöntemlerindeki mükemmellik mesut eder.’’ Deneyler eğer varsayımı hipotezi araştırılan şeyi destekler nitelikte ise bilgi kimyaya girer.
    3—bilginin kaynağı şudur diye bir genelleme yapamayız bence çünkü, bazen deneyler ,bazen ihtiyaçtan doğar bazen tesadüfen sezgilerle , çok araştırmak , meraklı olmak , sorgulamak..... gibi bir sürü neden bilğiye kaynaklık edebilir. Daha sonra üzerine düşünürsün araştırırsın ve onu bilimsel bilgi olma yoluna taşımış olursun . Bilimsel bilginin kaynağı da araştırmalar yapılan gözlemler sonucu elde edilen bilgilerdir.
    4--- Cabir bin hayyan’ın ilminin kaynağı
    -kendindeki bilginin kaynağı olarak parçada da söylendiği gibi hocası İmam Cafer es-sadıktır.
    -bütün müspet ilimleri öğrenmiş olmasıdır.
    -en önemli vasfının deneycilik olması deneye önem vermesi onu araştırmaların da artı kılabilecek bir özelliktir çünkü bilim deneysiz gözlemsiz var olamaz.
    - yaşadıgı medeniyetin farklı kültürlere sahip olması dolayısıyla farklı konularda eski araştırmalar hakkında bilgi toplaya bilir bu sayede.

    https://tr.wikipedia.org/wiki/Bilim_tarihi
    http://medeniyet.nedir.com/
    moodle.baskent.edu.tr
    http://img.eba.gov.tr/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Sultan,
      1. cevabı derste tartışalım
      2. ve 3. cevaplar eksik..

      Sil
  32. İyi akşamlar Sinan Hocam
    1) Bilimin içinde bulunduğu medeniyetlere göre farklılık gösterdiği tarihte açıkca görülmektedir. Haberleşmenin zor olduğu çağlarda her medeniyet bir diğerinden habersiz bilimde ilerlemekteydi. Her medeniyet farklı çoğrafik özelliklerine göre farklı ihtiyaçlara sahipti ve bu ihtiyaçlar bilime yön vermekteydi. Bilimin ilerlemesini sağlayan bu ihtiyaçlardan dolayı tabiki bilimi medeniyyetlerden ayırmak doğru olmayacaktır. Bilimin her medeniyette ilerleme hızı da aynı değildir. Medenniyetler bilimin ilerlemesinde önemli roller oynarken bilimin ilerlemesini yavaşlatadabilir. Örneğin bir dönem bilim ile uğraşan insanların büyücü olduğuna inanıldığı gibi sorunlar çıkarabilir. Bu nedenle öncelikle medeniyetlerde bilimin ilerleyebilmesi için o medenniyetin bilime açık olaması gerekmektedir ve o medenniyet içinde bir çok bilim insanı barındırmalıdır.

    2) Bilim disiplininin oluşması için deney düşünce ve gözlemlerle sistematik çalışma sürecinden geçmesi gerekmektedir. Bilim; neden, merak ve amaç besleyen bir olgu olarak günümüze kadar birçok alt dala bölünmüş, insanların daha iyi yaşam koşullarına kavuşmasına, bilinmeyen olguları bulmasına ve yeni şeyler öğrenmesine ön ayak olmuştur. Tüm bilim dalları evrenin bir bölümünü kendine konu olarak seçer, deneysel yöntemlere ve gerçekliğe dayanarak çalışmalar yapar. Bilimin alt dalı olan Kimyanın oluşmasında Simyanın büyük etkileri vardır. Her elementi altına dönüştürme üzerine çalışmalar yapan simya alanı bu işleyişte bir çok elementin bulunmasına ön ayak olmuştur ve yine özellikleri hakkında bir çok bilgi edinmeyi sağlamıştır. Ardından bilimsel boyuta taşınan bu dal artık deneysel bulguları kullanmaya başlamıştır bu noktada kimya ve simya ayrılmıştır Kimya bir bilim iken simya değildir.

    3) Bilginin kaynağı nedir? sorusu çok genel bir sorudur. Bunun net bir cevabı yoktur. Gündelik bilgi, dini bilgi, teknik bilgi, Sanat bilgisi, bilimsel bilgi, felsefi bilgi gibi bir çok alanı olan bilgi kavramına felsefede farklı yaklaşımlar söz konusudur. Bilginin akılla elde edildiğini savunan Rasyonalist yaklaşım.
     Bilginin deney yoluyla elde edildiğini savunan Empirist yaklaşım.
     Sezgi yoluyla bilgi elde edildiğini savunan Entüisyonist yaklaşım.
     Doğru bilginin olgulara dayalı olduğunu savunan Pozitivist yaklaşım
     Fenomeni dile getiren bilginin doğru bilgi olduğunu iddia eden Fenomenolojik yaklaşım.

    Bilimsel bilgi için konuşucak olursak en önemli kaynağı deney olabilir.

    4) Cabir kendi bilgisinin kaynağı olarak hocası İmam Cafer es-Sadık'ı gösterir. Bunun haklılık payı tabiki vardır. Her bilim insanı başka bir kişiden etkilenir ve bu bilgisinin kaynağıdır denebilir. Fakat bunun yanısıra kişinin (Cabir bin Hayyam) kendi merakı zekası gözlem yeteneği ve tabi birde bilime olan sevgi ve bağlılığıdır.

    Kaynakça:
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Bilim
    http://www.felsefesinifi.com/?pnum=10&pt=Bilgi+Felsefesi
    http://www.bilark.org/bilim-toplum.php?id=7

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Suzan,
      1. soru için okuma parçasını da kullanabilirsiniz!!!
      2. ve 3. cevaplar eksik,

      Sil
  33. Merakla Hocam ;
    Cevap 1 ; Evet.Bilimin gelişimi için bir medeniyete ihtiyaç vardır. Bu medeniyet gelişime açık olmalı ki bilim ortaya çıkıp ilerleyebilsin . Aynı zamanda bir medeniyette bilim insanlarına imkan tanınmalı ki bilim insanı deneyler yapıp, bilgiyi ortaya çıkarabilsin.Bilimle uğraşan bilim insanlarına saygı duyulmalı,engellememeli,Bilimle uğraştıkları için cezalandırılmamalı ki bilim insanının bilime katkısı olsun. Ve bilim adamlarına Cabir Bin Hayyan'da olduğu gibi eğitim alabilecekleri imkan ve ortamlarda sağlamalıdır.

    Cevap 2 ; Bilim toplumun ihtiyaçlarından doğmuştur. Genellikle ihtiyaçlara çözüm bulmak amacıyla eldeki bilgiler ışığında yapılan deney ve gözlemler bilimin oluşmasını sağlayan genel bir süreç olmuştur. Aynı zamanda bilim insanlarının geçmişteki deney ve gözlemlerden yararlanarak bilgiye ulaşmasını da sağlamıştır.
    Simya 'nın fen ilimi olmaması ve Cabir Bin Hayyan'ın bunu fark ederek yaptığı deney ve gözlemler sonucunda Kimya bilimini bulması ve Kimya ile ilgili deney ve uygulamalar yapmasını sağlamıştır.

    Cevap 3 ; İnsanın düşünebilmesi ,duyuların algılaması ve gözlemlemesi bilginin kaynaklarındandır. Bilginin bir diğer kaynağı olarak insanın aklı ,zekası ve yaotugu deneylerdir diyebiliriz .Aynı zamanda var olan bilgiyi de kullanarak bilim insanı aklı ve mantığı, yaptığı deneyler ve sonuçlar ışığında bilgiye ulaşır.Yani bilimsel bilginin kaynağı bilim insanının akıl yürütmesi ,yapılan yapılan deney ve gözlemlere dayanıyor diyebiliriz.

    Cevap 4 ; Cabir Bin Hayyan'ın zekası, merakı ,iyi deney yapması, yaptığı deneyler de mantığını kullanıp doğru bilgiye ulaşması ilminin kaynağını oluşturur. Cabir Bin Hayyan'ın Simya'nın bir fen ilmi olmadığını görmesi ve kendisinin merakı ,yaptığı deneyler ve mantığı doğru bilgiye ulaşmasını sağlamıştır.
    Cabir Bin Hayyan'ın kendindeki bilginin kaynağı olarak hocası İmam Cafer Es-Sadık'ı göstermiştir.Hz.Muhammed (s.a.v) tarafından da bu bilimlerin verildiğini düşünmüştür.

    Kaynakça

    http://www.felsefe.gen.tr/bilginin_kaynagi_ve_olcutleri.asp


    https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Bilimsel_bilgi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Melike,
      1. cevabı derste konuşalım
      2. ve 3. cevaplar eksik

      Sil
    2. Merhaba melike. Cabir Bin Hayyan'ın bunu fark ederek yaptığı deney ve gözlemler sonucunda Kimya bilimini bulması ve Kimya ile ilgili deney ve uygulamalar yapmasını sağlamıştır demisin.Peki bunun disiplin oluşturmada nasıl bir etki yaptigi hakkında ne düşünüyorsun?

      Sil
    3. Merhaba melike. Cabir Bin Hayyan'ın bunu fark ederek yaptığı deney ve gözlemler sonucunda Kimya bilimini bulması ve Kimya ile ilgili deney ve uygulamalar yapmasını sağlamıştır demisin.Peki bunun disiplin oluşturmada nasıl bir etki yaptigi hakkında ne düşünüyorsun?

      Sil
  34. Merhaba Hocam,
    Cevap-1) Evet, bilimin gelişimi için elbette bir medeniyete ihtiyaç duyulur. Cabir Bin Hayyan’ın diğer alimlerle aynı dönemde yaşaması ve ona destek olmaları, bilimin ilerlemesi konusunda önayak olmuştur. Cabir Bin Hayyan Emevi Veliahtı Halit Bin Yezid ve Cafer-i Sadık’tan destek almasıyla bilimin bir diğer bilim insanına aktarıldığı görülmektedir. Bu durum o dönemin medeniyetine katkıda bulunmuş ve medeniyet geliştikçe bilimde gelişme göstermiştir. Bilimin gelişmesine katkı sağlayan bir başka özellik ise; farklı uygarlıklarla yapılan fikir alışverişidir. Bunun en büyük örneği Yunan düşünürlerinin kitaplarının çevrilmesidir. Bilimin gelişmesi, o medeniyetteki hoşgörü ve düşünce özgürlüğüne de bağlıdır. Örneğin; Yunanistan da düşünce özgürlüğü olmasaydı felsefe de bu kadar gelişim gösteremezdi. Eğer Cabir Bin Hayyan’a da bu özgürlüğün sağlanamadığı idam kararının çıkması ile görülmektedir. Dolayısıyla bilimin gelişmesi medeniyetle açıkça ilişkilendirilebilir.
    Cevap-2) Bilimsel disiplinler farklı süreçlerden geçerek, bilgi birikimlerinin de etkisiyle süregelmiştir. Bilim disiplinlerinin gelişmesine eski yunan eserlerinin İslam alimleri tarafından hızlıca çevrilmesi, eski yunan medeniyetindeki kitapları geliştirmesi yani bilginin kaybolmaması etken olmuştur. Bilim disiplinlerinin süreci, sonsuz araştırmalar dizini içeren simya olmuştur. Dolayısıyla kimya disiplini için bu süreç simya ile başlamıştır. Bilim insanı kendi ilgi alanına giren olaylar konusunda giderek daha temel düzeyde ilkeler keşfetmekle başlamıştır. Bilim insanları, kuramlar geliştirmek, olayları açıklamak, merak ve ihtiyaç olgusunun da vermiş olduğu bir duyguyla zorunluluk hissetmiş ve bu ilke, kuramlar hatta olgular geçmişteki bilgi birikiminin ürünleriyle deney, gözlem, uygulama yoluna girerek bilim disiplinlerinin sürecini oluşturmuştur. Cabir’in “Kimya ilmindeki ilk mühim husus, pratik uygulamalar yapman ve deneyler yürütmendir, zira pratik tatbikatta yahut da deneysel çalışmalarda bulunmayan kişi, ilmin en alt seviyelerine dahi erişemez. Ey oğul, deneyler yap ki ilmi elde edesin. Alimi ellerindeki maddenin bolluğu değil, deneysel yöntemlerindeki mükemmellik mesut eder.” Sözünden anlaşıldığı üzre, deney, gözlem ve uygulama bu sürecin en önemli unsurlarıdır.
    Cevap-3) İnsan, düşünen, sorgulayan, araştıran, meraklı bir varlıktır. Bilinçli ve akıllı bir varlık olarak insan, içinde bulunduğu ve yaşadığı dünyada çeşitli nesnelerle karşılaşır, onları algılamaya ve keşfetmeye çalışır. İnsanlar yüzyıllardır merak ve ihtiyaçtan gelen dürtü ile bilginin kaynağına ulaşmaya çalışmıştır. Fakat bilimin kaynağının ne olduğuna dair kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Bazı düşünürler, bilginin kaynağını akla, bazıları sezgiye, bazıları duyuma, bazıları ise deneye dayandırmıştır. Bilimsel bilgi, bilimsel araştırmalar sonucu elde edilen bilgidir. Bilimsel bilginin kaynağı akıl, deney ve gözlemdir. İnsanların araştırarak, deney ve gözlem yaparak, sorgulayarak, kavrayarak, soyut düşünerek bilimsel bilgiye ulaşmaları mümkündür.
    Cevap-4) Cabir bin Hayyan kendisindeki bu bilginin kaynağı olarak Cafer Es-Sadık’ı göstermiştir. İmam Cafer' in din ilimleri yanındaki fen ilimleri ile ilgili bilgilerini Hz. Ali'nin torunu olan dedesinden ve sahabi efendilerinden aldığını belirtmiştir. Hatta Cabir'e göre bu doğa bilimleri onun hocalarına direk Hz. Muhammet tarafından verilmişti. Hz.Muhammed’in bu bilgilere sahip olmasının nedeni vahiy ve Kur’an-ı Kerim’dir. Bana göre, Cabir Bin Hayyan’ın bilgisinin kaynağı, araştırması, merakı, deneye ve gözleme dayalı çalışmalar yapması, o dönemde yaşayan bilgili alimlerden ders almasıdır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Merve,
      1. cevabı derste konuşalım,
      2. cevabı biraz daha düzenleyelim,
      3. cevabı derste konuşalım,





      Sil
  35. Kaynaklar: https://tr.wikipedia.org
    http://dergipark.ulakbim.gov.tr\
    http://www.sizinti.com.tr/
    http://www.academia.edu/
    www.bilgiustam.com
    http://bilimselbilgi.nedir.com/

    YanıtlaSil
  36. 1-)Bilim içinde bulunduğu medeniyete ve toplumun ihtiyaçlarına paralel olarak gelişir ve ilerler.Medeniyetin özellikleri ise bilim insanlarına saygı duyulmalı bazı batıl inançlarla bilim insanı engellenmemeli ve cezalandırılmamalı ki bilim insanının bilme katkısı olsun.
    2-)Bilim objektif,mantıksal,tutarlı bilgiler içerdiği için bilim insanı geçmişteki bilim insanlarının bulduklarından faydalanabilir.Kimya bilim dalı bulunmadan önce ismi simya idi.Simya bir bilim dalı değildi ve kimya biliminin ortaya çıkmasında ve gelişmesine katkı sağlamıştır.
    3-)İnsanın düşünmesi,algılaması ve gözlemlemesi bilginin kaynağıdır.Ve bilgi insanların aklıyla yaptığı deney ve gözlemlerdir.Aynı zamanda bilim insanları var olan bilgilerin üstüne akıl deney ve gözlem yoluyla yenisini ekleyebilirler.Yani bilimsel bilginin kaynağı bilim insanının akıl yürütmesi yapılan deney ve gözlemlere dayanıyor diyebiliriz.
    4-)Cabir kendi bilgisinin kaynağı olarak hocası İmam Cafer es-Sadık'ı gösterir. Her bilim insanı başka bir bilim insanından etkilenir ve bu bilgisinin kaynağıdır denebilir.Cabir bin Hayyam bu ilminin kaynağını da şöyle tanımlamıştır merak, zekas, gözlem yetenek ve en önemisi de bilim aşkı.

    İYİ GECELER HOCAM
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Bilim
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Bilim_tarihi

    YanıtlaSil
  37. Merhabalar hocam
    C1.
    Eğer geçmişe bakıp bu soruyu yanıtmam gerekirse evet medeniyete ihtiyaç vardır.Çünkü insanın kendini geliştirip, fikirlerini rahatça izah edebileceği,bilim insanı ünvanı alabilecek bir yerlere gelmesi için çalışmalar,deneyler,araştırmalar yapması gerekir ve bunun için de uygun ortam,uygun koşullar olması gerekir ki,medeniyet, içinde yaşadığı halkı,kültürü eleştiriye açık bir topluluk değilse çok zor zaten bilimin ilerlemesi.
    Cabir Bin Hayyan ın bulunduğu medeniyet gibi. Evet ilerlemiş fakatbir yandan da toplumun cehaleti yüzünden ölüme mahkum edilmişti. Eğer yaşadığı medeniyet biraz daha gelişmiş olsaydı bilinen çoğu gerçek o dönemlerde ispat edilmiş olabilirdi.
    Fakat şimdi de iyi bi topluma mensup bireyler değiliz ki olduğumuz yerden sayıyoruz. Eğitim sistemi, toplumumuzun cehaleti, bilime önem vermeyen bir halk, bencillik,eleştiriye açık olmamamız.. Daha ne söylenebilir ki.
    C2.
    Antik çağlarda maddenin belirli temel elementlerden oluştuğu düşünülür ve birçok kültürde bunlar hava, su, ateş ve toprağı içerirdi. Bununla birlikte antik Yunan filozoflardan bir kısmı atom fikrini ortaya atmış ve her şeyin çok küçük yapıtaşlarından meydana geldiğini öne sürmüşlerdir. Bu filozoflara daha sonra atomcu filozoflar da denmiştir. Çok eski çağlardan beri insanlar metalürji ile uğraşmakta, çeşitli eşyanın yapımında kimyasal olayları ve bunların sonucu olan ürünleri kullanmaktaydılar; örneğin camdan eşyanın üretiminde. Orta Çağ'a doğru simya geleneği ortaya çıkmıştır. Simya geleneği kimyanın öncülüdür ve mistisizm, felsefe gibi öğelerle kimyasal çeşitli araştırmaların karışımından ibarettir. Simyada özellikle iki önemli kavram ve amaç bulunmaktaydı: biri zaman zaman felsefe taşı olarak da anılan ve her türlü maddenin veya metalin altına dönüştürülmesine yardımcı olacak efsanevi bir şey, diğeri ise içen kişiye ölümsüzlük veya çok uzun yaşam vaad edecek ölümsüzlük iksiri yani ab-ı hayat.
    Zamanla simyaya olan ilgi daha da bilimselleşmiş ve simyadan ayrık olarak kimya bilimi ortaya çıkmıştır

    C3.
    Bilim, büyük bir entelektüel maceradır. Bilim yapmak için, gözlemler neticesi elde edilen delillere dayalı, sıkı bir disiplin ile şekillenmiş canlı ve yaratıcı bir hayal gücü gerekir. Doğaya bilim yoluyla meydan okuyabilecek kadar gelişmiş her medeniyette, bilim en iyi beyinleri kendisine çekmiştir. Çünkü bilim, her ne kadar gerekli olsa da, gerçekleri basit olarak bir araya getirmek değildir; bilim, bu gerçekler arasında kurulan mantık ilişkilerinden meydana gelen ve bir varsayım veya bir teori ortaya koymaya imkân veren bir sistemidir. Bu teori, formüllendirilmiş olduğu dönemin gelen bakış açısıyla yoğrulmuştur. Teori, mantıklı düşünmeye alışkın beyinleri cezbedecek kadar sağlam, ileride ortaya çıkacak deliller ışında gelişme ve düzeltmelere yer verecek kadar da açık olmalıdır. Böyle bir teori, bazen paradigma olarak da adlandırılır ve görüleceği gibi, zaman zaman birçok sebepten dolayı değişecektir. Eğer bu değişmeler, gittikçe daha karmaşık tecrübeler tarafından meydana getiriliyorsa; bilim, büyüyen ve genişleyen bir bilgi topluluğu haline gelir; fakat bu değişimler dini, felsefi, sosyal ve ekonomik sebepler meydana getiriyorsa, bilim tarihi, genel tarihin bütün dalgalanmalarıyla ilgilenmek zorunda kalır.

    C4.
    Kainattır.
    "Allah bize fiziki kanunlar vermiştir. Bunlarla bitki, hayvan hatta insanın benzerini yapabiliriz. Allah beşere öyle kabiliyetler bahşetmiştir ki; beşer, kâinattaki bütün sır perdelerini bununla çözmeye muktedirdir." 
    bu sözüyle de belirmiştir zaten

    https://tr.wikipedia.org/wiki/Bilimsel_bilgi
    http://dehrice.blogspot.com.tr/2011/06/bilimin-kaynaklar.html

    YanıtlaSil
  38. C1) Eczacı bir babanın çocuğu olması , Abbâsi Halifesi Harun Reşid ' in sarayında yaşaması ve Vezir Yahya bin Halid el-Bermeki 'den himaye görmesi, ilerde yapmış olduğu bilimsel çalışmalar için bir önhazırlık şartlarını oluşturmuştur. Emevi Veliahtı Halit Bin Yezid ve Cafer–i Sadık’tan dersler almış olup ve de bütün müspet ilimleri öğrenmiştir. Eğer böyle imkanları olmasaydı, ancak kısıtlı bir bilgi birikimiyle çalışmalarını sürdürebilirdi.Cabir Bin Hayyan’ın, islam medeniyetinin dünyada en hızlı doğup gelişen bir medeniyet olmasını sağlayan bilimsel çalışmalar yapması bir medeniyeti etkilediğini gösterir.Kendinden sonraki medeniyetleri etkileyen bilimin gelişimi aynı şekilde içinde bulunduğu medeniyetten de etkileyip, bir medeniyete ihtiyaç duyduğunu gösterir.
    Bu medeniyet bilimsel çalışmaların sürdürülebilirliğini kısıtlayacak engellerin olmaması (örneğin;din adamları),bilimsel çalışmaların ulaşılabilirliği için farklı dilde tercüme edilebileceği bir mdeniyet olmalı.


    C2) Bilim disiplini bilgi birikimiyle ilerleme kaydederek birbiriyle ilişkilidir.Bilgiye ulaşmada ve bilgiyi işlemede kullanılan yol ve yöntem bu sürecin başaktörüdür.Bu süreçler;temel beceriler, nedensel beceriler, deneysel becerilerdir.
    Bunda Eski Yunan eserlerinin hızlıca çevrilmesi ve de İslam alimleri çevirdikleri Eski Yunan medeniyetindeki kitapları düzeltip ve üzerlerine çok fazla bilgi eklemeleri kimya dsiplininin oluşması için işleyen diğer bir süreç olmuştur. Simya’nın bir fen ilimi olmadığını görerek, tecrübeye, analize ve matematiğe dayalı, bugünkü Kimya’nın temellerini atıp ve de ilim öğretip, birçok öğrenci yetiştiren Cabir Bin Hayyan bu süreci farklı şekilde etkilemiştir.
    C3)Bilginin kaynağı olarak dinsel alanda; kutsal kitaplar, vahiyler ..,felsefe alanında; insan, tecrübe, sezgi ,.. olarak farklı alanda farklı kaynaklar kabul edilmiştir. Bilimsel bilginin kaynağı ise bilimsel yöntemdir.Yani;
    Bilimsel yöntem, bilim insanlarının ve araştırmacıların ortak çalışma, bilgiye ulaşma ve iletişim kurma yol, yöntem, araç ve tekniklerinin bir toplamıdır. Tümevarım ve tümdengelim bir arada kullanılır. Tekrar edilebilen, sorgulamaya ve sınamaya açık niteliği vardır.
    C4)
    Cabir Bin Hayyan dikkat çekici şu cümleyi yıllar önce söylemiştir;’’Maddenin en küçük parçası olan cüz-ü la yetecezza (atom)da yoğun bir enerji vardır. Yunan bilginlerinin iddia ettiği gibi, bunun parçalanamayacağı söylenemez. O da parçalanabilir. Parçalanınca da öyle bir güç meydana gelir ki Bağdat’ın altını üstüne getirebilir. Bu Allah-u Teala’nın kudretinin bir nişanıdır.’’Bu cümlesiyle bilimin her nüshasının tek olan Yaratıcının varlığının delilini ve kusursuzluğunu ispat ettiğini ifade etmiştir.Bu da muhteşem ilminin kaynağının bilimsel bilgi temelli olduğunu gösterir.

    YanıtlaSil
  39. kaynaklar
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Bilim_tarihi
    eba.gov.tr/kimyanın kurucusu:Cabir bin hayan
    www.Dersimiz. com>ders.notları>bilgi

    YanıtlaSil